Çetin ÜNSALAN

Çetin ÜNSALAN

EKOPOLİTİK
[email protected]

FED faizi ve sıcak para

30 Temmuz 2019 - 00:10

Gözler Amerikan merkez Bankası’nın 31 Temmuz’daki faiz kararına çevrilmiş. Niye? Hani bizde her şey yolundaydı? Hani istediğimiz zaman faizlerle oynar, istediğimiz hamleyi yapar; hem de istediğimiz türden açılımlarla ekonomimizi yönetirdik?

 

Kimin gözü FED kararında? Ekonomi yönetiminin ve bir de finansçıların... Onun dışında reel sektörün gözü döndüremediği borçlarında... Tıkanan piyasaya yapısında... Kırılan ödemeler zincirinde...

 

Şimdi neredeyse yasaklanan konkordatoların, yok sayılsa da piyasada yaptığı tahribatta... İstihdamı nasıl ayakta tutabileceğinde... Kredi borçlarını ve hepsinin genelinde aybaşını nasıl döndüreceğinde...

 

Yani sizin gözleriniz orada da, reel sektörün o noktaya bakmasına daha çok ve uzun bir yol var. Her ne kadar alınacak karar dolaylı olarak onu da etkileyecek olsa da, şu an itibariyle inanın gündeminde konu bu değil.

 

Fakat ülkede finansçılar ile iktidar kendi çalıp kendi oynadığı için, kendi gündemleri Türkiye’nin gündemi zannediyorlar. Bununla birlikte FED’in alacağı karar önemsiz mi ve görmezden mi gelinmeli?

 

Söylediğim bu değil. Ama hayatı bunun çerçevesine koyarsanız başka faktörleri doğru okumak durumundasınız. Mesela FED faizleri düşürürse bunun dünyada yeni bir sıcak para hareketi başlatacağını ve bu kaynağın bir şekilde Türkiye’ye de uğrayacağını mı düşünüyorsunuz?

 

Eğer kanaatiniz buysa ya büyük bir analiz yoksunluğu ya da hayal dünyası içerisinde yaşıyorsunuz demektir. Öncelikle FED faizi arttırırsa da düşürürse de, bizim adımıza ‘finansman’ penceresinden çok bir şey değişmeyecek.

 

Çünkü meseleye salt sıcak para odaklı bakıyorsanız, artık kullanılabilir maliyetlerle Türkiye’ye gelecek para kalmadı. Gelmesi muhtemel parayı da o maliyetlerle tekrar çevirip, kazanç elde ettikten sonra geri ödemek neredeyse olanaksız gözüküyor.

 

Ayrıca FED’in bu aşamaya gelmiş olmasının düzelen ekonomiden değil, patlama riski yükselen varlık balonu, jeopolitik riskler, ticari savaş, artan korumacılık ve resesyona koşan dünya ekonomisinin etkisiyle alındığını göz artı etmemeniz gerekir.

 

Yani alınacak kararın finansal olarak sonuçlarından çok, tartışmanın gerekçesi bizi daha yakından ilgilendiriyor. Ama büyük bir kumarhanenin içine düşmüş acemi balık gibi sürecin bizi yönetmesine olanak tanıyoruz.

 

Oysa Türkiye’nin konuşması gereken, daha önce de yazdığım ve anlattığım gibi, üretim odaklı katma değerli projeler. Türkiye’ye projeler ülkesi hikayesi yazmadığımız sürece kullanılabilir tek bir dolar getirmemiz mümkün değil.

 

Ülkeyi bir proje üssüne çevirir ve yeni fikirleri, yeni ekonomi doğrultusunda kurgularsak bir şansımız olabilir. Aksi mi? Hayal görüyorsunuz; uyanın; yoksa su döküp uyandıracaklar.

[email protected]

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum