Çetin ÜNSALAN

Çetin ÜNSALAN

EKOPOLİTİK
[email protected]

Faizden daha önemlisi var

11 Eylül 2019 - 11:02

Türkiye’nin son dönemdeki en çok konuşulan başlıklarından birini faiz oluşturdu. Nitekim Perşembe günü bizim Merkez Bankası ve Avrupa Merkez Bankası, sonrasında da Amerikan Merkez Bankası’nın ne yapacağı merak ediliyor.

 

Esasen yapılacak harekette kazanç ya da kayıp bekleyenlerin tamamının olası beklentileri satın aldığını söyleyebiliriz. Bu nedenle piyasalarda yapılacak hareketlerin de bugünden belli olduğunu tahmin etmek çok da zor değil.

 

Fakat tüm bu tartışmaların gölgesinde, sonuçları son derece önemli olmakla birlikte, bunlardan daha önemli ve direkt etkisini hissedecek kesimlerin karşılaşacakları durum pek konuşulmuyor.

 

Yüksek faiz hiçbir zaman faydalı bir başlık değildir. Çünkü neticede paranın maliyetlenmesi, sermayenin finans enstrümanlarına doğru kayması gibi bir dizi gelişmeyi de beraberinde getirir.

 

Lakin bugün gözlerin buraya çevrilmesinin iki temel sebebi olduğunu düşünüyorum. Birincisi sadece bizde değil, dünyada merkez bankalarının siyasetçilerin ekonominin dümeni olduğunu iddia edip, sorumluluk almaması nedeniyle güven kaybı yaşaması. İkincisi de normal bir ekonomik düzlemde meselenin tartışılmıyor olması.

 

Herkes biliyor ki dünya ekonomisi hasta. 2 binli yıllarda parasal genişlemenin zehirlediği dünya, bugün işin içinden çıkamıyor. Esas sorun bence bu lale devrinin faturasının geniş kitlelere nasıl ödetileceği...

 

Bence herkes bunun hesabını yapıyor. Kimse geçmişteki hatasını kabul etmezken, bunun sorumlusu olanlar pansuman tedbirlerin bir süre daha ortamı sürükleyebilmesinin ümidini taşıyor.

 

Oysa faizden daha önemlisi var. Dünyada büyük bir daralma yaşanıyor. Ticaret savaşları bir yandan, ekonomik değişim öte yandan, arz kısmında iflasların ya da birleşmelerin gerektiği gerçeği bir taraftan bunun doğuracağı sorunlar diğer taraftan...

 

Bizde faizin düşüp, reel piyasaların hareketlenmesi umut ediliyor. Oysa mesela Avrupa’da yıllardır sıfır faiz uygulayan ülkelerin bile ekonomilerinin hareketlenmediği konuşulmuyor. Çünkü sorun rakamın kaç olduğunda değil, paranın ve ticaret hacminin olmadığında...

 

Elbette bunda geçmişteki hatalı dönemde tüm faydalarını siyaseten cebine koymuş, ama hiçbir hazırlık yapmamış olanların endişelerini de görmek lazım. Onlardan biri de biziz.  Finansmanın bol olduğu dönemde reel sektörünüzü, teknolojinizi dönüştürmemişseniz, parayı finansman yapmak yerine yemişseniz, işin içinden çıkamazsınız.

 

Şimdi kısır tartışmaları bir kenara bırakıp, yaptığımız hatayla yüzleşip, yeniden bir ekonomik model kurgulamamız gerekiyor. Ama seviyemiz eldeki gayrimenkulleri satmaya çalışmaktan ibaret. Üzgünüm ama bu sadece ödenecek faturanın boyutunu arttırır. Şimdi istediğiniz kadar tartışın. İşe yaramaz. Zira gündeminiz gerçek değil.

 

[email protected]

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum