Enflasyonda son rakamımız yüzde 47 oldu. Üretici enflasyonunu hiç sormayın, oradaki artış hızı yerlerde sürünüyor. Tüketici enflasyonunu daha da düşürecekler ama şu gıda fiyatları yok mu, her şeyi bozuyor.
Tam da bu noktada ‘bu işte bir gariplik yok mu’ sualini sormak bile kimsenin aklına gelmiyor. İnsanlar harcamalarında gıda seviyesine düşmüş ve oradaki tüketim düşmüyor, enflasyon olanca hızıyla artıyor ama kimse sorgulamıyor.
Aksine çıkan rakamla gurur duymanın yollarını arıyorlar. Cem Yılmaz’ın oyununda bir replik vardı hatırlayacaksınız. Eğitim sistemini eleştirdiği bölümde derdi ki: “Yanlış anlamayın kötü bir öğrenci değildim. Hep bana takdir verirlerdi. Ama ben herhangi bir okula takdir verdiğimi hatırlamıyorum.”
İşte bizim de ekonomi yönetimi ile ilişkimiz bu düzeyde. Sürekli düşen enflasyondan bahsediyorlar ama gerçekleri görmek istemiyorlar. Övünmeleriyle karışık basın açıklaması yapıyorlar, ama insanların perişan halini yok sayıyorlar. Doğal olarak vatandaş da kendilerine takdir verdiğini hatırlamıyor.
DİSK-AR bir araştırma yapıyor, tüketicinin gıda enflasyonunu açıklanandan iki kat fazla hissettiğini ortaya koyuyor. Ama bizim ekonomi yönetimi ‘yemeseniz de olur’ tadında ‘ah şu gıda fiyatları yok mu’ şarkısını söylüyor.
Enflasyon yüzde 47 açıklanıyor, hemen haberlerin satır aralarına faiz vurgusunu getiriliyor ve enflasyon ile faiz arasında 3 puana yakın fark oluştuğunu belirtip, bir faiz indiriminin yolunu yapıyorlar.
Fakat sormuyorlar ki, enflasyon gerçekten yüzde 47 mi? ENAG’ın bile TÜİK kriterleriyle hazırladığı enflasyonda yüzde 86,7 oranı çıkıyor, bununla ilgili bile ‘bu rakam gerçek değil’ diyemiyorlar. İstedikleri ENAG’ın enflasyonu açıklamaması, o da iki kere mahkemeden ret yedi.
Mahkeme demişken, biliyorsunuz bu konuyla ilgili açılan bir dava vardı. Yargıtay Onursal Üyesi Seyfettin Çilesiz’in açtığı davada emeklilerin düşük zam aldığı gerekçe gösterilerek, TÜİK’ten madde sepeti istendi. Hani şu daha önce DİSK’in kazandığı davada verilmesi istenen, sonra ‘yok’ denilen, Alaattin Aktaş’ın örneklerle ortaya çıkartmasından sonra da yalanlanamayan listeden söz ediyoruz.
Neydi? Kira 6 bin TL, döner porsiyon 79 TL, doktor muayene ücreti 34 TL olan enflasyonun hesaplandığı madde sepeti. Son davada mahkeme madde sepetini istedi. Madde sepetinin internet sitesinde olduğunu söyleyen TÜİK’in internet sitesinde liste bulunamadı.
Hatta TÜİK, sadece istatistik açıkladığını, kimin ne amaçla kullandığının da kendi uhdesinde bir durum olmadığını açıklayıverdi. Ama bu ay göreceksiniz yine Asgari Ücret Komisyonu’na gidip tavsiye sunacaklar.
Peki ne oldu dersiniz? Madde sepetinin açıklanması istemiyle açılan dava, madde sepeti sunulmamasına rağmen sonuçlandı. Çilesiz, konuyu üst mahkemeye taşıyacağına açıkladı.
Ama enflasyonun yanlış hesaplandığı iddiasıyla açılan, madde sepeti istenen, ama verilmediği halde karara bağlanan bir davayı nasıl açıklayacaksınız? Açıklayamazsınız. Ama günün sonunda enflasyon ülkede düşüyor ve rakamlar gerçek öyle mi? Hadi canım sende…
[email protected]
FACEBOOK YORUMLAR