Çetin ÜNSALAN

Çetin ÜNSALAN

EKOPOLİTİK
[email protected]

Enflasyon vatandaşı yakacak

06 Kasım 2023 - 03:01

Merkez Bankası, enflasyon raporunu açıkladı ve öngörülerini yine yukarı yönlü revize etti. Öncelikle en azından doğru istikameti görüyor olmamız sevindirici. Ama bu durumda ekonomi yönetiminin yetkilendirildiği makamla ters düşmesi, önümüzdeki süreçte bambaşka bir sorun yaşanacağının da belirtisi gibi.

Elbette böyle bir şey olmasını temenni etmem, zira bu gelinen yolun da, ödenen bedelin de boşa gitmesi anlamına gelir. Rakamlar ve hedeflemelerin gerçekçiliği ise tartışılır. Resmi rakamları esas alarak, oradan bir hedefleme ve öngörü yapıyorsanız, zaten sapma kaçınılmaz.

Fakat tüm rakamları bir tarafa koyup, resmin ne anlattığına baktığınızda, enflasyonun uzunca bir süre hayatımızda olacağını görüyoruz. Üstelik bunlar kur hedefleri de tutarsa, ekstra riskler oluşmazsa, gerçek olmasa dahi ele alınabilecek öngörüler.

Türkiye’nin çok ciddi bir kur riski olduğunu, buna karşılık para bulamadığını, bulduğu paranın çok maliyetli olduğunu, ihracat pazarlarında daralma yaşandığını ve başta Avrupalı turist olmak üzere, gelişmiş ülke turizm müşterilerinin frene basacağını düşünürseniz durum sıkıntılı gözüküyor.

Şüphesiz bunun üzerine bir de seçim sürecini koymak gerekiyor. Burada ciddi bir popülizm söz konusu olacaktır ve bu da zaten dağılmış bütçenin daha da açık vermesi anlamına gelecektir.

Bundan da daha kritik olan ise, bütçe açığının kapatılmasında vatandaşa güveniliyor olması. Hangi vatandaşa? Yüzde 80’inin açlık sınırı ve altı ile bir tık üzerinde, geçim savaşı veren ve 2,3 trilyon TL borç gerçeği önünde olan vatandaşa.

Bu faktöre, her ne kadar yukarı yönlü revize edilse de, hedef enflasyon olan yüzde 36 üzerinden baz alınarak bir maaş artışı öngörüldüğünü, ama muhtemelen yeniden değerleme oranının üç haneli geleceğini eklerseniz, tam bir işin içinden çıkılamayan durum fotoğrafı veriyoruz.

Kim ne derse desin, tüm bu gelişmeler, enflasyonun artacağı gerçeği, yüzde 65 gerçekleşse bile, önceki yıpranmanın yok sayılacağı, farkın ödenmeyeceği ve yükseleceğine kesin gözüyle bakılan enflasyon oranında bile zam almayacağı düşünüldüğünde, bütçe açıklarını da aynı kesimin karşılaması beklendiğinden faturanın vatandaşı yakacağı çok açık gözüküyor.

Tüm bu faktörlerin ve tartışmaların gölgesinde, enflasyon yorumlaması ile ilgili de büyük bir şaşılık var. Merkez Bankası halen enflasyonun talepten kaynaklandığı gibi bir inanış içinde ya da bu algıyı yerleştirmeye çalışıyor.

Oysa açlık sınırının altında yaşayan insanların talepleriyle bir enflasyon yaratması mümkün değil. Bu algı, aynı zamanda iç piyasanın tıkanmasına ve ödemeler zincirinin kırılmasına yol açarken, işsizliği de körükleyecek yanlış bir bakış açısını beraberinde getiriyor.

Peki ne yapmak lazım? Elbette üretim ekonomisine inanmak ve planlı bir üretim metoduna geçmek gerekir. Ama bundan da önemlisi rakamlarla yüzleşmek, sorunları kabullenmek ve öncelikleri belirlemek şart. Enflasyon / vatandaş ilişkisini bırakın. Maliyetlere bakın.
[email protected]
 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum