29 Temmuz Perşembe günü Merkez Bankası’nın enflasyon raporu için toplanacağı ve kamuoyuna da Başkan Kavcıoğlu nezdinde açıklamalar yapacağı duyuruldu. Elbette ekonomiyi takip edenlerin de ister istemez gündeme aldığı bir haber oldu.
Fakat sizce bir anlamı var mı? Daha doğrusu kaldı mı? Temel sorun, enflasyonun veya ekonomik verilerin ne olduğu, ne yönde tahminler ortaya konulduğu noktasından çıkmadı mı? Yine daha doğrusu yapılanların, söylenenlerin bir ciddiyeti kaldı mı?
Sadece şu an gündemde olan kamu işçileri ve memurların zam pazarlığı sürecinde söylenenlere bile baksanız havanda su dövüldüğü o kadar net hale gelmiş vaziyette ki.. Ve bu durum bir öngörüden çok daha ciddi bir ağırlık kazanmış vaziyette…
Aslında rakamlarla bariz oynanmaya başlandığında bu uyarıyı yapmıştık. Sorunlu dönemlerden bile çıkarken, bu kurumlara ihtiyaç olduğunu, kritik öneme sahip böylesi yapıların günlük siyasete alet edilmemesi gerektiğini belirtip, kredibiliteyi kaybetmeyin diye çok anlattık.
Bunlar konuşulmamış gibi yalpalayan politikalar bir tarafta, 20 ayda 4 kez değiştirilen Merkez Bankası Başkanı gerçeği öte tarafta her şey tarumar edildi. Şimdi perşembe günü nasıl ve neye göre bir rapor açıklanacak?
Ekonomi yönetimi kendi oluşturduğu rakamlar üzerinden, kendi hayal tablosunu ortaya koyup, sonra bir de bunu savunup, herkesin de inanmasını bekliyor. Oysa o inanması gereken herkes sahada, sokakta ne yaşandığını biliyor.
Biliyor; çünkü iliklerine kadar hissediyor. Şimdi yine beylik laflarla, belki finans piyasalarının kullanmak isteyeceği bir takım söylemlerle birilerine para kazandırılacak. Ama ekonominin gerçeklerini görmezden gelerek, temenniler manzumesi oluşturarak hiçbir sorunun çözümüne yardımcı olunmayacak.
Bence artık kimsenin Merkez Bankası’nın ne söylediğini umursadığı yok. Temel sorunu bu görüp en azından kredibiliteyi kurtarmak adına toplantı falan yapmasınlar. Çok isteniyorsa rapor yazılı olarak yayınlansın. Kaç kişi inanır; kaç kişi gerçekçi bulur onu bilemem.
Ama en azından yazılı olarak bu mesele geçiştirilsin. Niye? Çünkü soru ve soracak kişiyi de seçmeye başladılar. Bu durum gerçekçi olmayan rakamlardan daha fazla kurumu yıpratıyor. Ve bu kurum bize ekonomik darboğazdan çıkarken lazım.
Zira kurum hükümete ait değil… Devletin bir yapılanmasının itibarıyla, bu kadar günübirlik siyaset ve gerçekçiliğini yitirmiş açılımlarla oynamaya kimsenin hakkı yok.
Şu an kimse Merkez Bankası Başkanı’nın bile ne kadar daha gövevde kalacağını bilemezken, o kurumun söylediklerinin içte ve dışta gerek finansal piyasalarında, gerekse de reel sektör anlamında bir kıymeti yok.
Tekrar söylüyorum. Toplantı yapmayın; bari kurumun itibarını zedelemeyin.
[email protected]
FACEBOOK YORUMLAR