Enflasyon konuşacağız

Bakan Nebati’nin ifadesine göre bundan sonra enflasyon konuşacakmışız. Bakan’a ‘hoşgeldin’ demek lazım; çünkü vatandaşın neredeyse son 2 yıldır artan şiddetle ana gündemini bu oluşturuyor.

Şayet  iş kontrolden çıktıktan sonra konuşmaya karar verdiyse, bu da bir adım diye nitelendirebiliriz. Ama bunu da bizim üzerimizden konuşmak sakıncalı olabilir. O yüzden açıklamayı yapan Nebati uyarıyor: Tüm dünyada konuşacağız.

Yani öyle dünya mukayesesi falan yapmayın. Satın alma gücü ya da güçsüzlüğüne girmeyin. Bu bütün dünyanın sorunu… Biraz daha zorlarsak Bakan Nebati ‘bizimle ne ilgisi var’ da deyip çıkabilir işin içinden.

Oysa Türkiye’nin makro iktisat açıdan enflasyonu tartışması gerekiyor elbette. Hatta üretici enflasyonunu öncelikleyerek ele alması şart. Çünkü bu aynı zamanda yakın vadede büyük bir işsizlik furyasını da getirme potansiyeli taşıyor. Üstelik artık insanlar işten çıkarıldığı için değil, firmalar yaşam şansı bulamayacağı için…

Ama mikro düzeydeki sorun hepsinden kronik bir hal aldı. Dünyada insanların hammadde fiyatları ve benzeri ortak giderlerdeki artışın yanı sıra pandemide dağıtılan para nedeniyle enflasyon sorunu yaşadığı, bizimse yokluktan ve üretim eksikliğinden satın alma gücümüzü yitirdiğimiz bir ortamda vatandaşın hali içler acısı ve ‘dünyaya bak’ demek için tahammül edilemez noktada.

Mesele o kadar ciddi ki, TÜSİAD Başkanı Orhan Turan bile, iş dünyası olarak yaşadıkları büyük sorunları bir kenara koymuş, yaptığı açıklamada vatandaşın ezdirilmemesi gereğine dikkat çekiyor.

Sadece bu açıklama bile, ekonomi yönetiminin silkelenip, boş hamaseti bırakıp kendine gelmesi için yeterli bir sebep. Üstelik finans kuruluşlarının raporları enflasyondaki yükseliş trendinin resmi rakamlara göre bile artacağına işaret ederken; meseleyi bir takım gelir geçer sözlerle savuşturmak ne kadar mantıklı?

TÜSİAD açıkladığı raporda ayrıca mücadele şeklinin yanlışlığına dikkat çekerken, kalıcı çözüm için farklı stratejiler uygulanması gerektiğine de vurgu yapıyor. Şimdi siz bunları görmezden gelip, dünyadaki enflasyonu bizdeki enflasyonun nedeni olarak göstermeye kalkarsanız, zaten kopan vatandaş yönetim arasındaki bağı tamamen ortadan kaldırırsınız.

Türkiye’de insanların aybaşını getirme ya da getirememe problemi kalmadı. Ülkede insanlar geçinemiyor. Giderlerini karşılayamıyor. Ayrıca giderlerin yükseldiği ve sabitlendiği bir ortamdan da söz etmiyoruz. Sistematik olarak yükselen, gelirin, her geçen gün satın alma gücünün eridiği, daha önemlisi insanların bunun karşısında ne yapacağına ilişkin hiçbir fikrinin olmadığı bir fotoğraf içerisindeyiz.

Üstelik çok uzun zamandır bu yaşanıyor. Bakan, bundan sonra enflasyonu konuşacağımızı söylüyorsa bu da bir gelişme sayılabilir. Ama uzun süredir enflasyonun tek gündem maddesi olduğu vatandaş nezdinde kıymeti yok. Yurttaş, muhabbet değil, çözüm istiyor.

[email protected]