Çetin ÜNSALAN

Çetin ÜNSALAN

EKOPOLİTİK
[email protected]

Enflasyon dediğin nedir ki?

03 Ekim 2023 - 00:35

Türkiye’de ekonomi çevrelerinde herkes döndü gözlerini enflasyon verisinin ne açıklanacağına çevirdi ve merakla bekliyor. Peki sizce beklenen enflasyon verisi mi; yoksa gerçekliğe dönüş eğilimi olup olmayacağı mı?

Çünkü gerçeğe yakın bir enflasyonu esas almadığınız zaman gerisi sadece rakamdan ibaret kalıyor. Meseleyi sadece hedeflenen enflasyonu esas alarak çözemezsiniz. Ortadaki maliyetin kimden ve nasıl çıkacağını da anlatmak durumundasınız.

Bugünkü fotoğrafta anlıyoruz ki, bu fatura vatandaşa kesilecek. Ama bu, dürüstçe söylenmiyor. Hatta bu ay ve sonrasında yapılan açıklamalar, gelecek yıl satın alma gücü ile gerçekler arasındaki makasın ne kadar açılıp kapanacağının da belirleyicisi olacak.

En basitinden emeklilerin aldığı maaş denilen, harçlığa dönmüş rakamla ilgili herkes bir şeyler söylüyor ve yine anlaşılan o ki yılbaşına kadar oyalamayı, o dönemde yapılacak artışla da seçime gitmeyi hesaplıyorlar.

O zaman şunu soralım. Bugün bile açlık sınırının yarısında kalmış bir maaşı, yılbaşında hangi oranda arttırmayı planlıyorsunuz ki, en azından önceki gibi asgari ücretin üzerinde bir emekli maaşını konuşur hale gelelim.

Pratikte bunu yapma eğilimi olmadığını biliyoruz. Aslında hedeflenen enflasyon üzerinden artışların yapılacağını söyledikten sonra, bu saatten sonra açıklanacak enflasyonun kaç olduğunun da önemi kalmadı.

Hangi kritere göre yüzde 33 hedefinin konulduğu bilinmeyen, dünyada ve Türkiye’de artış eğilimindeki bir enflasyon hızı karşısında, elinde bir liste olmadan, yani mukayese yapmadan enflasyonu açıkladığını itiraf eden bir kurumun, bu saatten sonra açıklayacağı oranın anlamı kaldı mı?

Gözler çevrildi ve enflasyon artış hızının ne olacağı değil, ne açıklanacağı bekleniyor. Peki o zaman DİSK-AR’ın talebi üzerine elinde bir liste olmadığını söyleyen TÜİK, yüksek de açıklasa, düşük de açıklasa önce neye göre bir rakam duyurduğunun izahını vermekle yükümlü değil mi?

Şayet enflasyonu gerçek rakam esas alarak açıklamayacaksak, bu saatten sonra ancak ‘enflasyon dediğin nedir ki, sen yaşadığıma bak’ diyesi geliyor insanın. Mesele o kadar çığırından çıktı ki, yaşanan bile kimsenin umurunda değil, yaşaması vaat edilen enflasyon oranının, yaşanmışları sineye çekerek kabullenilmesi isteniyor.

Peki o zaman soralım. Kim neye göre zam yapacak? Kim maliyetlerini neye göre belirleyecek? Hangi şartlar altında pahalı ya da ucuz tanımlaması yapacağız? Hatta faizi ve döviz kurunu neye göre kritik edeceğiz?

Gördüğünüz gibi enflasyon verisini doğru açıklamadığınız sürece hepsi boş bir tartışma haline dönüşüyor ve ekonominin verisi değil, kaos nedeni oluyor. Şimdi tekrar soruyorum: Rasyonelleşmeden bahsediyorsak; TÜİK verilerini ne zaman tartışmaya açacağız?

[email protected]
 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum