Tüm ülkenin acısını hissettiği Elazığ – Malatya depreminin üzerinden bir hafta geçti. Tartışmalar birbirini izlerken bir yanda kaybettiklerimiz, bir yanda siyasetin politika üretmeksizin nasıl küçülebildiğine şahit olduk.
Fakat tüm bu kakofoni içerisinde bir olay oldu ki, sadece küçük bir haber olarak medyaya yansıdı ve yok oldu. Oysa belki de sonraki tartışmaların her cevabı o emekli teyzede gizliydi. Görmediler; belki de görmek istemediler.
Olay şu: “Kırklareli’nin Lüleburgaz ilçesine bağlı Ahmetbey beldesinde yaşayan Hatice Özgür (67), depremzelere yardım etmek için gönderdiği montunun cebinde bin 800 TL bin 800 lira emekli maaşını unutuyor.
Özgür, üzerindeki montla birlikte, battaniye ve giyim malzemelerini çuvala koyup götürdüğü belediyeye teslim ediyor. Ahmetbey Belediyesi de toplanan yardımlarla birlikte Özgür’ün montunun da aralarındaki yardımları deprem bölgesine gönderiyor.
Ancak bir süre sonra Özgür, bankadan çektiği bin 800 lira emekli maaşını da montunun cebinde unuttuğunu fark edip Ahmetbey Belediye Başkanı Mustafa Altıntaş’a başvurup durumu anlatıyor. Yardımların gönderildiğini belirten Altıntaş, durumu deprem bölgesindeki yetkililere iletiyor.” Sonuçta gönderilen noktada montun cebinde para makbuzuyla bulununca iade ediliyor.
Şimdi ne var bunda diyen çıkabilir. Ne var biliyor musunuz? Emekli teyzem, o kıt kanaat geçinen, maaşını unutmasıyla dünyası yıkılan teyzem, eskimiş montunu göndermiyor. Cebinde kalan maaşı anlatıyor ki, sırtındaki montunu yolluyor. İnanın bu çok değerli...
Ve o teyzemin her şeye hakkı vardır. Öyle toplanan deprem paralarının hesabının sorulamayacağını o teyzeme söyleyemezsiniz. Zaten demokratik bir ülkede bunu söyleme hakkını bulmak bile başlı başına bir çelişki.
82 milyon insanın deprem endişesi yaşadığı bir süreçte, 20 yılı aşkındır toplanan bir paranın hesabını vatandaş niye soramıyormuş? Daha çok harcamışlar da vesaire vesaire vesaire... Çocuk mu kandırıyorsunuz? Öncelikle bir fonu amacı dışında kullanmamanız gerekir. Ayrıca o paranın yerine az ya da daha çok bir para harcanmış olunsaydı, 21 sene sonra bu Millet halen deprem konusunda tedirginlik yaşıyor olmazdı.
Bina yapmakla, rant yaratmakla, deprem alanlarını imara açmakla depremle mücadele olmuyor. Üstelik yapılan binalara da bakarsanız, sanki hepimiz rezidansta yaşıyoruz. Sonra da apar topar konunun üzerini örtmek için 100 bin sosyal konut açıklaması. Hangi parayla yapacaksın? Yaptın; bu borç içindeki insanlara nasıl satacaksın? Bir kaç müteahhide para kazandırmaktan başka işe yaramaz. O da o para bulunursa...
Fakat burada kritik problem, yok canıyla bile mağduruna sahip çıkan bir Millet’e, parasının hesabını soramayacağını söyleyen zihniyet. Bir belediye başkanının ailesiyle sömestr tatilinde olmasını sorguluyor da, 66 milyar TL’nin nereye gittiği soramıyor öyle mi? Namusunuza teslim edilmiş her kuruş bu Millet’in... Ayıp ediyorsunuz o emekli teyzeye ve 82 milyon insana...
FACEBOOK YORUMLAR