Bugünlerin en sıcak gündemini faturalar oluşturuyor. Hatta tüketici örgütleri bu konuda geçtiğimiz Cuma günü sosyal medya üzerinden bir kampanya düzenleyerek, ‘faturaları devlet ödesin’ mesajını verdiler.
Bunun üzerine yetkililerden yapılan açıklamaların ne olduğuna baktığınızda ise ‘şöyle destek, böyle destek’ denilerek geçiştirilen bir süreç yaşanıyor. Oysa bugünün koşullarında maaşından başka hiçbir geliri ve birikimi olmayanlar ile, tamamen işsizlerin fatura gerçeğini yaşadığını görüyoruz.
İnsanların çok haklı sebeplerle hem evde oturmasını isteyip, hem de bir bölümünü asgari ücretin yarısı bir tutardaki ödemeyle ikna edemezsiniz. Mart ayı içerisinde yazdığım yazılarda, nisan ayının en büyük sınav olacağını, çünkü faturaların arka arkaya gelmesiyle birlikte ödemeler problemi yaşanacağını dile getirmiştim.
Şimdi kim ne söylerse söylesin, insanlar kendi kaderiyle baş başa bırakılmış durumda. Hem de öyle böyle değil. Faturalar ödenemeyecek oranlarda fazla geliyor. En az yarısı kadar artan bir tüketim bedelinin nasıl ödeneceği ise büyük belirsizlik olarak ortada duruyor.
Son olarak Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez bir açıklama yaptı. Bakan Dönmez, elektrik ya da doğalgazı kesilenlerin Bakanlığa şikayette bulunması çağrısını yineledi.
İlk planda naif bir hareket gibi gözükse de, gelirin sıfırlanma noktasına geldiği ağırlıklı bir toplum gerçeği göz önüne alındığında, çok karşılığı bulunmuyor. Yani elektrik ve doğalgazın kesilmemiş olması, şimdi ya da sonra ödeme problemini ortadan kaldırmıyor.
Kesme meselesine gelince... Orada çok kronik bir sorun yoksa, zaten bu hizmeti veren şirketler bunu hayata geçirmeyecektir. Bakanlık veya belediyeler istiyor diye mi? Elbette hayır... Böyle olduğunu düşünüyorsanız büyük bir saflık içindesiniz demektir.
Sarfiyatın bu süreçte artması muhtemel mi? Elbette muhtemel. Ama faturaları neredeyse yüzde 50 ile 100 arasında değiştirecek oranda bir sarfiyatın olması mümkün değil. Fakat faturalandırmada, tüketim kademelendirmesine paralel fiyatlandırma olduğu için, aşılan her nokta ya da geciktirilen fatura nedeniyle ortaya çıkan tüketim baraj sınırlarının da yıkılmasına neden oluyor.
Böylece birim fiyat değişeceği için, aynı tüketimin biraz üzerindeki oranda ya da faturalandırma tarihinin 5 gün geciktirilmesiyle biriken tüketim oranıyla, normal zamanda gelen faturanın kat be kat üzerinde bir ödeme gerçeğiyle karşı karşıya kalınıyor.
Bu zamanda bir ay içerisinde yüzde 50’den fazla parayı ne dolardan, ne faizden, ne de borsadan elde edemeyecek firmalar da şimdi olmasa da, nasılsa sonra tahsil edecekleri gerçeği üzerinden bilançolarındaki bozulmayı tüketiciye yüklüyorlar.
Buna çalışmayan fabrikalara gönderilecek 2018 – 2019 mayıs ortalaması fiyatlarıyla faturalandırmayı da eklerseniz, hayal edilemeyecek bir kâr kapısı haline gelmiş vaziyetteyiz.
Gıdada fırsatçı arıyorsunuz da söz konusu enerji olunca neden bu konuyu sorgulamıyorsunuz? Kesinti meselesine gelince; yetkililer de vatandaş da rahat olsun. Çok özel bir durum olmazsa ne doğalgaz kesilir ne de elektrik. Çünkü bu süreçte yazacakları kâr için, saatinizin duruyor değil, çalışıyor olması gerekiyor.
[email protected]
FACEBOOK YORUMLAR