Çetin ÜNSALAN

Çetin ÜNSALAN

EKOPOLİTİK
[email protected]

Ekonomide eğilim eskiye dönüyor

19 Nisan 2023 - 13:00

Türkiye’de ürün yenileme başlığı giderek önem kazanıyor. Sadece bizde değil; dünyanın şu anda en önemli eğilimlerinin başında geliyor. Son olarak bir yasal düzenlemeyle kapsam da genişletildi. Daha önce cep telefonu ve tabletler alanında öne çıkan yenileme merkezleri, artık bilgisayar, akıllı saat, oyun konsolları ve modemleri de yenileyip satabilecekler.

Elbette burada sermaye şartı da aranarak, herkesin bunu yapmasının şu an önüne geçiliyor. Bu sayede de hizmete sunulan yenilenmiş ürünün sıfıra yakın bir performansla satışa sunulması amaçlanıyor.

Esasen bir tarafta iklim krizi, diğer tarafta sürdürülebilir üretim anlayışı, öte tarafta da finansa ve ekonomiye bakışın değişmesi dünyayı tekrar bu alana yöneltti ve döngüsel ekonominin esas alındığı bir kulvara doğru ilerletiyor.

Bugünlerde dünyada yeni bir bakış açısıymış gibi sunulan bu yaklaşım, aslında bizim çocukluğumuzun en önemli doğallarından biriydi. Bizler her şeyi tamir ettirirdik. Yani yeniden kullanmaya eğilimli insanlardık.

Şüphesiz yenileme merkezleri birer tamirhane değil. Neredeyse parça değişimi ya da tamiriyle sıfıra yakın kalitede ürünleri, insanların çok daha ekonomik fiyatlarla almasını sağlarken, sık ürün değiştirenlerin tüketimini de dengeleyen bir özellik taşıyorlar.

2 binli yıllarda dünyada parasal genişlemeyle birlikte sistem tüketim ekonomisine dönmüştü. Neredeyse tamiri ekonomik olarak yenisini almaya iten bedellerle ortaya çıkan, teknik hizmet vermek yerine seri üretim üzerine kurgulanan ve ömrü dolan ürünün çöpe atılması esaslı bir dönem yaşadık.

İnsanların krediyle tüketime yöneltildiği, talep karşısında arzın yaratılmasındansa, arzı yapıp talep yaratmayı krediyle sağlayan bir ekosistemin içinde, dünya gırtlağına kadar borca batarken, doğanın dengesini de alt üst etti.

2008 kriziyle başlayan bir süreç, sonrasında zaman zaman likidite genişlemeleriyle yaşatılmaya çalışılsa da, şu an tamamen terk edilmeye giden bir yolculuk yapıyor. Hatta Küçük Ev Aletleri Sanayicileri ve İhracatçıları Derneği Başkanı Senur Biçer, radyo programıma konuk olduğunda meseleyi şöyle özetlemişti:

“Bir zamanlar hızlı tüketim olarak gelen siparişler, bugün fonksiyonellik, uzun dayanım ve sürdürülebilirlik teması üzerinden şekilleniyor.” Aslında dünya ölçeğinde bu yaklaşımı doğru okumak lazım.

Tüketerek değil, üreterek zengin olabilirsiniz. Dünya bilhassa pandemi ile birlikte tekrar üretmenin önemli olduğunu anladı. Tarımdan başlayarak her alanda doğal kaynakları yapıcı kullanarak üretilen ve mümkünse kullanım ömrü bittikten sonra dönüştürülen bir pazar ortamındayız.

Bu nedenle artık trend ölçek ekonomisi kaynaklı seri üretimlerin değil, fiyat ile kaliteyi optimumda yakalayan, dayanıklı ve ulaşılabilir fiyatlara sunulan döngüsel ürünlerin çağı. O zaman soru şu: Buna ne kadar hazır bir sanayimiz var?

Hatta bir adım daha öteye gidip, borcu BDDK verilerine göre 1,8 trilyon TL’yi aşan tüketicimiz buna ne kadar hazır? Hadi bir adım daha atalım. Seçimlere yaklaşırken tüketim gücü vaat eden siyaset bunu ne kadar kavramış durumda?

Yanıtları neden mi önemli? Yarın ekonominin içinde yer alıp almayacağınızın yanıtı bu sorulara vereceğiniz cevaplarda gizli de o yüzden.

[email protected]


 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum