O kadar kısır tartışmaların içinde boğulmuş vaziyetteyiz ki, dünyada ekonominin nereye döndüğünü bile gözden kaçırıyoruz. Hakkını yemeyelim... Özellikle reel sektörde meselenin farkına varmış olanlar var. Fakat genel bir ekosistem oluşturulamadığı için onların da işleri zor.
Yani herkesin tekneyi delmeye çalıştığı bir ortamda, dalgalı bir denizde mücadele eder gibiler. Ne yazık ki bu ortamda işin ürün geliştirenleri de çareyi yurtdışına gitmekte arıyor. Şu an gerçekten nasıl bir riskle karşı karşıya kaldığımıza dair, en ufak bir fikri olmayan milyonlarca insandan söz etmek mümkün.
Hatırlayacaksınız TÜSİAD’da Başkan olmadan birkaç gün önce verdiği bir röportajda Erol Bilecik, dijital dönüşümü gerçekleştiremezsek, ilk 500 firmanın yarısının yok olacağı uyarısını yapmıştı.
O günden bu yana, reel sektörde bir bilinç oluştuysa da, yeterli yol alınıp alınmadığı tartışmalı bir konu. Bana kalırsa bir fikir oluştu; ama gündemde sıra oraya gelmiyor. Çünkü ülkenin siyasetinin iktidarıyla muhalefetiyle gündeminde öncelikler arasında yer almıyor.
Oysa oyunun dışında kalma riskiyle karşı karşıyayız. Ekonomide, iş yapış biçimlerinde oyunun kuralları o kadar hızlı değişiyor ki, güdük siyaset anlayışı bunu öncelik sıralamasına alamıyor.
KPMG tarafından yapılan “Geleceğe Hazır Dijital Liderler Olmak” adlı araştırma, iş yapış biçimlerinde büyük değişimlerden bahsediyor. Sadece 2 – 3 yıl sonra işlerin tamamen farklılaşacağına dikkat çekiliyor.
“2017-2019 yıllarını kapsayan ve 108 ülkede yer alan 3 bin 645 BT yöneticisinin dahil olduğu veriler, teknoloji trendlerini ve bu alanlarda karşılaşılacak en büyük beceri eksikliklerini ortaya koyuyor. Rapora göre, en yeni teknoloji yatırım eğilimini; IoT (Nesnelerin İnterneti), on-demand platforms, robotic prosess automation (RPA), AI (Yapay Zeka) ve machine learning (Makine Öğrenmesi) oluşturuyor. Günümüzde kurumların en az beşte biri, bu teknolojilerden birine sahip ve önümüzdeki dönemlerde de bu alanların büyümesi ve işletmelerin yatırımlarını sürdürmeleri bekleniyor. Bu da CIO’ların da önümüzdeki dönem iş listesinin başında bunların yer alacağını gösteriyor.”
“PEAKUP’ın CEO’su Ahmet Toprakçı KPMG’nin global sitesinde yayınlanan bu önemli araştırmayı değerlendirdiğinde, görev tanımları tamamen değişen CIO’lara çok büyük işler düştüğünü ifade ediyor. CIO’lar gelecekte şirket stratejisini yöneten en önemli birimler haline gelecek ve şirketlerin neredeyse yarısı iş modellerinde değişikliğe gidecek.”
Peki Türkiye’deki işletmelerin yüzde kaçı bunun farkında? Araştırmaların endüstri 2,5 ortalamada gezdiğimizi gösterdiğine bakılırsa, önümüzdeki riskin bile farkında değiliz. Siyaset iklimi, iktidarı muhalefeti, Meclis’in içi ve dışıyla meselenin yanından bile geçmiyor.
Oysa “13-15 Kasım’da Brezilya’da yapılacak 11. BRICS toplantısında bir araya gelecek olan Brezilya, Çin, Rusya, Hindistan ve Güney Afrika liderlerinin gündemi çok farklı. Dünyanın yeni ekonomisinde söz sahibi olmak isteyen, en azından dışında kalmak istemeyen ülkelerin liderleri dijital ekonomi, yapay zeka, 5G, bilimsel inovasyon ve ticarette çok taraflılığı konuşup iş birliği yapacaklar.”
Vicdanınıza sesleniyorum; peki bizimkiler ne konuşuyor? Sadece bugünün sorunlarıyla ilgilenmek, yarının da kaçmasına neden oluyor. Ayrıca bugünün sorunlarıyla gerçekten ne kadar ilgileniyorlar o da tartışmalı.
Çünkü bir bölüme bakarsanız zaten sorun yok; diğerlerine bakarsanız her şey sorunlu. Oysa dünya başka şeyleri tartışırken, şirketler de yapılarını buna uyum sağlayacak biçime sokmanın, siyasette buna uygun bir iklim yaratmanın peşinde.
Şirketlerden siyasetçilere, sokaktaki teknolojiyi takip eden kardeşimden bunlara yönelik ürünlere tedarik sağlayanlara kadar herkesin kendisine şu soruyu sorması lazım: Dönüşüme gerçekten hazır mıyız?
FACEBOOK YORUMLAR