Çetin ÜNSALAN

Çetin ÜNSALAN

EKOPOLİTİK
[email protected]

Dolar artarsa gelir yükselir mi?

29 Şubat 2024 - 23:24

Açlık sınırının asgari ücrete yaklaştığı, yoksulluk sınırının 52 bin TL olduğu ülkede, yetkililer çıkıp bir taraftan satın alma gücünde 11. sırada olduğumuzu iddia ediyor; diğer yandan 1 trilyon doları aşan bir büyüklüğe kavuştuğumuzu anlatıyor.

Bir tarafta kişi başına 13 bin 110 dolar hesaplanan kişi başına gelir, öte tarafta tüketimle yüzde 4,5 büyüyen bir ülke. Bu fotoğrafın neresinden tutarsanız tutun elinizde kalıyor. Fakat büyük bir medeni cesaretle (!) önümüze koyulan rakamlara şahit olmaya devam ediyoruz.

Sadece kişi başına geliri ele alalım mı? TÜİK’e göre dolar cinsinden 13 bin 110 dolar kişi başına gelirimiz var ama TL olarak aynı bültende yaptığı açıklama ne? 307 bin 952 TL... Bu hesaba göre dolar kurunu 23,48’den almışlar.

2023 yılının başında kur neydi? 18,70... Sene sonunda ne idi? 29,41... Düşünün ki paramız dolar karşısında 11 TL değer kaybetmiş ama biz zenginleşmişiz öyle mi? Üstelik maaşlar gerçek olmayan bir enflasyon oranında arttırılmış olmasına rağmen.

Açıklanan TL kişi başına gelirin bugünkü kurdan karşılığı ne? 9 bin 800 dolar. Düşünsenize dolar kuru arttıkça bizim zenginleştiğimizi düşünüyorlar. Ayrıca bu kadar büyüyen bir ekonominin yanıtlaması gereken küçük bir soru daha yok mu? Bu kadar fakirlik niye?

Madem büyüyoruz, zenginleşiyor, hatta dünyanın satın alma gücü en yüksek ülkelerinden biriyiz, hatta hesap oyunlarıyla da olsa 13 bin dolar seviyesini yakalayıp, orta gelir tuzağından kurtulmanın aşamasındayız; neden ülkenin yüzde 80’i açlık sınırının biraz üstünde ve genellikle altında maaşa geçinmek zorunda kalıyor?

Hatta madem bu kadar her şey yolunda ve ekonomimiz parmak ısırtacak derecede yüksek bir tempo yakaladı, peki o zaman Cumhurbaşkanı Erdoğan miting alanlarına çıkıp neden sorunları kendilerinin çözebileceğinden bahsediyor? Hangi sorundan bahsediyor?

Çok ilginç bir şekilde akıl tutulmasıyla karşı karşıyayız. İnsanlardan yaşadıklarına değil, söylenen ve açıklanan istatistiklere inanması isteniyor. Sonra her şeyin yolunda olduğu masalları anlatılırken, birden çıkıp sorunları da ancak kendilerinin çözebileceğini iddia ediyorlar.

Hangi sorunları? 22 yıldır yönettikleri ülkede yaşanan sorunları. Peki ne o sorunlar? Bizimle ilgisi yok; dünyadan kaynaklanıyor. Yani bu durumda dünyayı düzeltecekler. Ama oyun oynamanın bile bir kuralı vardır. Böylesine ‘kasa hep kazanır’ tavrı sergilenmez ki...

İşin özünde bu ülkenin insanları bırakın kişi başına gelirini yükseltmeyi, borç batağına batmış, neredeyse maaşı kadar istenen kiralarla muhatap edilmiş, gıda almaktan çok karnını doyurma telaşına düşmüş, ihtiyaçlarını karşılayamayan, ama kendisini zengin hissetmesi istenerek, bütçenin üçte biri kadar ÖTV ve KDV ödemesi talep edilen bir resim ile karşı karşıya...

Bir an için tüm bunların doğru olduğunu düşünelim. Madem biz kişi başına geçen yıla göre büyüdük, bu fakirlik niye? O zaman elde edilen değeri kim için ve nereye harcadınız? Onu da bir zahmet anlatın.

[email protected]
 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum