Türkiye’de siyasetçiler kendi aralarında konuşur:
Kim çıkarttı bu yolsuzlukları ortaya?
Ortada yolsuzluk mu var?
Kutular, paralar kasalar vs…
Boşver yolsuzluğu; onu değil, kim çıkarttı onu soruyorum.
Tamam kimin çıkarttığını ayrıca tartışalım da iddialar ne olacak?
Hangi iddialar?
Yolsuzluk iddialarından bahsediyorum.
Duble yol yaptık ya…
Yahu araziler ile ilgili ortada milyon dolarlardan söz ediliyor.
Bunları konuşmak namertliktir. TOKİ dünya çapında işler yaptı.
Eski TOKİ Başkan’ı ve eski bakan Başbakan her şeyi biliyor diyor.
O gereğini yapacaktır.
Gereği ne?
Biz arkadaşlarımızın arkasındayız. (1 gün sonra) Aradaki bozukları çöpe attık…
O zaman konuşmalarda gerçek payı var.
Bunu kim söylüyorsa, paralel yapının ortağıdır.
Peki bakanlar niye görevden alındı?
Kim alınmış, onlar izne ayrıldı.
Durum iyice karışınca konu ile ilgili fezlekeler Meclis gündemine gelir. Montaj denilen her şey seçim sonrası konuşulsun mücadelesi başlar. Muhalefet ile iktidar atışmayı sürdürür:
Bunların açıkça ortaya konulması gerekiyor.
Komisyona havale edelim.
Parmak sayısıyla temizleyeceksiniz, milletin önünde konuşulsun, hukuk da baksın.
Hukuka güvenmek mümkün değil.
Bu hukukçuları siz getirmediniz mi?
Çok safmışız.
Hangi konuda?
Ne istedilerse verdik?
Ne istediler?
Bunları soranlar pararlel yapıyla ortaktır.
Meclis’te bunlar tartışılırken Başbakan mitingte açıklama yapar: “Bir tek ceketi varmış. Sevsinler seni. Bütün bu paranın hesabını soracağız.”
Sevgili Türkiyem ortada bir kayıkçı kavgası var, ama mevzu bir türlü içeriğe gelmiyor. Oysa istenen insanları yasadışı dinleyenin de, ortaya çıkan iddiaların da hukuka teslim edilmesi. Ama yok…
Tek anlaşılan ise şu: Sadece ceketi olduğunu söyleyenler ile, altı delik ayakkabı ile yola çıktığını anlatanlar aynı yolda yürümüş, şimdi yolculuğun sonunda sadece bir ağız dalaşı var.
Yahu çaldınız mı çalmadınız mı? Türkiye bunu öğrenmek istiyor. Mahkeme olmayacak, Meclis konuşmayacak, insanlar bundan bahsetmeyecek. Kimse kendisine ait bir paranın çalınıp, çalınmadığını göremeyecek, ama ceket ile ayakkabı karşılıklı atışırken, millet de kemer olmak düşecek.
Peki pantalon nerede? Nasıl bir tiyatro imiş bu anlamadım ki… Bir de ortalıkta konuşmalar geziyor, iddiaya muhatap olanların bir de bunları eğlenerek yaptığı izlenimi çıkıyor. Belki de sözün bittiği, Neyzen Usta’nın konuşması gerektiği demdir.
“Soruyorlar: Neyzen çalarken mi neşelenirsin, yoksa neşeli olduğun zaman mı çalarsın? Maliye Bakanı hakkında yolsuzluk dedikodularının dolaştığı bir dönemdir. Neyzen yanıt verir: Maliye Vekili değilim ki, çalarken zevk alayım.”
Sizce bu fotoğraftan sonra kimin yüzde kaç oy aldığı önemli mi? Elbette fıkradaki gibi çoğunluk Maliye Vekili değilse…
FACEBOOK YORUMLAR