Çetin ÜNSALAN

Çetin ÜNSALAN

EKOPOLİTİK
[email protected]

Çatı holding ile rekabetçi reel sektör

15 Mayıs 2020 - 19:12

Türk reel sektöründe yıllardır konuşulan, farklı modeller aranan, ama istendiği gibi sonuç alınamayan başlıklardan biri kümelenmedir. Büyük bir ölçek sorunu ve üretim yapısı içerisinde yurtdışı tedarik problemi olan firmalarımızla, çok efor sarf edip, yeterli sonuç alınamayan bir yapıda mücadele veriyoruz.
 
Oysa yeni dönem, teknolojinin doğal olarak üretim metotlarının içine girdiği kadar, işbirliklerinin ve ortak hareket etme kültürünün de öne çıkması gereken bir özellik taşıyor. Bu kapsamda ortak iş yapma kültürünü, gerçekçi temellere oturtarak daha çok gündemimizde tutmalıyız.
 
Radyo programıma konuk olan ROBODER Başkanı ve BTSO Bursa Yüksek Teknoloji Konseyi Başkan Vekili Gürel Yılmaz’ın bu noktada ortaya koyduğu bir kavram çok hoşuma gitti. Çatı Holding...
 
Yılmaz, firmalarımızın hem yurtiçi, hem yurtdışı pazarlarda etkin ve rekabetçi olabilmesi adına, birbirini tamamlayan yapıların kurulmasını esas alan bir sistemden bahsediyor. Zaman zaman benim de benzer koşulları anlatmaya çalıştığım bir yapı ama Yılmaz’ın altını çizdiği adına ve bunun reel sektörde konuşuluyor olmasına bayıldım.
 
Gürel Yılmaz, konusunda uzman firmaların birlikteliğinden söz ediyor. Pazarlama, finans, üretim, teknoloji gibi kendi alanında yetkin firmaların bir araya gelerek, tek bir tüzel kişilikte çatı holding oluşturması gereğine işaret ediyor.
 
En iyilerin birlikteliği olarak da nitelendirilebilecek bu oluşumu, acilen ve mutlaka Türk reel sektörünün gündemine taşımalıyız. Önümüzdeki sürecin dünyada ve ülkemizde ekonomik olarak, rekabet koşulları bakımından zor olacağını, 2 binli yıllarda kredi mekanizmasıyla alevlendirilen arz fazlasının, 2020 sonrasında daralacağını, firma evlilikleri ya da kapanmaların yaşanacağını dikkate alırsak problemi fırsata çevirebiliriz.
 
KOBİ’lerin esnek yapısını avantaj olarak cebimize koyduğumuz, kurumsallaşmayla bütünleştirdiğimiz, ortak hareketle akıl terini öne çıkararak, rekabetçi ve katma değer sağlayan bir reel sektörü temin ettiğimiz gün, ben Türk firmalarının dünyada sermaye yeterliliğini de yakalayacağından, çok etkin olacağını düşünüyorum.
 
Onlarca ve farklı sektörlerde beslenen çatı holdinglerimizi oluşturabilirsek, temel sorunlarımızı da geride bırakabiliriz. Kaç adet sattığımızdan çok, katma değerle bezenmiş, neyi sattığımızın ve bunu üretip üretmediğimizin dikkate alınacağı bir süreci doğru okumalıyız.
 
Yani kilometrelerce koşup, sonra kendisini koşu bandında bulan, bu haliyle de eforunu yol kat etmeden harcayan reel sektörü dönüştürebiliriz. Elbette burada hukuk sisteminin ortaklık yapısıyla hissedarları koruyacak ve adalet sağlayacak noktada tekrar oluşturulması, destekleme modellerinin bu yönde şekillendirilmesi gibi bazı zorunluluklar var.
 
Fakat ben tekrar altını çiziyorum ve Gürel Yılmaz’a atıfta bulunarak, Türkiye’nin günlük kısır tartışmaları bir kenara koyup, bu modeli vakit kaybetmeden gündemine almasını gerektiğini düşünerek çağrıda bulunuyorum. Gelin bu çatı holding meselesini ciddiyetle hayata geçirelim.
[email protected]

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum