EYT konusunda ne yapacağını bilemeyen iktidar; şimdi de ipe un sermenin yollarını arıyor. Öncelikle EYT konusunda ne yapılacağı belli. Tekrar ve tekrar altını çiziyorum. Kanunun geriye dönük işletildiği tarihin öncesindeki tüm haklar, noktasına virgülüne dokunulmadan iade edilecek.
Bu tartışmaya açık bir konu değil. Çünkü ortada devlet taahhüdü var. Kaynağı nereden bulacağı; zararları nasıl karşılayacağı kamunun sorunu. İtibardan tasarruf olmaz diyerek, sayısı tartışmalı onca uçağı göstereceğinize, bu meseleyi halledin.
Zira bir devletin itibarı, vatandaşına karşı sözüne sadık olmasıyla ya da olmamasıyla belirlenir. Bu nedenle 2 bin 200 yıllık devlet kültürüne sahip olan bu Millet’e yapılan ayıbı ortadan ‘ama’sız kaldırmak zorundasınız.
Dönelim belge meselesine… Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, sürenin bu kadar uzamasına sebep olarak, 1999 Eylül öncesinde dijital kayıtların olmadığından, bu nedenle de başa çıkmakta güçlük çektiklerinden söz etti.
Hatta Bakan söylemedi ama kamuoyuna bazı belgelerin kaybolmuş olabileceği dedikodusu da yayıldı ve bir takım medya kuruluşlarında bununla ilgili haberler yapıldı. Herhangi bir yalanlama ise gelmedi.
Üretilen bahane o kadar sıradan ki, komik duruma düşüldüğünün farkında bile değiller. Bu ülkede ne kaybolmaz biliyor musunuz? Resmi belge… Çünkü bir belgeden en az beş ayrı noktada olduğu için, bir belgenin yok olması, ortadan kaldırılması mümkün değil.
Hatta birçok yolsuzluk bile bu nedenle rahatlıkla ispat edilmiştir. Kayıtlarda hata olabilir; eksiklik olabilir ama asla yok olmaz. Çok nüshalı olduğu için de olası bir yanlışlığın düzeltilmesi zaman alırdı.
Şimdi Bakan, dijitalleşme öncesini bahane ederek, nasıl bir ortam yaratmaya çalışıyor bilmiyorum ama hem inandırıcı değil, hem devletin itibarını zedeleyecek bir açıklama izlenimi yaratıyor.
Yaptığı dil sürçmesi ise, bir önce düzeltmesinde fayda olduğunu düşünüyorum. Bahaneler bununla da bitmiyor. İşverenler, nitelikli bu personellerini kaybetmek istemiyorlarmış. İçlerinde bu samimiyetle davrananlar var mıdır? Olabilir.
Ama iki gün öncesine kadar devletin gençsin dediği insanlara, yaşlısın diyerek işe almayanları, bugün ne oldu da kaybetme telaşı sardı? Yeteneklilerse, haklarını teslim eder, çalışmaya devam etmesini teklif edebilirsin. Bu çok zor bir metot değil.
İşin özü iktidar bu işin içinden çıkamıyor. Çünkü zamanında bilgisizce ya da niyeti kötü olarak o kadar çok söz söyledi ki, bugün haklılığı gün gibi açık olan insanlara hem bir şey diyemiyor; hem de tırpanlayarak bu işi nasıl kapatacağının yolunu arıyor. İpe un sermeyi bırakın. Bu işin bahanesi yok, çünküsü yok, aması yok. Bunu bir an önce çözmek zorundayız. Zira ortadaki mesele iktidar değil, devlet meselesi. Çözemiyorsanız onu açıklayın.
[email protected]
FACEBOOK YORUMLAR