Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından, bölgede mağdur olanlara yönelik bir dizi düzenleme de devreye girdi. Kamu alacaklarından banka borçlarına kadar bir çok başlıkta ötelenen alacakların kamuoyuna açıklandığını görüyoruz.
Bunlar önemli bir jest olabilir ama yeterli değil. Her şeyi, en önemlisi canlarını yitirmiş bir coğrafyada, ekonomik olarak bir süre kendini toparlayamayacak insanlardan olan alacakları ötelemeyin.
Türkiye’nin Millet olarak topyekün yardım ettiği, elini uzattığı bir afette, borçların tamamını silin. Bu şartlar altında ne tahakkukundan ne vergisinden söz ediyorsunuz? 10 kentin kredi borcunun 697 milyar TL olduğu belirtiliyor.
Nitekim vergi ve benzeri borçları da açık. Eczacılar dahi süre istedi; ödemelerin yapılmasını talep etti. Böyle bir ortamda ortada cengaverlik yapmanın, nutuklar atmanın alemi yok. Gerçekten samimi isek, bu illerin borcunu tamamen üstlenmemiz ve onları ayağa kaldırmak için, planlı ve stratejik bir yapılanmaya gitmemiz gerekiyor.
Siz bu insanların, firmaların kısa vadede borçlarını ödeyebileceğini düşünüyor musunuz? Ben en az bir sene, ki o da iyimser bir tahminle işlerin yoluna girmesinin iktisadi açıdan zor olduğu kanaatindeyim.
Öncelikle kamu alacaklarının tamamını silelim. Şayet gerçek bir dayanışmadan bahsediyorsak, bu insanlara şimdi sahip çıkmamız lazım. Her biri Türkiye ekonomisi için, normal koşullarda mücadele veren bu illerin tekrar ayaklanabilmesi için, bir de borç alacak meselesiyle uğraşmasınlar.
Bazı dönemler vardır ki, zararı göğüslersiniz. Hatırlayacağınız gibi pandemi sırasında da, normal koşullarda kontrolsüz para basmaya karşı olmama rağmen, ‘bir gün para basılacaksa o bugün’ diyerek, insanlara yardım yapılması gerektiğini belirtmiştim. Tıpkı gelişmiş ülkelerde olduğu gibi.
Kıskanıyorlar, uçtuk, kaçtık gibi boş söylemlerle insanları oyalayacağımıza, bir gün borç silinmesi gerekiyorsa, o günün bugün olduğunu şimdi de deprem mağduru illerimiz için dile getiriyorum. Sakın bunda popülizm aramayın. Çünkü nasıl pandemide yardım edilmesi gereken insanlara, borç teklif edilerek asrın gafına imza atıldıysa, şimdi de her şeyini yitirmiş insanların borçlarına öteleyip, borç teklif ederek ikinci bir gafa daha imza atılmasın derdindeyim.
Türkiye sınırları içinde kimsenin karşı çıkacağını sanmıyorum. Gerçekten yara sarma niyeti varsa, sadece gıda, eşofman göndererek olmaz. Öncelikle canlarını kaybetmiş insanların, bir kaç ay sonra hayatlarını cehenneme çevirecek bir sorunu bugünden ortadan kaldırmak zorundayız.
İşsizlik fonunu, gerçekten işsiz kalanlar için devreye sokmak durumundayız. Her önüne gelene dağıttığınız bu parayı, bugün gerçekten işsiz kalanlar için kullanın. Bir kereliğine para vererek insanları rahatlatamazsınız. Yardımsever gibi değil, aile gibi davranın ve işe kamu alacaklarından başlayın.
[email protected]
FACEBOOK YORUMLAR