Türkiye’nin çok uzun zamandır dolar ile başı belada. Bunda da en önemli kriter bence bankalar da dahil şirketlerin yüksek borçluluk oranlarıdır. Ayrıca ülkenin de pozisyon açığının 337 milyar dolar eksi bakiyede olmasını bundan ayrı düşünemezsiniz.
Şimdi BDDK bir dolar hamlesi yaptı ve 100 bin ve üzeri döviz almak isteyenlerin 1 gün bekleyeceğini söyledi. Peki 100 bin dolar ve üzeri parayı kim talep eder? Ya döviz borçlusu firmalar veya bankalar ya da iş yapacak müteşebbisler.
Ortadaki rakam 100 dolar olsa çok şey fark etmez. Ama 100 bin dolar ve üzeri rakamları konuştuğunuz anda, kurun bu kadar büyük oynamalar yaşadığını dikkate alırsanız bir soru gündeme gelir.
O paranın bekletildiği bir günlük kazanç kimin olacak? Tersten okuyalım; ortaya çıkan kaybı kim karşılayacak? Hiç kimse keyiften 100 bin dolar ve üzeri parayı almaz. Bunun bir sermaye kaçışı riski olacağını düşünüyorsanız da böyle detaylarda boğulmanıza gerek yok.
82 milyona ‘nereden buldun’ diye sorarsanız, yolu hiç dolanmaya ihtiyacınız kalmaz ki bence ülkede bu sorunun sorulmasına geç bile kalındı. Fakat soruyu sorduktan sonra alacağınız cevaplara da hazır olmanız, kimin cevaplayamayacağını düşünerek sonra gocunmamanız gerekir. Ben gocunmam. Zaten böyle bir param yok. Ama gelirimin kaynağını açıklayabilirim.
Bu alenen Türkiye’nin kasasında doları kalmadığının itirafıdır. Siz bu fotoğrafı verirken de iş dünyasına ya da borçlu kesim kimse, dolar almaması konusunda baskı yapamazsınız. Çünkü günün sonunda bankalar da reel sektör de dolar ödemesi yapacak.
Ben de herkesin TL bazında işlem yapması taraftarıyım. Lakin gün sonunda dolarla borç ödeyecek insanlara TL baskısı yapıyorsanız, düşen gelirlerini dikkate aldığınızda büyük bir haksızlığa da neden olursunuz.
Bu taleple nasıl ortaya çıkarsınız? Dersiniz ki borç ödeyecek kişilere: Sen TL’de dur. Bu devlet için gerekli bir durum. Ama ben de senin borç ödemen geldiğinde, mesela 4 TL’den dolar satacağım. Var mı böyle bir yaklaşım? Yok... Var mı böyle bir para? Yok...
O zaman dolar borçlusu olan ve ihracat gelirleri alt üst olmuş, geçen seneye oranla daha çok mal satıp; yüzde 6,5 daha az kazanan insanlara bu garantiyi vermeden baskı kuramazsınız. Kurduğunuz gün batmalarına ve borç ödeyemez noktaya gelmelerine kapı açarsınız.
Bunun da iflaslardan hacizlere, işsizlikten konkordatolara kadar yeni bir kapıyı aralayacağından şüpheniz olmasın. Yani bir taleple ortaya çıkıyorsanız, onun mutlaka finansal karşılığını da düşünmüş olmanız gerekir.
Hadi hepsi bir kenara tekrar soralım. Bir gün parayı bekletiyorsunuz. Oradaki kazanç kimin olacak? Kur oynamasından kayıp ortaya çıkarsa, bunu nasıl telafi edeceksiniz. Cevabı olmayan sorularla, Ali Cengiz oyunu oynarken, evi yakıyorsunuz, farkında değilsiniz.
FACEBOOK YORUMLAR