Evden çıkıyordum, tam ayakkabılarımı giyecektim kerata kırıldı. Bunu kimin yapmış olabileceğini düşündüm.
Aklıma 32 numarada oturan öğretmen geldi. Geçen gün atanamadığı için çok sinirliydi. O yapmış olabilirdi. Gidip hane kapısını ayakkabı çekeceğiyle boydan boya çizdim.
Sonra dış kapıdan çıkıp, minibüse doğru yürüyordum ki, ayağım takılıp yere düştüm. Dün gece gördüğüm kara kediden dolayı olabileceği kanaatine vardım. Hemen bahçe hortumuyla kediyi suladım.
Minibüse binmeden bakkala uğradım. Gözüm gazetelere ilişti. Nasıl mükemmel bir ülkede yaşadığımı düşünüyordum ki; bakkalın sesi çınladı kulaklarımda: “Ekmeğe zam geldi.” Bakkalın camını çerçevesini indirdim; sürekli zam yapıyordu.
Minibüse bindim, oturacak yer yoktu. Oysa koltuk benim hakkımda… Oturanların hepsini tartakladım. Minibüste kavga çıktı. Beni bir temiz dövdüler. Karakola gittim şikâyetçi oldum. Önce umursamadılar, ‘hamili kart yakınımdır’ı çıkarttım cebimden, minibüs şoförünü yolcularla birlikte tutukladılar.
Sonunda işime varmıştım. Koltuğuma kavuşmuştum. Önüme gelen evrakı inceledim. İçinde para unutmuşlardı. O kadar azdı ki, ancak unutulmuş olabilirdi. Hemen ilgili kişiyi çağırdım ‘Bu ne sadaka mı dağıtıyorsunuz’ diye çıkıştım.
Gerekli düzenlemeyi yapmamakta ısrar edince, Maliye’ye ihbar edip, şirketinde vergi kaçağı olduğunu söyledim. Aylarca incelensin de aklı başına gelsin. Bir kaç saat sonra adamın işyerine Maliye gitti. Ama beni de beyefendinin odasından çağırdılar.
Bu işlerin bu kadar açık seçik yapılmayacağını, kendilerini de yakacağımı belirtip, işten kovulduğumu söylediler. Sinirlendim, telefona sarıldım. Karşıma çıkan medyacıya, (ki bugünlerde alınıp satılan bir şey olduğu için biz onlara medyacı diyoruz), müdürün yaptıklarını anlattım.
Şimdi müdür pirincin taşını ayıklamaya çalışıyor. Duyuyorum ki sağda solda hakkımda konuşuyormuş. Beni başka şirketlerin kullandığını belirtip, masumiyet nutukları atıyormuş.
Daha fazla sinirlerdirirse beni ‘bir konuşursam çok kişinin canı yanar’ moduna geçeceğim. Neden herkes bana haksızlık yapıyor? Acaba hata bende olabilir mi?
Ne diyordu Hacı Bayram Veli? “Kibir, bele bağlanmış taş gibidir. Onunla ne yüzülür; ne de uçulur.”
Bilmem anlatabildim mi?
FACEBOOK YORUMLAR