Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, 6 Mayıs Çarşamba günü yabancı yatırımcılarla bir araya gelecek. Çok merak ediyorum ne anlatacak? Belli ki IMF’ye başvurmadan sıcak para bulmaya çalışıyor.
Fakat karşıdaki muhataplar Türkiye ekonomisinin durumunu, muhtemelen Bakan’dan iyi biliyorlar. Soru sorulmayan göstermelik basın toplantılarındaki icraatın içinden söylemlerinin orada işlemeyeceği çok açık.
Bütçe gerçekleşmelerinden finans ihtiyacına, borç yapısından risk oranına kadar her şey aleni bir biçimde ortada. Basına kapalı bu toplantıda, şayet bilmediğimiz bir imtiyaz taahhüdünde bulunulmayacaksa, bilinmeyen bir şey söylenmesi mümkün değil.
Bu finansçılar da, öyle aba altından sopa göstererek kredi vermesini talep edecek türden bankacılar değiller. Gerçekten büyük merak içindeyim. Bakan Albayrak, herkesin bilmediği ve alışageldiği üzere sorgulanmayacak nasıl bir tablo sunacak?
Yeni normal söylemlerinin ortadan dolaştığı, fakat bunu dile getirirken bile yine siyasi polemiklerle eski normal (!) anlayışından uzaklaşılmadığını düşünürsek, bu devirde sıcak para peşinde koşmanın halen eski hülyaların içinde gezmenin bir tezahürü olarak yorumlanması mümkün.
Oysa şeffaflığın, işbirliğinin, iklim ekonomisinden startup girişimlerine kadar yeni kavramların söz konusu olduğu bir ortamda, halen ‘paranızı bize yatırın’ çağrısı, ekstra imtiyaz vermiyorsanız kimseye cazip gelmeyecektir.
Bakan Albayrak’ın bu toplantıdan bilmedik bir şey vaat etmediği sürece nasihatten başka bir şeyle sonuç alması olanak dahilinde değil. Fakat yeni ekonomiyi doğru anlayan, buna yönelik bir yaklaşım içinde olan bir eda söz konusu olsaydı, durum değişebilirdi.
Mesela dünyada artık fonların projelerle ilgilendiğini biliyoruz. Lakin hemen altını çizeyim, Türkiye’de sunulduğu gibi kanal fikri vesaire gibi başlıklar projeden sayılmıyor. Onlar, köprü, hastane gibi yapılan işlerde kullan kullanma para ödenen yeni tip matbaalar olarak algılanıyor.
Peki bu toplantıyı böylesi bir ortamda yapması gereken Berat Albayrak mı? Mesela Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan ile Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank yapsaydı; muhatapları da sıcak paracılar değil; projelere yatırım yapacak fonlar, risk sermaye şirketleri ya da küçük ölçüde melek yatırımcılar olsaydı; daha doğru olmaz mıydı?
Ben, Türkiye’nin potansiyel genç girişimcileri ve onların fikirlerinin proje haline dönüşmesiyle birlikte yeni ve umutlu bir öykü yazabileceğine inanıyorum. Bu çocukları yurtdışına kaptırmak yerine, burada devleti arkasında hissettiren bir tavırla, yatırımcı, gerçekten yatırımcı arayışına girsek daha sağlıklı olmaz mı?
2020 yılında, dünya daralırken, ama aynı zamanda yeni ekonomiye dair proje arayışını sürdürürken, yenilenebilir enerjiden akıllı tarım uygulamalarına kadar bu konuda çözümü olanları desteklemek daha gerçekçi bir yaklaşım olurdu. Onun da adresi Bakan Albayrak değil, Mustafa Varank ya da Ruhsat Pekcan olabilirdi.
[email protected]
FACEBOOK YORUMLAR