Basına ne kadar yansıdı ya da yansıyacak bilmiyorum, ama bir semt pazarında yaşanan olay, bence Türkiye ekonomisi içinde vatandaşın halini net bir biçimde anlatmaya ve uzun uzun üzerinde düşünmeye değerdi.
Pazarı ziyaret eden İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun yanına yaşça ileri bir hanımefendi geldi ve elindeki satın aldığı erikleri gösterdi. Tam 5 adetti ve 5 TL vererek satın almıştı.
Ardından da ekledi: “Ne yapayım çok canım çekmişti.” Yaşından anladığımız kadarıyla emekli. Bir ülkenin kendisine emek vermiş, prim ödemiş insanları, gözyaşları içerisinde, üstelik bir tarım ülkesinde, canı istediği için kaçınamayarak 5 adet erik alabiliyorsa, bence bu utanmak için ve vatandaşın durumunu görmek adına yeterli bir örnek.
Tekrar hatırlatıyorum. Bir tarım ülkesindeyiz. Ülkenin ilgili Bakan’ı çıkıp ihracat rakamlarından bahsediyor. Gerçi o ihracat rakamları da Konya kadar toprağı olan Hollanda’nın yüzde 10 seviyesinde ya neyse.
Siz asıl bu vatandaşın çaresizliğinin açıklamasını yapın. Bir gün önce Hazine ve Maliye Bakanı Nebati çıkıp, istatistik oyunu üzerinden ele geçmiş bir tüketicinin ekonomiye güven endeksine atıfta bulunup, işlerin ne kadar yolunda olduğunu anlatıyor ya. Siz onu gidin de bu vatandaşın gözyaşlarına anlatın.
O gözyaşları çok anlamlı. Çünkü heba olmuş emeklerden tutun, bu yaşta çaresiz kalmaya kadar bir dizi cümleden oluşan roman yazabilirsiniz. Fakat ortada öyle bir kibir var ki, insanların durumunu ya görmüyor, ya küçümsüyor ya da bir sıfatla tanımlıyor.
O beş adet erik çok önemli. Neden biliyor musunuz? İnsanlarınıza insan gibi yaşayacak kadar para veremediğinizi gösteriyor. Neden biliyor musunuz? Satın alamadığı için ağlayacak kadar utandırdığınızı gösteriyor.
Neden biliyor musunuz? Ülkenizde üretimin yapılamadığını, üretemediğiniz için satınalma gücünün eridiğini, gizlenen rakamların, artık halının altında pislik gibi saklanamadığını anlatıyor.
Neden biliyor musunuz? Bir tarım ülkesindesiniz ve aslında bahçesinden koparttığınızda çiftçinin ‘helal olsun’ diye seslendiği bir üründen, yıllarca emek vermiş ve emekli olmuş birinin 5 adet alabildiği için ağlayarak durumu anlattığı bir ülkeye geçmiş bulunuyorsunuz.
Şayet o hanımefendinin gözyaşlarını anlamak yerine, her zaman yaptığınız gibi küçümseyecekseniz, sosyal medyada kendinizce linç ettirecekseniz, neden ağladığını sorup, sımsıkı sarılarak derdine derman olmayacaksanız, geriye söylediklerinizin hiçbir anlamı yok.
Halkına doğal tüketim maddelerini lüksmüş gibi anlatan, sıkıştığında ‘yemeyiver, yapmayıver, almayıver’ diye cevaplayan, üretenini de hakaret edip yanından kovalayan bir zihniyetin çıktısını anlatıyor o sahne. Gözyaşları eşliğinde 5 TL’ye 5 adet erik. Utanmayı hatırlıyor musunuz?
[email protected]
FACEBOOK YORUMLAR