Rusya – Ukrayna hattında sıcak savaş yaşanırken, dünya eş zamanlı olarak bir ticaret savaşına da sahne oluyor. Karşılıklı speküle edilen haberlerle Rusya ve batı basını birbiri hakkında algı yönetimi yapma uğraşısı veriyor.
Elbette mesele sadece algı yönetmekle sınır değil. Olay adeta bir satranç müsabakasına döndü. Batılı ülkeler arka arkaya yaptırımlar açıklarken, bunun sonucu olarak enflasyona katkıdan enerji krizine kadar bir dizi problem de üstlenmek zorunda kalıyor.
Daha doğrusu adını net koyalım. Bu hatta yaşananlarda Avrupa ve Rusya arasında bir itişme yaşanırken, ABD, Avrupa üzerindeki etkisini kullanarak soğuk savaş metotlarıyla durumu kızıştırıyor.
Bir taraf bankacılıktan ticari yaptırımlara kadar bir dizi uygulamayı hayata geçirirken, diğer taraf da doğalgaz ve petrol kaynaklı bir başlıkla Avrupa’yı sıkıştırıyor. Tüm bunlar yaşanırken de arka arkaya dev şirketler Rusya pazarından çekildiklerini açıklıyorlar.
Peki gerçekten çekiliyorlar mı? Her iki tarafın da haber spekülasyonundan sıyrılmak adına, dün radyo programımda Rusya’da yaşayan bir gazeteciyle telefon bağlantısı kurdum ve gerçek durumun ne olduğunu sordum.
Aynı zamanda Araştırmacı, Yazar ve Dış Politika Uzmanı olan Mahir Esen, doğru bilinen yanlışlarla, yanlış bilinen doğrular üzerinden tespitlerini paylaştı. Fakat tüm bu bilgi aktarımı sırasında çok önemli bir konuya dikkat çekti.
Esen’in verdiği bilgiye göre Rusya’dan çekilen dev batılı şirketler, aslında pazarı da tam terk etmiyorlar. Mahir Esen kaynaklı bilgiye göre, şirketler çekildiklerinin reklamını yaparken, üst düzey yetkililerine Rusya’da şirket kurduruyorlar.
Yine Esen’in tespitleri doğrultusunda verdiği bilgi şuydu: Bu şirketler 2 sene sonra şirketi tekrar ana firmaya devretmek üzere mukavele yapıyorlar. Hatta ticaretlerini de eski Doğubloku ülkeleri üzerinden devam ettiriyorlar.
Şimdi bu durum bize gösteriyor ki, olay yansıtıldığından çok farklı. Bir satranç müsabakasının gölgesinde ‘çekildik’ imajıyla hem dünyaya mesaj veriliyor; hem de üçüncü ülkelerin bu pazara girişiyle ilgili tereddüt yaratılıyor.
Yapılan iş, eskilerin tabiriyle tam bir hülle. Mahir Esen bu duruma dikkat çekerken, aynı zamanda Türk firmalarını da uyarıyor. Bilhassa tedarik ve ortak üretim noktalarında Rusya’da ciddi bir potansiyel açığının ortaya çıktığı süreçte, Türk firmalarının mevki kaybetmemesi gerektiğini söylüyor.
Şüphesiz bir risk var ve doğru yönetilmesi, kurgulanması gereken yanlarıyla önem arz ediyor. Ama batılı dev şirketlere aldanarak pazarı boşaltır ve geri çekilirsek, büyük ölçüde olay bittiğinde açıkta kalan biz olacağız.
Bu çok kıymetli bilginin ve iddianın kaynağı Moskova’da yaşayan Mahir Esen… Türkiye’nin bu doğrultuda pozisyonunu bozmadan, firmalarının da cesaretini kırmayacak bir yaklaşıma devam etmesi gerekiyor.
Yoksa film bittiğinde kaybeden biz olacağız. Çünkü biz bunu Irak ambargosunda da, İran-ırak savaşı sırasında da yaşadık. Tekrar aynı hatayı yapmamak lazım. Türk iş dünyasının bu bilgiyi araştırmasında ve Rusya’ya yönelik ticaretinde bunu da göz önüne almasında büyük fayda olduğuna inanıyorum.
[email protected]
FACEBOOK YORUMLAR