Çetin ÜNSALAN

Çetin ÜNSALAN

EKOPOLİTİK
[email protected]

Bakan Kurum'un Mehmet Ali'si

09 Eylül 2022 - 02:29

Bir öğrenci hayal edin. Şehir dışında üniversite kazanmış. Doğal olarak yurt ve benzeri seçenekler aklının ucundan bile geçmemiş. Kiralık ev aramaya yönelmiş. Bakmış hesaba kitaba, kiralar çok yüksek. O da ‘bari gidip TOKİ’den bir ev alayım’ demiş.

Buraya kadar bir problem yok. Mehmet Ali isimli bu kardeşimizin olanağı vardır ve gidip ev almayı tercih etmiştir. Yani kişisel bir tercih yapmış, muhtemelen elindeki birikimini de mal sahibi olmak için kullanmış. Hiç bir sakıncası yok.

Şimdi Mehmet Ali isimli bu öğrencimiz, tüm öğrencilere bunu önerdiğinde işin rengi değişiyor. Ama buraya kadar da problem yok. Türkiye’nin gerçeklerinden haberdar olmadığı ya da imkanı olanlara bu tavsiyesini paylaştığı düşünülebilir.

Sıkıntı nerede başlıyor? Çevre ve Şehircilik Bakanı, anayasal hak olan barınma ihtiyacını unutup, insanlara 2 milyoncuk fiyata daire satmaya kalkınca problem başlıyor. Mehmet Ali’nin videosunu da paylaşıyor ve gençlere bu sese kulak vermelerini öneriyor.

Bir öğrencinin ülkenin gerçeklerinden haberi olmaması anlaşılabilir de bir Bakan’ın nerede yaşadığından haberdar olmaması normal karşılanamaz. Dördüncü sınıf öğrencisi Mehmet Ali, üç yıl önce Ankara’da almış bu evi.

Okulun civarında dediğine göre Ankara’nın Altındağ semtinde. Bugün sahibinden.com sitesindeki ilanlara baktığınızda 8 Eylül 2022 tarihinde 3. Etap Aktaş TOKİ Blokları’nda 3 bin 950 TL’ye 3 + 1 kiralık daire var.

Kirayı sabitleyelim ve tıp fakültesi öğrencisi olduğuna göre altı yıl boyunca ortalama bu kiradan oturduğunu düşünelim. Toplamda 284 bin 400 TL eder. Yine 8 Eylül 2022 itibariyle aynı özelliklerde ve aynı lokasyonda ev fiyatı, aynı sitede 1 milyon 100 bin TL. Öncelikle bu çok cazip bir matematik değil. Hele ki 3 ev arkadaşı kiralasanız tüm okul dönemini 95 bin TL’ye atlatabilme olanağı varken.

Olay kurgu mu değil mi bilemiyorum. Mehmet Ali kardeşimiz hangi düşünce ile böyle bir yatırım yaptı o da meçhul. Ayrıca imkanı varsa ve orada da yaşamaya devam edecekse en doğal ve akılcı bir yatırım olarak düşünülebilir. Ama bu, Bakan Kurum’un söylediği gibi emsal teşkil edip, Bakan eliyle ev pazarlamak için gerekçe teşkil etmez.

Çocukların 400 TL’lik yurt parası 800 TL düzeyine çıktığında, milyonlarca ailede hangi dertlenmelerin yaşadığından bihaber bir Bakan’ın bu tavsiye ile ortaya çıkması çok garip. Hoş iki kişiden birinin asgari ücret ile maaş aldığı bir ülkede 2 milyon TL’ye dar gelirliye ev satıldığının söylenmesi kadar değil.

Ek bütçe adı altında yeni bütçe yapıp, onu iki ay içinde tüketip, üçüncü bütçe hazırlıklarına geçilmesi kadar da anormal değil. Şayet siz insanları işsiz saymıyorsanız, geçinemediklerini görmezden geliyorsanız, bir köprü ücretini tarif ederken 200 liracık dediğiniz rakamın insanların maaşının yüzde 4’ü olduğunun farkında değilseniz bunları da söylersiniz.

Diyorum ya Türkiye ekonomisindeki en büyük sorun enflasyon, faiz, dolar veya başka bir şey değil. Ekonomiyi yönetenlerin gerçeklikle bağının kopması. Geriye söylenecek ne kalıyor?
[email protected]
 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum