Virüsle mücadele kapsamında piyasaların tamamının kapandığını biliyoruz. Elbette önlem anlamında son derece doğru bir karar. Ama öte yandan bu işletmelerin de süreç sonrasında ayakta kalabilmelerini sağlamak gerekiyor.
O yüzden birçok işletmenin hem sağlıkla ilgili bir an önce çözüme kavuşulması, ama hem de ticari hayatın tekrar başlamasıyla ilgili umut taşıdığını biliyoruz. Bunun hem o işletmelerin dayanımı, hem de istihdam özelliği nedeniyle önemli olduğu açık.
Fakat perakende sektörü neredeyse AVM’lerden ibaretmiş gibi, bu yapıların ne zaman açılacağı üzerinden bir tartışma yürütülmeye başlandı. Kabul ediyorum ki, onlar da bir yatırım ve onlar da bir an önce normale dönmek istiyor.
Fakat dev bir perakende sektörünün durumunu, yaşadığı sorunu, zaten kontrolden çıkmış varlığıyla bambaşka sorunlara neden olan alışveriş merkezleri üzerinden tartışmanın da akıl tutulması olduğu kanaatindeyim.
Cadde mağazalarının, buraya mal temin edenlerin ve tüm dağıtım kanalı zincirinin yok sayıldığı bir yapı, perakende sektörü olarak nitelendirilemez. Şimdi mayıs ayı ortası itibariyle AVM’lerin açılıp açılmayacağı konuşuluyor.
Bilim Kurulu’nun bu konudaki kararı ne olacak bilinmez. Ama hepsinden önemlisi haziran ayı ile birlikte hayatın nispeten normalleştirilmeye başlanma hedefi olduğunu biliyoruz. Fakat kepengi kaldırdığınız anda sorun çözülmüyor.
Bu meseleyi tek taraflı ve AVM yönetimleri üzerinden tartışırsak, önümüzdeki süreçte telafisi daha olanaksız sorunlara neden olacağımız açık. Çünkü o dükkanlar açıldığı anda kiradan, işletme giderlerine kadar, ciroları sıfırlanmış işletmelere, mağazalara ve markalara yük bindirileceğini öngörmemek saflık olur.
Oysa merkezler açılır açılmaz giden olur mu bilmiyorum ama alışveriş hacminin eski noktalara gelmeyeceği belli. Bu nedenle meseleye AVM’ler mayıs ortasında açılır mı açılmaz mı diye yaklaşmaktan çok, buradaki esnafın AVM işletenlerle ilişkilerini de düzenleyecek bir yapıyla konuşulması gerektiğini düşünüyorum.
Bu sadece bana ait bir yaklaşım değil. Gelişen Ev ve Yaşam Eşyası Markaları Derneği Başkanı Ahmet Çığır Şahin de aynı kaygıları taşıyor. AVM’lerle ilgili yaklaşımın cadde mağazacılığına gösterilmemesinin zaten bir sıkıntı olduğunu dile getiren Şahin, bundan sonraki süreçte yapılacak bir hamlenin ‘adil’ olma şartıyla konuşulması talebini paylaşıyor.
Yani sözün özü şu: Türkiye’deki 436 alışveriş merkezi 1,5 aydır kapalı olabilir. Bu konuda AVM’ler düzeyinde yaşanan mağduriyetler de olabilir. Fakat açılma talebi ve arkasından alınmayacak önlemlerin, zararı olduğu gibi bu işletmelerin içindeki markalara yıkılacağını, cirosu sıfır işletmelerin kiradan başlayarak giderle yüzleşeceğini öngörmemek de saflık olur.
Dövizle kira talebinin bile çoğu zaman TL’ye çevrilmesinde adı var kendi yok uygulaması söz konusuyken, böylesine kritik bir süreçte sonrasını düşünmeden AVM açmak, telafisiz sorunları önümüze getirecektir. Benden söylemesi...
[email protected]
FACEBOOK YORUMLAR