Alışveriş merkezlerindeki dolarla kira tartışmasının şimdilik kazananı kiracılar oldu. Cumhurbaşkanlığı’ndan yayımlanan kararnameyle dövizle kiraya 30 gün içinde TL’ye çevrilme şartı getirildi. Böylece TL kira meselesi resmiyet kazandı.
Bununla birlikte değerlendirmeyi yaparken ‘şimdilik’ ifadesini özellikle kullandım. Çünkü çok uzun zamandır bu konuda ekonomi yönetiminden tavsiye ve talep gelmesine rağmen, uygulamada hayata geçmediğini görüyoruz.
Bunda en büyük sebep de AVM’lerin yapılırken, dolarla olan borçlanmaları… Perakendeci esnaf bu alanda rahatlatılırken, önümüzdeki günlerde AVM yatırımcılarının da bu taleple ortaya çıkacağından kimsenin şüphesi olmasın.
Denilebilir ki durum artık Resmi Gazete’de yayımlanan bir özellik kazandı. Buna da çok güvenmeyin; zira kamu alımlarında Türk Malı’nın önceliklendirmesi de uzun zamandır resmileşen, ilgili kurumlara iletilen ama bir türlü hayata geçmeyen örnek olarak önümüzde duruyor.
Bu nedenle sadece kararnameyi yayımlamak değil, aynı zamanda takibini de yapmak şart. Aksi takdirde bu süreçte biraz da sertleşen ve oğle arasında kepenk kapatma eylemine katılanlara ‘bedelini ödersiniz’ gibi amacını aşan söylemler geliştirenler olduğunu da biliyoruz.
Perakendeci bu noktada son derece haklı. Çünkü konuyla ilişkili uzmanlar, cironun yüzde 5’ini geçen kira maliyetlerinin, esnafı batma noktasına sürüklediğinin altını çizerken, bugün gelinen seviyede yüzde 40 ağırlığın bile gözüktüğü belirtiliyor.
Öte yandan AVM yatırımcılarına da tamamen haksız demek mümkün değil. Yani dolarla borçlanmış bir yatırımın Türk Lirası gelirle, doğru hizmeti ne kadar sürdürebileceği tartışmalı bir konudur.
Nitekim bu kararnamenin yayımlandığı gün AVM kanadında açıklanan ciro endeksindeki yüzde 22,4 oranında artış beyanatı talep doğacanı gösteriyor. Bu açıklamayla AVM kanadı ‘aslında kazanıyorsunuz’ vurgusuyla tezinden vazgeçmeyeceğinin sinyalini veriyor.
Oysa sadece dolar kurundan yüzde 40 eriyen sermayeler, elektrik ve diğer TL giderlerinde ortaya çıkan anormal fark, tüketici ve üretici enflasyonu arasındaki uçurum, üretici perakendecilerde hem maliyetlerin yansıtılamadığını, hem de ödemeler zincirinin kırılacağını bize anlatıyor.
Tüm bu nedenleri alt alta koyduğunuzda bu tartışmanın bu kararnameyle bitmeyeceğini görebiliyorsunuz. Bu nedenle takibinin sıkı bir şekilde yapılması, dolarla borçlu AVM yatırımcılarına da bir çözüm sunulması gerekir.
Şimdi tüm bu fotoğrafı görünce en makul çözümün de Dayanıklı Tüketim ve Beyaz Eşya Perakendecileri Derneği Başkanı Ali Yıldız’dan geldiğini görüyorum. Yıldız, katıldığı radyo programımda meseleyi değerlendirirken, hakkaniyetli bir çözüm önerisini de paylaştı.
Bugün AVM’lerin içinde cirosu üzerinden kira verenler son derece rahat. Çünkü kazançlarıyla doğru orantılı olarak maliyetin altına giriyorlar. Yıldız, bu oranın yüzde 5 civarında olduğunu belirtiyor ve çözüm için herkese aynı uygulamanın yapılmasını öneriyor.
Bana makul geldi. Cironun yüzde 5’i kadar bir kiralandırmanın herkesi rahatlatacağını düşünüyorum. Bence böylesine bir süreçte, bu tip bir uzlaşma, kararnameden daha etkili olacak, daha olumlu sonuç verecek ve her iki taraf açısından da asgari müşterek olarak kabul edilebilecektir.
Nasılsa Alışveriş Merkezleri ve Yatırımcıları Derneği de, cironun geçen yılın Temmuz ayına göre yüzde 22,4 arttığını söylüyor. Madem artış var, kira tartışması da cironun yüzde 5’i uygulaması ile durulabilir.
Aksi takdirde bu kararnameye rağmen, tartışmaların büyüyeceğini, tatsız olayların yaşanacağını şimdiden görmek, hayalcilik değil. Zira AVM’ler içlerindeki her dükkanın, aynı zamanda kiracısı ve müşterisi olduğunu unutmuş gözüküyor.
FACEBOOK YORUMLAR