Çetin ÜNSALAN

Çetin ÜNSALAN

EKOPOLİTİK
[email protected]

ATO Başkanı ne istedi?

29 Mayıs 2023 - 02:24

Ankara Ticaret Odası Başkanı Gürsel Baran, enflasyon muhasebesine atıfta bulunarak, gelir ve kurumlar vergisi matrahında uygulamanın hayata geçirilmesini istedi. Aslında ATO Başkanı bunu son dile getiren oldu.

Çok uzun zamandır bir enflasyon muhasebesi yapılması ihtiyacı gündemde ve konuşuluyor. Hatta bununla ilgili uygulamanın 2023 sonuna ertelendiğini de hatırlatmak isterim. Reel sektör haklı mı; haklı. Peki hangi koşullarda?

Yani son olarak ATO Başkanı’nın dillendirdiği reel sektörün bu talebi aslında bize ne anlatıyor? O zaman enflasyon muhasebesinin hangi şartlarda devreye gireceğini hatırlamak için mevzuata bakalım.

Şayet bir ekonomide fiyatlardaki artış son üç hesap döneminde yüzde 100’den fazlaysa, hatta o hesap döneminde yüzde 10’un üzerindeyse enflasyon muhasebesinin devreye girmesi gerekir.

Girmezse ne olur? Şirketlerinizde hem sermaye erimesine neden olursunuz; hem fiktif, gerçek olmayan kazançlar ortaya çıkar; hem de haksız yere vergilendirmenin yolunu açarsınız. Şimdi meseleyi buradan okuyalım.

Ülkede son açıklanan enflasyon verisi ne? Tüketicide yüzde 43,6, üreticide de yüzde 52,1... Bu şartlar altında enflasyon muhasebesi devreye girer mi? Girmez... Peki reel sektör ısrarla enflasyon muhasebesi talebiyle ortaya çıkıyorsa bu ne anlama gelir?

Enflasyonla ilgili rakamlarınızın gerçeği yansıtmadığının kanıtıdır. Vatandaş zaten günlük hayatında bunu iliklerine kadar yaşıyor. Gerçek olmayan bir enflasyonla zam alıp, bunun en az üç katı bir değerle yaşamaya çalışıyor. Doğal olarak da borç batağına daha fazla saplanıyor.

Peki üreticinin ve tüccarın bunu dile getirmesi tüketicinin durumundan farklı olmadığını ortaya koymuyor mu? Enflasyon muhasebesi talebi, ülkede açıklandığı gibi yüzde 52’lerde bir ÜFE değil, en az yüzde 100 bir enflasyon yıpranması olduğunun kibarca anlatımı değil mi?

Gerçek olmayan bilançolarla, kazanılmayan paraların vergisini almak, sonra bankalara dönüp, neden kredi verilmediğini sorgulamak etik bir davranış mı? Bu aynı zamanda şirketlerinizi rekabet edemez hale dönüştürmekten, sermayelerinden kamuya transfer yapmalarını istemek anlamına gelmiyor mu?

Söylemler bir yana, eylemler aslında sizin üretim ekonomisine inanıp inanmadığınızın kanıtıdır. Şu fotoğraf, elinde parası olup, Kur Korumalı Mevduat’a yatırım yapan rantiyenin desteklendiğini, ama üreten, ticaret yapan insanların, tıpkı hizmet verdikleri tüketici gibi göz ardı edildiğini bize anlatmıyor mu?

Peki sorarım size: Bunun sürdürülebilirliği var mı? Tartışmasız yok. Türkiye sahte rakamlar cennetinde üreticisini de, tacirini de, tüketicisini de kaybediyor. Özetle ülkede rantiye dışında ayakta kalabilme ihtimali olan insan sayısı azalıyor. Sizce bundan daha önemli bir sorun var mı?
[email protected]
 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum