Ülkede enflasyon ne kadar, kaç TL asgari ücrete zam yapılacak gibi tartışmalara bence bir hamle noktayı koydu. O da BDDK’nın çalışanlarına İstanbul için 45 bin TL’lik ek tazminatını öngören torba yasa maddesi...
Şimdi bu saatten sonra BDDK’nın personelinin yaşam kalitesini tartışıp, onları aşağıya çekmek yerine, meseleyi asgari ücret tartışmasına getirelim. Bundan böyle 11 bin 400 TL’lik asgari ücret üzerindeki maaş zammı, 45 bin TL artı asgari ücret zammı olarak konuşulsun.
Çünkü bu hamleyle ülkede nüfusun yüzde 25’inin yaşadığı şehirde başka türlü yaşayamayacağı resmen kabul edilmiş oldu. Tartışmaları ‘neden’ sorusu ile başlatmak yerine, ‘herkese’ kriterine bağlamak gerekir.
Madem öyle ülkede büyükşehirlerde yaşayanların tamamına 45 bin TL’den, diğer illerde de 40 bin TL’den aşağı olmamak üzere maaşları tartışalım. Çünkü eskisi gibi asgari ücrette doğu batı sınırı da kalmadı.
Üretimsizlik o kadar iliklerimize kadar işledi ki, örneğin bir kilogram elmanın fiyatı İstanbul’da da elmanın üretiminin yapıldığı Isparta’da da nereyse aynı. Demek ki giderler açısından çok büyük bir fark kalmadı.
Üstelik bu maaş farkları ya da adına tazminat denilen kavram işverenlere de yüklenemez. Çünkü onların da maliyet koşulları karşısında yaşadıkları, asgari ücretli vatandaştan çok farklı değil. Korkmayın şimdilik onlar için ekstra bir isteği gündeme getirmeyeceğim.
Sadece vergi ve primlerinde ödenebilir limitler tartışmamız yeterli. Hatta bu limitleri tamamen ortadan kaldırabiliriz. Bundan sonra çalışanlara net yerine brüt ücretleri veririz ve herkes giderlerini düşer, kalan kazancı üzerinden vergisini öder. Sorun da böylece işverenin sırtından kalkar.
Bununla birlikte 45 bin TL, BDDK tarafından verilebiliyorsa, demek ki kamunun tüm çalışanlar için böyle bir ödenek ayırabilmesi mümkün. En azından kamu çalışanları üzerinde böyle bir ayrım yapılabilmesi olanaksız.
Her ne kadar yapı özerk de olsa, bunu kamudan ayırabilmek mümkün değil. O nedenle bu saatten sonra Türk-İş Başkanı’nın açıklamaları, komisyonun tartışmaları, Bakan’ın açlık sınırını asgari ücretle bir tutan tavrı gibi konular bitmiştir.
Yapalım herkese 45 bin TL’lik tazminat fark ödemelerini, ardından asgari ücret komisyonunda da kanunda angarya sınırı olarak nitelendirilen, ama bizde ortalama ücret haline gelen rakamı tartışalım.
Elbette iş burada da bitmez. Madem üçüncü çeyrekte yüzde 5,9 büyüdük. Emeklilerin de bu zenginleşmeden payını almasını sağlayalım ve onları da hatırı sayılır rakamlara ulaştıralım. Nasıl bu başlığı beğendiniz mi?
Konu gider olunca canınız sıkılıyor değil mi? Ama BDDK çalışanlarına reva gördüğünüzü diğer insanlara da görmelisiniz. Görün ki, işler dengelensin. Nasıl çıkarız bu işin içinden diye soruyorsanız, onun da yanıtı kolay.
Vatandaştan tersine mentörlük alın. Bakın bakalım o kendi bütçesinde nasıl çıkıyorsa, kamu yönetimi olarak siz de oradan ilham alarak işin içinden çıkmayı deneyin. Nasıl? Tartışmanın bu halini beğendiniz mi?
[email protected]
FACEBOOK YORUMLAR