Çetin ÜNSALAN

Çetin ÜNSALAN

EKOPOLİTİK
[email protected]

Asgari ikna turları

07 Aralık 2022 - 00:12

Satın alma gücünün yerlerde süründüğü ülkede asgari ücret görüşmeleri başlayınca, herkesin aklına birden vatandaşın geçim derdi geldi. Bu fotoğraf karşısında kimi asgari ücret üzerinden bir kilogram fazla et alınabildiği gibi bir matematik mucizesine imza attı; kimi de aba altından işsizlik uyarısı yaptı.

Asgari ücretin belirleneceği masayla hiç ilgisi olmayanlar baştan enflasyonun yüzde 35 altında fiyat teklifini dillendirmeye başladılar; asgari ücrette çalışanların hakkını savunacaklar ise açlık sınırını kırmızı çizgi olarak açıkladılar. Her ne kadar bu noktada daha sonra U dönüşü yapmaya çalıştılarsa da, olan oldu bir kere.

Cumhurbaşkanı, enflasyonun önümüzdeki aylarda artış hızının yavaşlayacağından bahsetti. Bu gerçekleşir mi bilinmez ama mevcut enflasyon yıpranmasını ne yapacağımızı anlatmadı.

Bakan Bilgin çıktı; asgari ücretin ortalama ücreti yansıttığını söylemenin bilgisizlikten kaynaklandığını belirtti; ama OECD’nin kapı gibi duran yüzde 45’ye yakın oranına değinmedi. Aslında Bakan, DİSK’in açıkladığı ‘özel sektörde çalışanların yüzde 65’i asgari ücret alıyor’ raporlamasını yalanladı.

Ama yalanlarken verdiği oranın çalışanların yüzde 37’si olduğunu söylediğinin sanırım farkında değildi. Velev ki doğru olsun. AB ortalamasının yüzde 4 olduğu bir ortamda bu açıklamanın ‘bir kilo et almak yerine kuzuya girin’ demekten ne farkı var? Hatta yüzde 37 bile sizce de yeterince ortalama ücret anlamına gelmiyor mu?

Üstelik yevmiye usulü çalışanların sayısı azımsanmayacak kadarken ve asgari ücrete bile ulaşamazken. Kısacası herkes ‘aslında fazla istemeyin’ demeye getiriyor; ama aynı kamu yeniden değerleme oranında tabanı yüzde 123’e koyabiliyor. Ne diyordu şarkı? Bu ne yaman çelişki anne?

Herkes bir hesap ve ikna çalışması içindeyken, daha masada pazarlık bile başlamadı ama rakamlar havada uçuşuyor. Makul olmaktan söz ediliyor. Peki nerede makul olunacak? Hemen harcamaların nereye gittiğine bakalım.

Merkez Bankası’nın aylık fiyat gelişmeleri raporu, enflasyon konusunda içe su serpti (!). Gıda hariç her şeyin fiyatı düşmüş. Şayet Türkiye’de yaşamıyorsanız buna inanabilirsiniz ama bir an için doğru olduğunu düşünelim. Gelirinin büyük bir bölümünü gıdaya harcayan insanlar gerçeği varken, bu satın alma gücündeki problemi azaltıyor mu?

Bunu söyleyince de hemen arkasından şu söz gelir. Kafeler, restoranlar dolu. Toplamda 4 milyonun içinde dönen bir ekonomi, geri kalan 80 milyonun sorununu ortadan kaldırır mı? İşsizlik gerçeğini, ekmeğin 5 TL olmasını yok eder mi?

Yetinmezler ardından eklerler: Kasım ayındaki Black Friday alışverişini gördünüz mü? Satış rekorları kırıldı. Bir de insanlarda para yok diyorsunuz? Hadi verin yanıtını bakalım.

Ben vermeyeyim de taze taze araştırma sonuçları geldi. Ipsos tarafından yapılan araştırmanın sonuçları diyor ki:

Ipsos tarafından yapılan araştırma, ‘Kara Cuma’, ‘Bekarlar Günü’ gibi adlarla anılan Kasım ayı kampanyalarında en fazla temizlik ürünleri ve giyimin tercih edildiğini ortaya koydu. Kasım kampanyaları sırasında alışveriş yapanların yüzde 70’i özellikle bu kampanyaları beklediğini söyledi. Araştırmaya katılanların en büyük çoğunluğu yüzde 31’lik oranla temizlik ürünü almayı tercih ettiğini belirtirken onu yüzde 28’lik oranla giyim/konfeksiyon izledi.”

Sonuçta asgari ücret masası kurulmadan bakanlar ile toplantı yapılıyorsa ve düzeltmesiyle son iki ücret artışı da açlık sınırının altında kalıyorsa; Bakan açlık sınırının abartılı olduğunu düşünüyorsa yakında şu söz de söylenirse şaşırmayın: Yiyor, temizleniyor; bir de para istiyorsunuz. Asgari ücret kaç mı olacak? ‘Bir komedi izlediniz, farkı bilet parası’ der onu da vermezler.

[email protected]
 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum