Sanayi üretimi Kasım ayında yıllık bazda yüzde 6,5 daraldı. Açıkçası ortada bir sürpriz olduğunu düşünmüyorum. Çünkü biraz reel piyasaları izleyen biri bile kör değilse alarmı görebilirdi.
İktidarın her şey yolundaymış gibi yapmasının, kapalı kapılar ardından enflasyon üzerinden zaten sıkıntıda olan reel sektör mensuplarını sıkıştırmasının, konkordatolar ile ortaya çıkan sürecin bir iki kötü niyetliye bağlanmasının hiçbir anlamı yok.
Dünyada dahi işten çıkarmaların hızlandığı bir süreçte masallar okumanın da kimseye bir faydası bulunmuyor. Türkiye ekonomisi zor durumda. Tüm göstergeler daha da zor günlerin bizi beklediğini gösteriyor.
Bunu bir vatana ihanet mantığı içerisinde değerlendirmek, hastalıklı bir ruh halidir. Zira bu ülkede herkes çekip gittiğinde faturayı ödeyenlerin gerçekleri bilmeye hakkı var. Birilerinin siyasi ikbali, Millet’in ve devletin ikbalinden daha önemli olamaz.
Tutturulmuş bir iyimserlik pompalama meselesi; kötümserlikten uzak olma kaygısı... Yüz kere anlattım, bin kere daha anlatabilirim. Ekonomide iyimserlik kötümserlik diye bir şey olmaz. Meseleyi buradan tartışmamız bile, ekonomiyi finans piyasalarından ibaret olarak gördüğümüzün göstergesidir.
Ekonomide gerçekçilik vardır. Hiçbir gerçek, sahtelikle bezenmiş hayal kırıklığından daha çok acıtmaz. Bu nedenle gerçekleri görür, gereğini yapar, sonra insanları ikna ederek ekonominin psikolojik tarafına geçersiniz.
Burada oluşan iyimserlik de sorunu çözmez, sorunu çözmek için zaman kazandırır. Kurtulamadılar şu iyimser – kötümser oyunundan. İnanın bana gerçekleri bilen sayısı, hasarın boyutunu da küçülür; önlem alan insan sayısını da artırır; sorunlu süreçten daha çabuk çıkılmasını da sağlar.
Zira kandırılmamış insan, önlem alır. Az hasar görmüş insan ve firma sayısı ise bir ekonomik çıkışta inanılmayacak derecede kıymetlidir. Bu memleketin insanlarını siyasi ya da iktisadi ikbal uğruna kandırmak iyi bir şey değil.
Tekrar Kasım ayı sanayi üretimine dönelim. Haberin sunuluş biçiminde bile beklenti yönetimi var. Kasım ayındaki sanayi üretiminde artış beklenirken, düşüş olmuş. Hem aylık bazda yüzde 0,3, yıllık bazda da yüzde 6,5 çakılma olan bir ortamda çok merak ediyorum; neye göre artış bekliyordunuz?
Rakamları atın bir kenara... Daha bir gün önce cari açık rakamlarının ne kadar büyük bir tehlikeye doğru bizi sürüklediğini yazdım. Mucize bir adam ya da deha olmadığıma ve bunu görebildiğime göre, herhalde siz de görüyorsunuzdur. Peki bu sahte dünya masalının nedeni ne?
Biraz reel sektörü takip eden, sokakta yaşayan, görmek yerine bakmayı tercih eden, siyasi ya da ekonomik ikballerinden kendini arındıran herkesin kolaylıkla görebileceği bir gerçeğe başınızı çevirdiğinizde yok mu olacaksınız sanıyorsunuz?
Rakamlarla oynadığınızda enflasyonun düşeceğini, maliyet kıskacında bunalmış insanlara baskı yaparak fiyat azaltma talep ettiğinizde sorunun biteceğini, insanlara ‘işsiz değilsin’ dediğinizde dolayacağını, sağa sola bağırarak TL’nin kıymetleneceğini mi zannediyorsunuz?
Bu da mı kör oldunuz gerçeklere? Kasım ayında sanayi üretiminde artış beklenirken, düşüş gelmiş öyle mi? Siz, nerede yaşıyorsunuz?
FACEBOOK YORUMLAR