Hürriyet... Türk basınının amiral gemisi olarak nitelendirilir. Yıllar içinde, daha doğrusu Ertuğrul Özkök dönemiyle birlikte yavaş yavaş yıpranan bu yapı, son yıllarda tirajdan prestije kadar her alanda zorlanmaya başladı.
Şüphesiz bunda çalışanlardan çok, yönetimin yarattığı bir yıpratmadan söz edebiliriz. Fakat tüm zorlu süreçlerde bile hiç bu kadar garip bir duruma düşmemişti. Genel Yayın Yönetmeliği’ne getirilen, daha doğrusu bunu alabilmek için cidden çabalayan Ahmet Hakan amirale son gölünü attı.
Şüphesiz karşısında Cumhurbaşkanı’ndan çok, Kanal 7 sürecinden beri yol arkadaşı olan bir ismin olmasının da bunda etkisi oldu. Fakat yıllarca izlediği zikzaklı grafiği bir televizyon programında, üstelik anlamadığı bir konuda övmeye çalışmasıyla kendisini de, amirali de batırdı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bile bir kaç hafta önce ‘bal demekle ağız tatlanmaz, ekonomide her şey yolunda demekle de yolunda olmaz’ çıkışını da unuturcasına, ekonominin ne kadar mükemmel olduğunu anlatmaya çalışan bazı cümleler sarf etti.
Sarf etti diyorum çünkü daha sorarken anlamadığı o kadar çok ortaya çıktı ki, kulaktan dolma ama Cumhurbaşkanı’na ters düşmeyecek cümlelerle soruyu sormaya kalkarken, aslında ne yanıt beklediğini de dile getirdi.
Faiz tartışmasına girdi ki ben anladığı bir konu olmadığını düşünüyorum. Neden derseniz, soruş şeklinden bu belliydi. ‘Siz haklı çıktınız’ demenin bile daha kibarcası ve etik hali vardı. Lakin bunu muhatabına söyletmeye çalıştı.
Hoş haklı çıkılmış da bir durum yok. Yine de bunların hepsi kendi içinde başka tartışma konuları. Ahmet Hakan’ı şimdi pek anlamadığı mesele ile meşgul etmeyelim. Fakat yaptığı bocalamayı anlayıp da, sonunda “Ekonomide de herhangi bir olumsuz tablo yok, hatta tam tersine’ deyince bardağı taşırdı.
Sosyal medyada büyük tepkilere neden olan, işin uzmanları arasında gülüşmelere yol açan bu tavır, aslında en çok basının amiral gemisinin itibarını zedeledi. Çünkü, en azından yıllardır geleneksel alışkanlığı nedeniyle bu gazeteyi alanları bile kızdıracak cinsten bir tavır ortaya çıktı.
Şimdi işin sonuna gelindiğinde amiral gemisinin başındaki ismin, hem anlamadığı bir konuda gösterdiği tavırla sergilediği performans, hem sokakla ilgisinin ne denli kopuk olduğunu kanıtlarcasına ortaya koyduğu cümleler, hem de koltuğun nelere kadir olduğunu en güzel örneğiyle sergileyen tavır ilginçti.
Türk basın tarihi buna da şahit oldu. Şimdi kızanlar, destekleyenler olacaktır. Destekleyen de ucu iktidara dokunacak diye arka çıkacaktır; Ahmet Hakan haklı olduğu için değil. Günün sonunda tüm yaşananları nasıl yorumlamak gerekir diye düşünürsek, tek kelime yetiyor: Trajikomik...
FACEBOOK YORUMLAR