Türkiye’nin Soma ile ortaya çıkan, o zaman herkesin yeri göğü inlettiği 2014 yılından bu yana hiç bir ders almadığı gözleniyor. Öncelikle kamuoyunun bu konudaki duyarsızlığının mutlaka masaya yatırılması gerekir.
301 madencinin ölümüyle sonuçlanan o vahim olaydan sonra yazıldı, çizildi, herkes sosyal medya hesapları üzerinden konunun takipçisi oldu. Ama tıpkı deprem gerçeğimiz gibi, kısa süre içinde ne yazık ki bu konuyu da unuttuk.
En büyük problem de zaten bu unutma hastalığımızdan kaynaklanıyor. Yaşananlardan ders almadığımız gibi, iyi niyetli ama günlük protestolarımızı, yeni bir gündem maddesi gelince rafa kaldırıyoruz. Gelen maddeler de gerçekten gündem olsa...
Basın yayın organlarında ipe sapa gelmez haberler bir yanda, siyasetin kısır tartışmaları öte tarafta, sadece yeni facialara kadar ertelediğimiz sorunlar yumağında debelenip duruyoruz. Sonra da yıldönümlerinde ‘unutmayacağız’ sloganları atıp, ertesi gün sırtımızı dönüp gidiyoruz.
Kanıtı mı ne? Son olarak 2020 bütçesinin komisyon görüşmeleri sırasında, Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu’na CHP Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş’ın yaptığı konuşma ürkütücü tabloyu ortaya koydu.
Çalışma hayatına ilişkin her üç kişiden birinin kayıtdışı çalışmasından, çalışanların sadece yüzde 11’inin sendikalı olmasına, iş yeri teftişlerine izin verilmemesi iddiasından asgari ücretin yüzde 35’inin vergiye gitmesine kadar her biri manşetlik tartışma konularının yer aldığı bir konuşmadan söz ediyorum.
Ama tüm bunun içinde en dikkat çekici olan ve can yakan iş kazaları... Bakın Ünal Demirtaş yaptığı konuşmada hangi bilgileri veriyor?
“...İş kazaları ayrıca hız kazanarak devam etmiş ve ilk dokuz ayda 300 bin 170 iş kazası meydana gelmiş ve iş kazaları sonucunda ekim ayına kadar sadece bin 477 işçimiz iş cinayetlerinde yaşamını yitirmiş ve günde 6 işçimiz maalesef hayatını kaybetmiştir ve bu oranlar da, sayılar da devam etmektedir. Kamuda ve özel sektördeki taşeron işçilik sorunu ise hâlâ çözülememiştir ve devam etmektedir...”
Normal bir ülkede yer yerinden oynayacak açıklamalardan söz ediyoruz. Dokuz ayda 300 bin vakayı aşan iş kazası olacak, Soma’daki facianın 5 katı oranında insan hayatını kaybedecek, bunun oranı günde 6 işçiye vuracak ve o ülke sessiz kalacak öyle mi?
Sizce bir ülkede bundan daha önemli bir gündem maddesi olabilir mi? Bu fotoğraf içerisinde konuştuğunuz dijitalleşmenin, ihracatın, ihracattaki kilogram fiyatının, verimliliğin, tasarımın, markanın anlamı olabilir mi?
Günde 6 işçinin hayatını kaybettiği bir ülkede işçi ve işveren sendikaları bu konuya bu kadar duyarsız, ticaret sanayi odaları bu denli yok sayan bir tavır içinde yaşayabilir mi? Peki bu meseleyi tartışmayan ülke kalkınabilir mi? Kalkınamıyor zaten... Balon büyümesi de bitti. Şimdi neden arıyoruz? Sizce neden?
FACEBOOK YORUMLAR