Çok zor bir yılı geride bırakıyoruz. Üstelik size samimiyetsizce kim nasıl sevgi pıtırcığı oynarsa oynasın, haberim şu ki: Daha da zor bir yıl, hatta yıllar bizi bekliyor. Buna da var mısınız?
Avantaların kesildiği, ekonomiden siyasete, yaşam kalitenizden alıştığınız lükslere kadar her şeyin elinizden kayıp gittiği süreçte de, ülke için mücadeleye devam edecek misiniz?
2017 yılının dünya ve ülkemiz için ne getireceğini zaten 2016’daki programlarda da, yazılarda da sık sık anlattık. Elbette önümüzdeki günlerde de yine analiz etmeye devam edeceğiz. Ama yılın son yazısında ben yeni senenin ne götüreceğini anlatmak istiyorum.
Neme lazım tedavülden kalkacak. Artık bu ülkede her geçen gün daha fazla insan ‘neme lazım’ diyemeyecek. Geçinemeyen insanlara bakıp, başını öbür tarafa çeviremeyecek.
Sokakta gördüğü Suriyeli çocukların para için tacizini görmezden gelemeyecek. Aybaşında insanların parası verilmediğinde, alanlar ‘neme lazım’ diyemeyecek.
Evine bir somun ekmek götürürken, aç yatağa giren milyonları görmezden gelemeyecek.
Sarı öküzü verir gibi birilerinin hukuk ihlaline rağmen, karga tulumba götürülmesini ‘neme lazım. Bana dokunmayan yılan bin yaşasın’ deyip, geçiştiremeyecek.
‘Dairelerimi satayım da, ülke fakirlikten kavrulsun’ diyen inşaatçılar, iki sayfa ilan almak için büyüyen tehlikeyi görmezden gelen medya, arıza çıkmasın diye mikrofon arkası konuşmalar yapıp, herkesin önüne geçtiğinde methiyeler düzen işdünyası, işini kaybetmemek için en yakın arkadaşı haksızca kapının önüne konulan işçi kardeşim, üç tane oy kaybetmeyeyim diye idare-i maslahat yapan siyasetçim size kötü bir haberim var.
Artık ‘neme lazım’ deyip işin içinden çıkamayacaksınız.
Kadınlar sokak ortasında öldürülürken, çocuklar eğitimsiz büyütülürken, dünyada kan gövdeyi götürürken, şehit haberleri sonrası sosyal medyada iki ileti yazıp gönül rahatlatılırken, ödeme yapmamakta beis görmezken, otomobil ya da ev alırken, kredi borçluları artışta iken, deli gibi harcama yaparken ‘neme lazım’ diyemeyeceksiniz.
Unutmadan, seven de sevmeyen de Atatürk’ü anlayacak. İçte de dışta da... Çünkü başka çare kalmayacak. Belki yılın bu son yazısında daha umut veren şeyler yazmak vardı. O zaman en büyük umudumu da paylaşayım. Fatura ortaya çıkıp, sizi de etkilediğinde ‘neme lazım’ demeyi bırakıp vatandaş olacaksınız.
Yani 2017 yılının en güzel haberi, bilinçli vatandaş sayısının artacak olması. Böyle mi olmalıydı; fatura bu kadar ağırlaştıktan sonra mı öğrenmeliydik bilemiyorum. Ama hayat öğretir.
Şimdiden sonunda zengin, mutlu ve güçlü bir Türkiye için, çok çalışmayı, yan gelip yatmamayı, yerli mal kullanmanın, gereksiz harcama yapmamanın kötü bir şey olmadığını öğrendiğimiz, ders dolu bir yıl dilerim.
FACEBOOK YORUMLAR