Ahmet KAPLAN

Ahmet KAPLAN

[email protected]

YERLEŞİK ENFLASYON VE ASGARİ SEFALET

19 Ocak 2024 - 22:24

Türkiye ekonomisi tökezliyor! Seçim sonrası daha büyük bir kriz bekleniyor. Türkiye ekonomisi neden bu kadar kötü durumda?

Öncelikle hükümet enflasyonu talep enflasyonu diye tanımlıyor! Talep enflasyonuna yol açan faktörler arasında artan tüketici gelirleri, düşük faiz oranları sayılabilir. Para arzının artması nedeniyle, yatırım ve tüketim harcamaları da artış gösterir. Bu da fiyatlar üzerinde yukarı yönlü bir baskı yapar.

Peki Türkiye’de durum ne? Bu faktörler midir etkileyen?
Yani, ülkemizde yaşanan enflasyon Mehmet Şimşek’in ve hükümetin anlattığı gibi “Talep Enflasyonu” değil. Ülkemiz, “Maliyet Enflasyonu” ile karşı karşıya.

Hatalı enflasyon mücadelesi ve sıkılaştırma uygulamaları maaşların aşırı düşürülmesi ile halkın yaşam hakkı elinden alınmaya devam ediliyor.

Zorunlu ihtiyaç kalemlerine talebin düşürülmesi çözüm değil kriz oluşturuyor. İnsanlar gıdaya ulaşamaz oldu.
Ellerinden alınan gasp edilen maaşlar nedeniyle, yaşam hakkı yok ediliyor. Maaşlara yapılan müdahale, hatalı sıkılaştırma politikaları, ENFLASYONLA MÜCADELE değil, YAŞAM HAKKINA MÜDAHALE haline geldi.

Enflasyon, genellikle talep şişkinliği ve maliyet masraflarının kabarmasından ileri gelebilir. Maliyet enflasyonu ile talep enflasyonu, tavukla yumurta gibi, biri diğerinin sebebidir.
Her ikisinin sebebi de ekonomide dengelerin bozulmasıdır.
En tehlikelisi ise ülkemizi tehdit eden yerleşik enflasyondur.

Talep enflasyonu, para bolluğundan dolayı daha fazla mal ve hizmet talep edilmesine ve fiyatların artmasına yol açan olaydır. Harcamalar ve ihracat toplamının üretim ve ithalat tutarını aşması, talep enflasyonu meydana getirir. Para ve kredi hacminin genişlemesi harcamalarda artışa ve fiyatlarda pahalılığa sebep olmuşsa, talep enflasyonu parasal karakteridir.

Yaşam hakkının üstünde harcanan para talebi artırır.

Para bolluğu da yaşam hakkının üstündeki paradır.

Ülkedeki yüzde 85 yaşam hakkı olan paraya ulaşamıyor!

Maliyet enflasyonu, üretilen mal ve hizmetlerin maliyetinin sürekli artmasıdır. Emek, sermaye ve tabii kaynaklar gibi üretim faktörleri, üretilen mal ve hizmetlerin gerçek maliyetini oluşturur. Dolayısıyla piyasa fiyatlarının artması, kaçınılmaz olarak maliyetleri artırır. Kira, elektrik, doğal gaz, su, petrol, nakliye ücretleri, malın içeriğini oluşturan hammaddeler, bedellerinde ortaya çıkacak artışlar üretim maliyetlerini artırarak fiyatlara yansır ve enflasyona neden olur. Vergilerin aşırı derecede yüksek olması, gider - istihlak - istihsal vergilerinin ağırlığı, mali tekeller ve eksik rekabet koşulları, faiz haddinin yüksekliği, toplu sözleşmelerle ücretlere yapılan zamlar da enflasyonun nedenleridir.
Maliyet enflasyonunu ithal edilmiş enflasyonda etkiler.

İthal edilmiş enflasyon; üretim sürecinde önemli oranda ithal üretim faktörleri (özellikle dış borçlanma şeklinde sermaye) veya girdi (petrol, doğal gaz, makine vb.) kullanan ekonomilerde, ithal faktör ve girdi fiyatlarında ortaya çıkan başlıca kur kaynaklı artışların önce üretim maliyetlerini sonra da satış fiyatlarını etkilemesi sonucu ortaya çıkan enflasyon türüdür.
Üretimi etkileyen ana kalem, vergi kalemleridir...
Üretim süreçlerindeki, özellikle petrol, doğal gaz, su, elektrik başta olmak üzere birçok kalem hükümet eliyle yükseltiliyor, baskılanmıyor, enflasyon yükseliyor.

Hatta, özelleştirilerek astronomik hale getirilen, sağlık giderleri, eğitim giderleri, yol giderleri günlük yaşamı etkileyen her gider maliyeti etkilemektedir.
Bu nedenle enflasyonla mücadele edilmiyor, enflasyon hükümet eliyle yerleşik hale getiriliyor.

Beceriksiz ekonomi yönetimi; faturayı ise örgütsüz tepkisiz ses getirmeyen emekliye ve çalışanlara ödetiyor.

Yerleşik Enflasyon genellikle bir ülkede tüm bireyleri ve tüm sektörleri etkiler. Yerleşik enflasyon, bir ülkedeki emtia fiyatları yükseldiğinde ortaya çıkar ve ürün fiyatları yükseldiğinde de çalışanlar yaşam standartlarını korumak için daha yüksek ücretler talep eder. Bu durum genellikle artan harcama döngüsüne benzetilir ve sonsuza kadar devam eder.

YERLEŞİK ENFLASYON SEFALETİ

Yerleşik hale gelen enflasyon ve TL’nin çöküşü milyonlarca vatandaşımızı mali çöküşün eşiğine getirdi. Türkiye ekonomisi çıkmazda. Kontrolden çıkan enflasyon ve çöken lira, milyonlarca vatandaşımızı mali yıkımın eşiğine getirdi ve ülke çapındaki fabrikaları, çiftçileri ve perakendecileri olumsuz etkiledi.

Yaklaşık 7 milyon asgari ücretli ve 15 milyon emeklinin gözü hükümetin açıklayacağı zam oranında.

Resmi verilere göre 2023 senesi emekliler için son 20 yılın en zor dönemi oldu. Hem emeklinin hak ettiği gerçek zammı vermeyen hükümetin zulmü, hem de yüzde 300’lere ulaşan pazarın enflasyonu emekliyi ezdi geçti.

Emekliler açlıkla sınanıyor. 9 milyon emeklinin kök diye tanımlanan maaşı oldukça düşük olduğu için Hazine ve Maliye Bakanlığı 7 bin 500 liraya tamamlıyor, asgaride buluşturuyor.

ZAMLAR KÖK AYLIKLARA GELİYOR.

“Kök maaş” uydurmasına takılan ve zam alamayan emekliler, gelir akışının kalıcı olarak azalmasına bağlı olarak harcamaların karşılanamaması ve borçlanma nedeniyle oluşan kronik sefalete mahkum oldu…

Açlık sınırının yarısında kalan maaşlarıyla açlığa mahkum edilen 9 milyon emekli yeni yıla “açlık imtihanı” ile girecek.

Hükümet Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın tamamladığı bu “Kök maaş” arttırılmazsa zam oranı yüzde 50 bile olsa milyonlarca emeklinin alacağı fiili zam açlık sınırının altında kalacak. Bazı emeklilerin maaşı, olası yüksek zamma rağmen hiç artmayabilir ve 7 bin 500 TL almaya devam edebilir.

TÜİK’in açıkladığı resmi Aralık ayı enflasyonu çerçevesinde 2024 yılı Ocak ayı itibarıyla, 9 milyon emeklinin ve asgari ücretlinin maaşı yeniden düzenlenecek.

ENFLASYON EMEKLİYİ EZDİ GEÇTİ

7 bin 500 TL maaşla açlıkla imtihan edilen emekli, 11 bin 402 TL maaşla sefaletle sınanan asgari ücretlinin umudu yeni yılda. Halkın etkilendiği, pazarın, mutfağın, piyasaların etkilendiği, halkın gerçek enflasyonu yüzde 300’lerde.
2023’te yıllık enflasyon TÜİK’e göre yüzde 64, İTO’ya göre yüzde 75, ENAG’a göre yüzde 127. 
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK),
 Aralık’ta aylık enflasyonun yüzde 2,93 olduğunu açıkladı. TÜİK’e göre 2023’te yıllık enflasyon ise yüzde 64,77 oldu. Bu bile, Türkiye’de son 22 senenin en yüksek yıllık enflasyon oranı.

AÇLIK VE YOKSULLUK SINIRI

Türk-İş raporuna göre; dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 14.431 TL’ye yükseldi.
Gıda harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlariçin yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı ise (yoksulluk sınırı) 47.009,38 TL’ye, Bekâr bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ de aylık 18.796,36 TL’ye yükseldi.
Mutfak enflasyonu aylık yüzde 2,89 on iki aylık yüzde 77,50, yıllık ortalama yüzde 82,21 oranında arttı.

2024 yılında, zulüm ve sefalet devam edecek mi, yoksa iyileşme mi olacak?
Yeni asgari ücretle her şey değişecek. 
7 milyon çalışanı etkileyecek asgari ücret zammı diğer çalışanların maaşları için de belirleyici olacak. Yeni asgari ücretle, BAĞ-KUR priminden, GSS’ye, doğum ve askerlik borçlanmasından 65 yaş aylığına, stajyer ücretlerinden engellik maaşlarına, işsizlik maaşından, isteğe bağlı sigorta primine, geçici iş görmezlik ödeneğinden ev hizmetlerinde çalışanların primlerine, asgari ücretlilerin kıdem tazminatına kadar değişiklikler yaşanacak.

Türkiye’de asgari ücret, ‘ortalama ücret’ haline geldi.

Kayıtlı istihdamın yaklaşık yarısından fazlası asgari ücretle çalışıyor ve sefalet içinde. Milyonlarca emekli de bu düzeyin yarısı kadar maaşa mahkum edildi.
Açlık sınırının altında kalan asgari ücret temel gelir niteliğinde değil. Ücretlilerin çoğuna, Uluslararası Çalışma Örgütünün (ILO) “insan onuruna yaraşır iş” olarak nitelendirdiği bir işle yaşamlarını sürdürme olanağı sunulmuyor.

“İnsana yakışır” yaşam şartları sağlamak sosyal politikaların önceliğidir.

2023 yılı için 2 kez belirlenen asgari ücret, mevcut fiyat artışları karşısında insanca yaşamı olanaklı kılacak bir seviyede olmadı. Zorunlu ihtiyaçlar için geçen yıla göre yapılması gereken ek harcama tutarı kadar hane halkı gelirinde artış sağlanamadığı için asgari ücretli daha fazla yoksullaştı.

MAAŞLARLA İLGİLİ TAHMİN

Enflasyon yüzde 35 olursa asgari ücret 15 bin 392, yüzde 50 olursa ki bu bizim olabilecek en yüksek artış beklentimizdir. Yüzde 50 artış olması durumunda 17 bin 103 TL olur.

SGK BAĞKUR EMEKLİSİ YÜZDE 37’DE KALACAK

Açlık sınırının neredeyse yarısı kadar maaş alan milyonlarca emekli, 7.500 TL olan en düşük emekli maaşını tamamlama sınırı yükseltilmezse 2024’te de nefes alamayacak.

SGK - BAĞKUR kapsamındaki işçi, esnaf ve çiftçi emeklilerine sadece geçmiş 6 aylık enflasyon kadar zam yapılıyor.

Aralık ayında tüketici fiyat endeksi (TÜFE) yüzde 3 gerçekleşirse, yılın başında söz konusu emeklilere 37.67 zam yapılacak. En düşük 7 bin 500 lira olan emekli aylığı da ilave zam yapılması halinde 10 bin 325 lirada kalacak.

MEMUR EMEKLİSİNE YÜZDE 50 ZAM

Memur ve memur emeklilerinin maaşına temmuz ayında refah payı ve seyyanen ödemeler hariç yüzde 6 oranında toplu sözleşme zammı yapılmıştı. Bu hesaba göre, memur ve emeklilerinin son 5 aylık dönemde yüzde 26.09 oranında enflasyon farkı alacağı oluştu. Yılbaşında verilecek net zam için şimdi aralık enflasyonu bekleniyor. Aralık enflasyonunun yüzde 3 civarında gerçekleşmesi halinde, memur ve emeklisinin enflasyon farkı alacağı yüzde 29.88’e çıkacak. Yüzde 15’lik toplu sözleşme zammı ile birlikte yılbaşında kümülatif zam yüzde 49.36’ya ulaşacak. Böylece en düşük memur maaşı 32 bin 865 TL, en düşük memur emekli aylığı da 12 bin 930 lira civarında oluşacak.

MİLLETVEKİLİ MAAŞLARINA NE KADAR ZAM YAPILDI?

Aralık enflasyonunun yüzde 2,93 civarında gerçekleşmesiyle, memur ve emeklisinin enflasyon farkı alacağı ve yüzde 15’lik toplu sözleşme zammı ile birlikte alacağı kümülatif zam yüzde 49,25’e ulaştı.
Milletvekilli maaşı 91 bin TL’den 136 bin TL’ye yükseldi.
Emekli milletvekili maaşı 65 bin TL’den 97 bin TL’ye yükseldi.

Hem emekli hem milletvekili olanların maaşları
233 bin TL’ye ulaştı. TBMM’deki 600 milletvekilinin yaklaşık 300’ü emekli milletvekili maaşı alıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın maaşı, 2024’te 183 bin TL olacak. Böylece Erdoğan’ın maaşı, yüzde 81,6 oranında artarak enflasyonun da üzerinde zamlanmış olacak.

Her defasında emeklileri enflasyona ezdirmeyeceğini söyleyen iktidarın, yarattığı hayat pahalılığı maaş artışlarını anında silip süpürüyor. Emekliler ve asgari ücretliler; “Artık yeter... Geçinemiyoruz.” diyerek isyan ediyor.

Özellikle emekliler; aş evleri ve İŞKUR kapılarına muhtaç oldu. Fakat emekliyi yaşlı buluyor ve kimse iş vermiyor.
Emekçinin, emeklinin hakkını savunmayacak vekiller milletin vekili olabilir mi?

Eskiden bir emekli iyi kötü ihtiyaçlarını karşılayabiliyordu.

Evine ara sıra da olsa et giriyordu. Arada bir ailesiyle dışarı çıkıp yemek yiyebiliyordu. Kahve veya kafeye gidip eşi dostuyla çay, kahve içebiliyordu. Şimdi bu sosyalleşmelerin imkanı yok. Emekli kirasını, elektrik, su doğalgaz giderlerini dahi ödeyemiyor. Emekliler gıdaya ulaşamıyor.

TEMEL GIDA ÜRÜNLERİNDEKİ ARTIŞ

Git gide büyüyen geçim sıkıntısı, sürekli artan yoksulluk, yüzde 75’lere çıkan yüksek enflasyon ve zam yağmuru halinde hayatımızı alt üst eden ekonomik dar boğaz korkunç boyuta ulaştı. Türk lirası, dolar karşısında son bir ayda yüzde 30 değer kaybetti. Oturulabilir 2+1 ev kirası 10000 TL den başlıyor semtine ve özelliğine göre 4000 TL ye kadar yükseliyor. Süt fiyatları geçen aya göre yüzde 8,5 artarak marketlerde ortalama litresi 34,5 TL’den satılıyor. Kuru baklagillerin tamamında artış yaşandı. Bu grupta en yüksek artış nohutta görüldü. Nohut geçen aya göre ortalama yüzde 21 artış gösterdi. Kasım ayında nohut fiyatları marketlerde ortalama kg fiyatı 85 TL’den yerini aldı.

İstanbul’da EKMEK 10 TL den satılıyor.
4 kişilik ailenin aylık sadece ekmek masrafı 1200 TL.

Tahıllar grubunda geçen aya göre az da olsa bir artış yaşanmakta. Kasım ayı içinde pirinç fiyatları ortalama kg fiyatı marketlerde 71 TL’den satılıyor. Bulgur, un ve irmik fiyatları ise geçen aya göre sınırlı seviyede arttı.

Zeytinyağı fiyatlarındaki artış bu ayda devam etti. Zeytinyağı fiyatları marketlerde ortalama litresi 300 TL’den satılıyor. Ayçiçek yağında ise fiyatlar geçen aya göre aynı kaldı. Tereyağı fiyatları ise bu ay yüzde 6 arttı.

Bu ürünlere emeklinin ulaşması imkansız hale geldi.
Emeklilerin durumu hiç bu kadar kötü olmamıştı.
Hiçbir dönemde açlıkla sınanmamıştı.

2024 BÜTÇESİ AÇIKLANDI, VERGİ YÜKÜ AĞIRLAŞTI

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, 2024 bütçesinde giderlerin 11 trilyon 89 milyar lira, gelirlerin ise

8 trilyon 437 milyar lira olarak öngörüldüğünü açıkladı.
Bütçe yükünün ağırlaştığı görüldü. 2024 yılında parasal sıkılaştırma koşullarının etkisiyle işsizlik oranının hafif bir yükselişle yüzde 10,3 seviyesinde gerçekleşmesi bekleniyor.
TOPLANACAK VERGİLER

Toplanacak, bütçe vergi gelirleri şöyle:

• Gelir Vergisi 1 trilyon 188,9 milyar lira,

• Kurumlar Vergisi 1 trilyon 275,7 milyar lira,

• Katma Değer Vergisi 2 trilyon 497,7 milyar lira,

• Özel Tüketim Vergisi 1 trilyon 403,9 milyar lira,

• Diğer Vergi Gelirleri 1 trilyon 41,5 milyar lira,

• Vergi Dışı Gelirler 1 trilyon 29,4 milyar lira.
2023 yılı içinde bütçeden “762 milyar lira” deprem harcaması yapılacağı öngörülüyor.
2024 yılı bütçe ödenekleri ekonomik sınıflandırması şöyle:

• Personel giderleri için toplam 2 trilyon 865,9 milyar lira,

• Mal ve hizmet alım giderleri 669,8 milyar lira,

• Cari transferler 4 trilyon 52,8 milyar lira,

• Sermaye giderleri 636,5 milyar lira,

• Sermaye transferleri 68,1 milyar lira,

• Borç verme giderleri 298,2 milyar lira,

• Yedek ödenekler 215,3 milyar lira,

• Faiz giderleri 1 trilyon 254 milyar lira.

2024 YEREL SEÇİMLERİ İÇİN GERİ SAYIM

2024 Türkiye yerel seçimleri, Türkiye’deki yerel yönetimlerin belirlenmesi için 31 Mart 2024 tarihinde yapılacak yerel seçimlerdir. Seçim sonucunda belediye başkanları, büyükşehir belediye başkanları, belediye meclisi üyeleri, il genel meclisi üyeleri, muhtarlar ve ihtiyar heyetleri belirlenecek.

 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum