Hakkında
Fiyatlar yüksek değil ücretler düşük!Üretici, toptan ve perakendeci ile tüketicilerin birbirleri arasında ki kısır tartışmalar ve suçlamalar, eko-akıntıya kürek çekmekten başka bir şey değildir!
Oysa tarım, sanayi ve işletme grubunda, üretime geçmek için maddi bir harcama yapılması gerekir. Bu enerji, çalışanların ücreti, başta elektrik, akaryakıt olmak üzere enerji maliyetleri, su ve arıtım giderleri ile bu ürünlerin toptan ya da perakendecilere intikaline kadar, geniş bir giderleri kapsar!
Tüm bu giderlerin toplam maliyetinin üzerine, açıklanan ya da dayatılan değil, piyasada oluşan ve asgari reel enflasyon kadar, zam yapılmalıdır ki en azından bu müteşebbisler kazanımlarından negatif kayıplar yaşamasınlar!
Aksi takdirde, ne tarımda nede sanayide bir üretim olmaz. Ya bu sektördeki müteşebbisler, maddi birikimlerini, daha az riskli ve getirisi garanti olana finansal yatırımlara yönlendirir ya da döviz, kıymetli metal ve gayrimenkul yatırımlara yönelip riske girmezler. hali ile bu davranış şeklide tüketim mal sıkıntısının giderilmesi için ithalatı arttıracaktır ancak buda, milli paranızın değeri ile oluşacak tüketim fiyatlarını, doğrudan etkileyecektir!
Elbette bu oluşumların her safhasında, iktidarların ilgili bakanlık ve kamu kurumları, üzerlerine düşen, denetim görevini tam yaparak, oluşacak fahiş fiyat artışlarının önüne geçmesidir. Bu görev tüketicinin değil, kamu yönetimindir...
Bu nedenledir ki üretici, toptan ve perakendeci, yaşanan gerçek enflasyon artı kar payı ile bir fiyat belirler ama ülke yönetenler, milli gelirden en az, enflasyon oranında ücretlere bir zam yapmaz ise bu çalışanların ekonomik olarak tek yanlı sömürülmesi ya da enflasyon yükünü ücretlinin sırtına yüklemek demektir...
Ayrıca sorun, tüketici ile üretici arasında,, oluşan kısır tartışmalarla kör döğüşüne dönüştürülmesi, tam bir eko-cambazlıktır!
Sözün özü;
Kar gözetmeden yapılacak karşılıksız ekonomik destek(sübvanse), devletin görevidir, piyasaların değil!