Yazar Osman Akbaşak, romanlarında tarihe ışık tutuyor

Yazar M. Osman Akbaşak, “ Milli Mücadele’de Beykoz” üçlemesinin ilk 2 romanı için Beykoz’da bir imza ve söyleşi etkinliği düzenledi.

Yazar Osman Akbaşak, romanlarında tarihe ışık tutuyor
08 Aralık 2013 - 22:40

Kökenleri Beykoz olan yazar M. Osman Akbaşak, “ Milli Mücadele’de Beykoz Üçlemesi” isimli tarih romanı serisinin ilk 2 kitabı için Yalıköy’de bulunan Beykoz Vakfı’nın tiyatro fuayesinde bir imza ve söyleşi etkinliği düzenledi.

Beykozlu yazar Akbaşak, imza öncesi yaptığı konuşmada, konuları Milli Mücadele dönemi Beykoz’unda geçen kitaplarının imza günü etkinliğini ilk olarak özellikle Beykoz’da düzenlemek istediğini, bundan da oldukça heyecan ve mutluluk duyduğunu ifade ederek, coğrafi olarak stratejik bir konumda olan Beykoz’un Milli Mücadele’deki önemine dikkat çekti. Bu tarihi gerçeğin insanlar tarafından çok fazla bilinmediğine işaret eden yazar, tarihsel gerçekleri barından kurgusal romanlarında, bu eksikliği gidermek amacında olduğunu kaydetti. Yıllardır Beykoz dışında yaşayan ancak Beykoz’u çok seven bir Beykozlu olduğunu sözlerine ekleyen yazar Osman Akbaşak, çalışmalarının Beykoz’a faydalı olması temennisinde bulundu.

Tarihsel gerçekler ile kurguyu birleştirmek…

Akbaşak, Beykoz Vakfı Tiyatro Salonu’nu dolduran misafirlerine hitaben yaptığı konuşmada, “ Bugün Ağababa’m adına, ailem, sülalem adına bir görevi yerine getirdiğime inanıyorum” dedi. Akbaşak, “ bugüne kadar Beykoz ile çok kitap yazıldı ancak konusu Beykoz olan, içinde Beykoz’un sokakları olan ya 1 ya da 2 tane kitap var” açıklamasında bulunarak, üçlemeye ait ilk 2 kitabını çok fazla bilinmeyen bazı konulardan yola çıkarak yazdığını ifade etti.

Kitaplarının yazımı sürecinde Beykoz ile ilgili birçok tarihi bilgiye ulaştığını kaydeden Akbaşak, “ Beykoz’umuza kazandıracağımız daha çok şey var” açıklamasını yapmasının ardından ise, üçlemenin “ Beykoz 1922” isimli son kitabının da yakın bir zamanda yayımlanacağını duyurdu.

Milli Mücadale’de Beykoz ve Beykoz’da bir İngiliz Oteli

Yazar Akbaşak, sorumuz üzerine, Milli Mücadele’de Beykoz’un rolüne ilişkin olarak şu bilgileri aktardı: “ Mili Mücadele’de İstanbul’un çok büyük rolü var. Bu, pek fazla söylenmez. Çünkü o zamanlar İstanbul payitahttır (başkenttir.) İstanbul basınının büyük bir kısmının Milli Mücadele’ye karşı olduğu bilindiği için, İstanbul’un mücadelesi biraz göz ardı edilir. Ama eğer İstanbul’daki cephaneliklerden, silah depolarından o zaman silahlar alınıp Anadolu’ya kaçırılmasaydı, mücadele biraz sekteye uğrardı. Yani İstanbul’daki vatanseverlerin rolü gerçekten çok büyüktür ve İstanbul’daki vatanseverler deyince de, Beykoz’u göz ardı etmek mümkün değildir çünkü Şile yolu ile, Karadeniz yolu ile Anadolu’ya silah, insan, asker geçişinin rolü çok büyük. Beykoz, o zamanlar biraz da sayfiye yeri gibi görülüyor. Örneğin, Beykoz’da bir İngiliz Oteli var. İngilizler, Beykoz’daki yalıların bir kısmını yazlık olarak (kullanıyorlar.) Yani yazlık olarak Beykoz’da yaşıyorlar. (Kitapta bahsi geçen) ve Beykozlu Milli güçlerin Beykoz Karakoluna yaptıkları baskın sonrası işgalcilerin bir günlük çekilmeleri sırasında hepsi kaçıyor, ancak sonra tekrar geri dönüyorlar. Yani İstanbul’un ve Beykoz’un Milli Mücadele’deki rolü çok fazla. Bu, çok su yüzeyine çıkartılmamıştır ama mutlaka çıkartmak gerekiyor. İstanbul, Beykoz ve Boğaz bunu hak ediyor.”

Destekleyenlere teşekkür etti

Kitap yazma sürecinde başta arkadaşı Hasan Akçaoğlu olmak üzere, eşi Necla hanım, kardeşi tiyatro eğitmeni Sinan Akbaşak ve emeği geçen herkese teşekkürlerini sunan Osman Akbaşak, “ görünmez kahraman” olarak nitelediği annesi Lamia hanımın ise, ikinci kitabı olan şafak Vakti’nde geçen evlerden birini çizmesi sayesinde kendisinin geçmiş anılarına geri dönerek, gözünde daha iyi canlandırmalar yapabilmesini mümkün kıldığını söyledi.

Söyleşi ve imza etkinliği sırasında konuklara çeşitli ikramlarda da bulunuldu.

CUMHURİYET’İN İMAMI: AĞABABA ( Milli Mücadele’de Beykoz-1) romanı:

“ Ağababam, yani dedem, benim için çok özeldir. O, İstiklâl madalyası sahibi bir köy imamıdır. Örneğine bugün bile zor rastlanacak Cumhuriyetçi ve Atatürk’çü bir imam… 8 yaşında kaybettiğim Ağababam’ın bende kalan izleri çok derin. Bir nebze paylaşabilirsem, ruhunun daha bir huzurlu olacağını sanıyorum.”

Akbaba Köyü’nün İstiklal madalyalı imamı

Yazar Osman Akbaşak, yukarıdaki sözler ile tarif ettiği AĞABABA isimli kitabı ile ilgili olarak basın mensuplarının sorularını cevaplandırırken, 1960 yılında kaybettiği dedesi Ağababa’nın yıllar sonra yavaş yavaş unutuluyor olmasından duyduğu üzüntünün saiki ile söz konusu kitabını yazmaya karar verdiğini ifade etti. Akbaşak, Kurtuluş mücadelesi yıllarında Beykoz Akbaba Köyü’nde imam olarak görev yapmakta olan dedesi için şunları söyledi: “ O, İstiklâl madalyası almış bir köy imamı. Onu anlatmak kolay değil. Onun anısını anlatmaya niyetlendim; 1 yıl uğraştım ve sonunda oldu; buna da çok mutlu oldum. Özellikle ölümünün 50. yılında, o çok sevdiği Cumhuriyet Bayramı’nda, kendi köy kahvesi olan Beykoz Akbaba’da kendisini anlatan ilk kitabımı imzaladım. Bununla onur duydum. Şu anda yüzlerce kişi bu kitap sayesinde onun ismini, varlığını biliyor.”

ŞAFAK BASKINI BEYKOZ 1920 ( Milli Mücadele’de Beykoz- 2)

Üçlemenin 2. kitabı olan, son romanı Şafak Romanı’nı yazmak için çok sayıda belge toplamaya gayret ederek, çeşitli kaynaklardan yararlandığını anlatan yazar Osman Akbaşak, tarihi gerçeklerin yanında, Beykozlu bir kız ile bir subayın aşkını da anlattığını belirtti.

Haber: Arzu Başlantı

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum