Yavru Vatanın barış ve özgürlük bayramı Kanlıcada kutlandı
Kıbrıs Barış Harekâtının 39. yıldönümü dolayısıyla İstanbulda yapılan törenlerden biri de Beykoz Kanlıcadaki iftar etkinliği oldu
20 Temmuz 1974’te gerçekleşen Kıbrıs Barış Harekâtı’nın 39. yıldönümü Yavru Vatan’da ve yurdun çeşitli yerlerinde törenler ile kutlandı. Bu kapsamda İstanbul’da yapılan törenlerden biri de Beykoz Kanlıca’daki iftar etkinliği oldu.
Sabah saatlerinde Taksim Atatürk Anıtı’na çelenk konulması ile başlayan kutlamalar, akşam saatlerinde KKTC İstanbul Başkonsolosluğu’nun himayesinde Kıbrıs Türk Kültür Derneği tarafından Kanlıca Baro Bahçe’de düzenlenen iftar yemeği ile devam etti. Gecede Kıbrıs’a askeri müdahaleye giden süreç ile ilgili bir belgesel izlettirildi; yapılan konuşmalarda ise Ada’da çözüme yanaşmayan tarafın Türkler değil, Rumlar olduğuna vurgu yapıldı.
300’den fazla davetli hazır bulundu
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin “ 39. doğum günü” dolayısıyla KKTC İstanbul Başkonsolosluğu tarafından sabah saatlerinde Taksim Cumhuriyet Anıtı’na çelenk konularak, günün anlam ve önemine ilişkin olarak konuşmaların yapılmasının ardından, her yıl geleneksel olarak düzenlenmekte olan kutlama yemeği için Kanlıca Baro Bahçe’deki iftarda bir araya gelinildi.
Kıbrıs Türk Kültür Derneği ile KKTC İstanbul Başkonsolosluğu tarafından ortaklaşa düzenlenen ve Başkonsolos Servet Dorak ile Dernek Başkanı Zehra Bilge Eray’ın ev sahipliğinde gerçekleşen davette İstanbul Vali Yardımcısı Kazım Tekin, KKTC Ankara Büyükelçisi Zeki Bulunç, İstanbul Boğaz komutanı Tuğamiral Tayyar Ertem, 3. kolordu komutanı Korgeneral Hüseyin Kenan Hüsnüoğlu, Deniz Harp Okulu Komutanı Tümamiral Adnan Özbal, Kara Harp Akademisi Komutanı Tümgeneral Metin Gürak, Türkiye Harp Malulü Gaziler Şehit, Dul ve Yetimleri Derneği Mecidiyeköy Şube Başkanı Gönül Apaydın ve dernek üyeleri, Türkiye Kıbrıs Türk Cumhuriyeti İşbirliği Cemiyeti Genel Başkanı Rüşat Aydoğan ve dernek üyeleri, Türk Mukavemet Teşkilatı Mücahitler Derneği üyeleri, İstanbul Gazeteciler Derneği Başkanı Engin Köklüçınar, Emekli Subaylar Derneği temsilcileri, Gaziler Derneği Sirkeci ve Pendik Şubesi temsilcileri, Harp Akademileri’nde eğitim almakta olan yabancı kurmay subaylar ve aileleri, Kıbrıs Türk Kültür Derneği üyeleri ile çok sayıda davetli hazır bulundu.
KKTC Cumhurbaşkanı Eroğlu’ndan telgraf mesajı
İstanbul Gazeteciler Derneği Başkanı Engin Köklüçınar tarafından Türkçe olarak yapılan yemek duasının ardından, Kıbrıs Türk Kültür Derneği İstanbul Şubesi Genel Sekreteri ve aynı zamanda bir Kıbrıs (Erenköy) gazisi olan Hüral Sabit, geceye katılamadıkları için birer kutlama mesajı gönderen KKTC Cumhurbaşkanı Dr. Derviş Eroğlu, 1. Ordu Komutanı Korgeneral Yalçın Ataman ve İstanbul Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın telgrafları okundu.
Engin Köklüçınar, daha sonra salonda yan yana asılı durumda bulunan T.C ve K.K.T.C bayraklarına işaret ederek, şu şiiri seslendirdi:
“ İki ay yıldız yan yana
Biri ak bir zemin üzerinde al,
Diğeri al bir zemin üzerinde ak
İkisi de en güzel süsü gökyüzünün
İkisi de en güzel bayrak.
Birbirlerine nasıl da yakışıyorlar, bak!
İki ay yıldız yan yana
Biri ak bir zemin üzerinde al,
Diğeri al bir zemin üzerinde ak
Biri Anavatan kadar yakın,
Diğeri yavru vatan kadar sıcak
İkisi de sonsuza kadar yan yana dalgalanacak.”
Zehra Bilge Eray: Kıbrıs’a barış 1974 Harekâtı ile gelmiştir
Türk Mukavemet Teşkilatı Mücahitler Derneği’ni temsilen yapılan konuşma ve Kıbrıs konulu bir şiirin okunmasının ardından ise Kıbrıs Türk Kültür Derneği Başkanı Zehra Bilge Eray kürsüye davet edildi. Sözlerine, Türk ve İslam âleminin Razaman ayını kutlayarak başlayan Zehra Bilge Eray, 1974 Mutlu Barış Harekâtı öncesi yaşanan olaylara değindiği konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
“ 20 Temmuz 1974, 39 yıl önce bugün Kıbrıs ta 1963- 1974 yılları arasında 11 yıl boyunca Ada’daki Rumlar tarafından, dünya devletlerinin ve adadaki barış gücü askerlerinin gözleri önünde her türlü mezalimin uygulandığı Kıbrıs Türk halkının, Anavatanımızın, 1960 Antlaşmalarından doğan garantörlük haklarını kullanarak Ada’ya yaptığı çıkartma harekâtı ile gerçek bir soykırımdan kurtarıldığı, özgürlüğüne kavuşturulduğu gündür.”
Kıbrıs’ın Yunanistan’a bağlandığını ilân ettiler
“ 15 Temmuz 1974 günü Rumlar bir bomba gibi patlayan en son oyunlarını kendi aralarında yaptıkları bir darbe ile başlattılar. Oldubitti ile Kıbrıs’ın Yunanistan’a bağlandığını ilan etmişlerdi. Darbenin esas yöneticisi Yunan alayının komutanı idi. Rum ulusal muhafız gücü ele geçirdikleri Kıbrıs Rum Radyosu’ndan Cumhurbaşkanı Makarios’un öldürüldüğünü, yeni Cumhurbaşkanının Nikos Samson’un olduğunu ve Kıbrıs’ta bir Helen Cumhuriyeti kurulduğunu ilân ediyordu. Darbeciler 1960 yılında kurulan Bağımsız Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bayraklarını resmi binalardan indirerek yakıyorlardı. Yunan alayının Lefkoşa Havalimanı’nı da işgal ettiği haberini yayıyorlardı.”
Türkler evlerinden dışarı çıkmasınlar!
“ Kıbrıs Türk halkı son derece kötü şartlar altında idi. Bayrak Radyosu devamlı olarak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sn. Rauf Denktaş’ın ‘ Türkler evlerinden dışarı çıkmasınlar”’ mesajını duyuruyordu. Kıbrıs’ı Yunan adası yapmak ve Enosis’i gerçekleştirmek hayal ve arzusu ile Rumlar Türkler’e karşı saldırıya geçmişlerdi. Amaçları, büyük idealleri ENOSİS için uyguladıkları Akridas Planı’ndan sonra İfestos Planı ile Ada’daki Türklerin topyekün yok edilmesi, Enosis’e hayır diyecek tek bir Türk’ün kalmamasıydı.”
Çıkartma yapılacağı hiç kimsenin aklına gelmemişti
“ Anavatanımıza yürekten bağlı olan halkımız 1964 yılında Erenköy’de gerçekleşen efsane kurtuluşun tekrar edeceğine inanarak, büyük bir azimle direniyordu. Kulaklarımız Ankara’dan gelecek seste, gözlerimiz Girne dağlarında idi.
Rumlar Türkiye’nin adaya çıkartma yapamayacağına inandırılmışlardı. 20 Temmuz 1974 sabahı Türk paraşütlerinin ve helikopterlerinin göründüğü Girne sahillerine çıkartma yapılacağı hiç kimsenin aklına gelmemişti. Türklerin yok olmak üzere olan moralleri bu yıldırım harekâtı ile doruk noktasına erişmişti. Mutluluğumuz sonsuzdu. Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı Sn. Bülent Ecevit’in heyecan dolu sesi TRT radyolarından Silahlı Kuvvetlerimizin adaya çıkartma harekâtının başladığını bildiriyor ve adaya ‘ savaş için değil barış için ve yalnız Türk halkına değil, Rum halkına da barış götürmek için gidiyoruz’ diyordu.
Yeşil ada, âdeta cehenneme dönmüştü
“ Türkiye’nin müdahale edeceğine inanmayan, uzun yıllar mevzilerinden Türk mücahitlerine ‘Ne zaman Geleceksin’ şarkılarını dinleten ve alay eden Rumlar şaşkına dönmüşlerdi. Her tarafı yakıp yıkmaya başladılar. Temmuz sıcağı da eklenince, yeşil ada adeta cehenneme döndürülmüştü. Hiç kimse bir dakika sonra ne olacağını bilemiyordu.”
Rumlar her şeyi yakıp yıktılar
“ Ateşkes sonrasında kurtarılan Türk bölgelerinde bulunan toplu mezarlar, acımasızca çocuk genç ihtiyar demeden Rumlar tarafından katledilen Türklerin görüntüleri, içinde bulunduğumuz durum, yapılan barbarlık bütün dünyaya yabancı basın tarafından sergileniyordu. Kurtuluş savaşımızda olduğu gibi Rumlar, Mehmetçiklerin önünden kaçarlarken geride kalan her şeyi yakıp yıkıyor öldürüyordu.
20 Temmuz günü başlayan harekât ile ve yaklaşık bir ay sonra 14 Ağustos’ta Ada’nın doğusunda bulunan halkımızı kurtarmak için gerekli görülen ikinci kurtarma harekâtı yapılarak Türk halkının can güvenliği sağlanmıştır, KKTC’nin sınırları çizilmiştir.”
Kıbrıs’a barış 1974 Harekâtı ile gelmiştir
“ Türk ulusunun milli davası olan bu haklı dava hepimizin bildiği gibi yaklaşık yarım asırdan beri devam etmektedir. Kıbrıs’a barış ve aynı zamanda fiili çözüm, 1974 Mutlu Barış Harekâtı ile gelmiştir. 39 yıldan beri Kıbrıs’ta iki halk arasında hiçbir olay yaşanmamıştır.”
Kıbrıs meselesi hukuki mesele değildir, diyorlar
“ ‘ Kıbrıs meselesi hukuki bir mesele değildir’ diyerek 1960 antlaşmalarını yok sayarak, Kıbrıslı Türkler ille Türkiye Cumhuriyeti’nin haklarını inkâr ederek atılan her adım Kıbrıs meselesinin çözümüne değil, daha fazla halledilemez hâle gelmesine yaramaktadır.”
Adada köklü çözümden kaçan Türkler değil Rumlardır
“ Kıbrıs’ta arzulanan uzlaşma yıllardan beri yaşananlar göz önüne alınarak, Rum halkı kadar Türk halkının da eşit egemenlik hakkına sahip olduğunun kabulü ile mümkün olacaktır. Adada köklü çözümden kaçan Türkler değil Rumlardır. Türk halkının isteği yaşanan tüm zorlukları göğüsleyerek, şehitler vererek canları pahasına 15 Kasım 1983 yılında kurulan milli benliği olan bağımsız, egemen Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin yaşatılması ve anavatanımızın fiili garantör olarak, Türk halkının güvenliğini bu gün olduğu gibi her zaman sağlamasıdır.
Yüce Türk ulusuna minnetlerimi sunarım
“ 20 Temmuz 1974 Mutlu Barış Harekâtının 39. yıl dönümünde milli davamıza inanan ve son nefeslerine kadar çaba gösterecek olan tüm vatandaşlarımız adına, yüce Türk ulusuna, Kahraman ordumuza, Mehmetçiklerimize, gazilerimize, mücahitlerimize şükran ve minnetlerimizi sunar, Başta büyük kurtarıcımız Mustafa kemal Atatürk olmak üzere, toplum liderimiz Dr. Fazıl Küçük’e, KKTC kurucu Cumhurbaşkanımız Rauf Raif Denktaş’a, ebediyete intikal eden büyüklerimize, vatan uğruna canlarını veren tüm şehitlerimize mübarek
Ramazan gününde Tanrı’dan rahmetler dilerim.
Başkonsolos Servet Dorak: Rumlarınki nafile bir bekleyiş
Dernek Başkanı Eray’ın ardından bir konuşma yapan KKTC İstanbul Başkonsolosu Servet Dorak ise, misafirlerinin davetlerine icabet etmiş olmalarından dolayı duyduğu mutluluğu dile getirerek, Kıbrıs sorununda güncel meselelere değindi.
Konuşmasına, Kıbrıs Rum kesiminin, Avrupa Birliği üyeliğini kullanarak, Türkler üzerinde baskı kurabileceği düşüncesinden vazgeçmesi gerektiğine işaret eden KKTC İstanbul Başkonsolosu, “ Kıbrıs Rum yönetiminin Avrupa Birliği dönem başkanı yapılmasının,” Rum kesiminin AB’ye tek yanlı olarak alınması sonrasındaki hatalar zincirine yeni bir halka daha eklenmesine neden olduğunu belirtti.
Dorak, söz konusu bu durumun “ Kıbrıs sorununa çözüm bulunması amacıyla gerçekleşen müzakere sürecini duraklama noktasına getirdiğini” de kaydetti.
Konsolos Dorak, Rum kesiminin AB avantajını kullanarak, Türk tarafı üzerinde baskı yaratabileceği ve dolayısıyla ödünler alabileceği şeklindeki bekleyişini ise “ nafile” olarak niteledi.
Uluslar arası camianın Rum tarafının uzlaşmaz tutumunu değiştirecek adımları bir an önce atması gerektiğine dikkat çeken Servet Dorak, Kıbrıs Türk halkına verilen sözlerin ise tutulmasını istedi.
Belgesel duygulandırdı
Gece, 1974 Barış Harekâtı öncesinde Ada’da yaşanan elim olayların anlatıldığı ve Kıbrıs Türk Kültür Derneği tarafından hazırlanmış bulunan belgesel ile son buldu. Yaşanan olaylar sırasında yakınlarını kaybetmiş olan bazı davetlilerin belgesel dolayısıyla duygulandıkları görüldü. Davetliler, sunumun sonunda ise mikrofondan yükselen 10. Yıl Marşı’na coşkulu alkışları ile eşlik ettiler.
Haber: Arzu Başlantı
FACEBOOK YORUMLAR