Vatan Partisi Beykoz İlçe Öncü Kadın Başkanı Sırma YUCA' dan Basın açıklaması
05 Mart 2021 - 22:55 - Güncelleme: 05 Mart 2021 - 23:20
Değerli Üsküdarlılar,
Bugün burada meclisimizde bulunan PKK temsilcileri HDP’nin kapatılması için çalışma yapmak üzere buluştuk, ancak dün Nemrut dağı eteklerinde düşen helikopterimizde verdiğimiz şehitlerin ateşi, acısı düştü içimize. Bu acı yapmakta olduğumuz çalışmada bizleri daha kararlı ve azimli hale getirmiştir. Sizleri şehitlerimiz, canlarımız için saygı duruşuna ve İstiklal marşımızı okumaya davet ediyorum.
8 MART EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜMÜZ KUTLU OLSUN
Bedel ödenerek kazanılan bu gün, 8 Mart 1857 tarihinde ABD’nin New York kentinde 129 dokuma işçisi kadının, fabrika grevinde çıkan yangın sonucu yaşamını yitirmesiyle dünya gündeminde yer almıştır.
Tüketim temelli ekonomiye kurban edilen 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, kadınımızın da erkeğimizin de içinde birlikte yaşadığı sömürü sistemini sorgulama günüdür.
8 Mart'lar, içinden emekçi sözcüğü ve anlamı çıkartılmış, kapitalizmin ‘Hediye al, Çiçek ver’ günü değildir; ‘Haydi Eller Havaya!’ denilecek eğlence günü hiç değil.
Topraklarımızda kadınların sorunları elbette vardır.
Ezelden yaralı olduğumuz, yedi ateşten geçtiğimiz doğrudur.
Feodal sistemin yazısız kuralları bizi en çok yaralayandır.
Şüphesiz her ölüm erken ve yakıcıdır, kadınımızı zamansız, ecelsiz öldüren sistemle mücadele etmek hepimizin vazifesidir.
Bununla birlikte batı destekli fonlarla beslenen sözde kadın kuruluşları nın, kadına yönelik olmaksızın gerçekleşen (örn, trafik kazaları) gibi adli olaylardaki kadın can kaybını kullanarak. Türkiye’nin kadın cinayetleri ülkesi olduğu, algısını yaratmaya çalıştıklarını görüyoruz.
Aynı kuruluşlar tarafından, batıdan dalga, dalga gelen, Neo liberal feminist hareketlerin, Las- tesis gibi oyunlarını da görüyoruz.
Feminizm adı altında, kadını erkeğe karşı düşmanlaştırma, Kadın ve Erkek cinsiyetlerini birbirine ve kendilerine yabancılaştırma girişimlerinin farkındayız.
Toplumu, Devlete, Orduya, aile yapısına karşı düşmanlaştırma ve bölme planlarının da farkındayız.
Atlantik’ten emir alan ”sözde” kadın kuruluşları kadınımızın sorununu çözemez...
Emperyalist sistemin tüm araçlarıyla saldırdığı Türk Kadınının bugün en önemli görevi, toplumun her alanında var olmak ve bu saldırılara karşı, gerçek anlamda Cumhuriyet değerlerine bağlı kurumlarda örgütlü olarak mücadele etmektir.
Öncü Kadın olarak buradan ilan ediyoruz.
ABD ve emperyalizm destekli fonlarla kurulan ve beslenen kurumların.
Toplum yapımıza uymayan planlarla ve yaratmaya çalıştığı algıyla, kadınlarımızın hayatlarını karartmasına izin vermedik, vermeyeceğiz.
Öznesi kadın ve emek olmayan “kadıncılık” ile mücadele edeceğiz.
Üreten Kadın, özgür Kadındır.
Üretimden kopartılıp televizyon ve mutfak arasına sıkıştırılan kadınımızın, üreten, başı dik bireyler olması sağlanmalıdır.
Üretim içinde olan kadın, geleceğe umutla ve güvenle bakacak, özgürleşecektir. Urfa’nın isot tarlalarında terini toprağa katıp çalışan kadının.
Kooperatif kurup ürettiğini satarak geleceği inşa eden kadının mutluluğunu ve
özgürlüğünü tüm kadınlarımız yaşamalıdır.
Bu toprakların kadınları güneşi doğuranlardır ve tarih sahnesindeki onurlu yerlerini alalı çok yıllar olmuştur.
Milli mücadeleye omuz vermiş Nene Hatun’lar, Fatma Seher Hanım’lar, Üniversiteli Saime'ler, cepheye mermi taşırken bebesinin örtüsünü mühimmatın üzerine örten Şerife Bacı’lar, Yirik Fatma'lar, Gördesli Makbule ve diğer kahraman büyüklerimizin aziz hatıraları hâlâ yolumuzu, bilincimizi aydınlatıyor.
Vatanın sorunu, Türk kadınının sorunudur!
Evlatları PKK terör örgütünün uzantısı olan HDP tarafından kaçırılan ve 549 gündür evlat nöbeti tutan Diyarbakır annelerine selam olsun.
Hakkari’de, Van’da, Almanya’da evlat nöbeti tutan.
Şehit annelerimizle birlikte insanlığın ön cephesinde duran.
Vatanın bağımsızlığı, bütünlüğü için çelik iradeyle mücadele eden, kahraman kadınlarımıza selam olsun..
Vatan Partisi ve Öncü Kadın, kahraman kadınlarımızın ve ailelerin en başından itibaren yanında olmuştur, olmaya da devam edecektir.
Öncü Kadınlarız biz!
Ruhumuz: Kurtuluş savaşına omuz vermiş Nene Hatun’ların, Kara Fatma'ların ruhudur! Cesaretimiz: Hacire Akar'ın cesaretidir!
Kararlılığımız: Kanla irfanla kurduğumuz Cumhuriyet'i sonsuza kadar yaşatma kararlılığıdır! İrademiz: İstiklâl marşımızın "Korkma" diye başlayan iradesidir!
Gücümüz: Büyük Türk milletinin başı dik kadınları olmamızdandır!
Nilüfer çiçekleriyiz biz, bulanık sularda yetişen ama yaprakları her zaman tertemiz güneşe gülümseyen...
Gelincikleriz, her türlü sert rüzgâra rağmen asla başını eğmeyen.
Gücümüzü Erkek Kadın omuz omuza kurduğumuz Cumhuriyet'in kazanımlarından alırız. Bu 8 Mart'ta mücadele bayrağımızı daha, daha yükseltiyoruz!
Güneşten ışık yontarak aydınlık yarınlara üreterek, bölüşerek yürüyeceğiz. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günümüz kutlu olsun.
Saygılarımla,
Şükran Ulusoy
Vatan Partisi Öncü Kadın İstanbul İl Başkanı
Bugün burada meclisimizde bulunan PKK temsilcileri HDP’nin kapatılması için çalışma yapmak üzere buluştuk, ancak dün Nemrut dağı eteklerinde düşen helikopterimizde verdiğimiz şehitlerin ateşi, acısı düştü içimize. Bu acı yapmakta olduğumuz çalışmada bizleri daha kararlı ve azimli hale getirmiştir. Sizleri şehitlerimiz, canlarımız için saygı duruşuna ve İstiklal marşımızı okumaya davet ediyorum.
8 MART EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜMÜZ KUTLU OLSUN
Bedel ödenerek kazanılan bu gün, 8 Mart 1857 tarihinde ABD’nin New York kentinde 129 dokuma işçisi kadının, fabrika grevinde çıkan yangın sonucu yaşamını yitirmesiyle dünya gündeminde yer almıştır.
Tüketim temelli ekonomiye kurban edilen 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, kadınımızın da erkeğimizin de içinde birlikte yaşadığı sömürü sistemini sorgulama günüdür.
8 Mart'lar, içinden emekçi sözcüğü ve anlamı çıkartılmış, kapitalizmin ‘Hediye al, Çiçek ver’ günü değildir; ‘Haydi Eller Havaya!’ denilecek eğlence günü hiç değil.
Topraklarımızda kadınların sorunları elbette vardır.
Ezelden yaralı olduğumuz, yedi ateşten geçtiğimiz doğrudur.
Feodal sistemin yazısız kuralları bizi en çok yaralayandır.
Şüphesiz her ölüm erken ve yakıcıdır, kadınımızı zamansız, ecelsiz öldüren sistemle mücadele etmek hepimizin vazifesidir.
Bununla birlikte batı destekli fonlarla beslenen sözde kadın kuruluşları nın, kadına yönelik olmaksızın gerçekleşen (örn, trafik kazaları) gibi adli olaylardaki kadın can kaybını kullanarak. Türkiye’nin kadın cinayetleri ülkesi olduğu, algısını yaratmaya çalıştıklarını görüyoruz.
Aynı kuruluşlar tarafından, batıdan dalga, dalga gelen, Neo liberal feminist hareketlerin, Las- tesis gibi oyunlarını da görüyoruz.
Feminizm adı altında, kadını erkeğe karşı düşmanlaştırma, Kadın ve Erkek cinsiyetlerini birbirine ve kendilerine yabancılaştırma girişimlerinin farkındayız.
Toplumu, Devlete, Orduya, aile yapısına karşı düşmanlaştırma ve bölme planlarının da farkındayız.
Atlantik’ten emir alan ”sözde” kadın kuruluşları kadınımızın sorununu çözemez...
Emperyalist sistemin tüm araçlarıyla saldırdığı Türk Kadınının bugün en önemli görevi, toplumun her alanında var olmak ve bu saldırılara karşı, gerçek anlamda Cumhuriyet değerlerine bağlı kurumlarda örgütlü olarak mücadele etmektir.
Öncü Kadın olarak buradan ilan ediyoruz.
ABD ve emperyalizm destekli fonlarla kurulan ve beslenen kurumların.
Toplum yapımıza uymayan planlarla ve yaratmaya çalıştığı algıyla, kadınlarımızın hayatlarını karartmasına izin vermedik, vermeyeceğiz.
Öznesi kadın ve emek olmayan “kadıncılık” ile mücadele edeceğiz.
Üreten Kadın, özgür Kadındır.
Üretimden kopartılıp televizyon ve mutfak arasına sıkıştırılan kadınımızın, üreten, başı dik bireyler olması sağlanmalıdır.
Üretim içinde olan kadın, geleceğe umutla ve güvenle bakacak, özgürleşecektir. Urfa’nın isot tarlalarında terini toprağa katıp çalışan kadının.
Kooperatif kurup ürettiğini satarak geleceği inşa eden kadının mutluluğunu ve
özgürlüğünü tüm kadınlarımız yaşamalıdır.
Bu toprakların kadınları güneşi doğuranlardır ve tarih sahnesindeki onurlu yerlerini alalı çok yıllar olmuştur.
Milli mücadeleye omuz vermiş Nene Hatun’lar, Fatma Seher Hanım’lar, Üniversiteli Saime'ler, cepheye mermi taşırken bebesinin örtüsünü mühimmatın üzerine örten Şerife Bacı’lar, Yirik Fatma'lar, Gördesli Makbule ve diğer kahraman büyüklerimizin aziz hatıraları hâlâ yolumuzu, bilincimizi aydınlatıyor.
Vatanın sorunu, Türk kadınının sorunudur!
Evlatları PKK terör örgütünün uzantısı olan HDP tarafından kaçırılan ve 549 gündür evlat nöbeti tutan Diyarbakır annelerine selam olsun.
Hakkari’de, Van’da, Almanya’da evlat nöbeti tutan.
Şehit annelerimizle birlikte insanlığın ön cephesinde duran.
Vatanın bağımsızlığı, bütünlüğü için çelik iradeyle mücadele eden, kahraman kadınlarımıza selam olsun..
Vatan Partisi ve Öncü Kadın, kahraman kadınlarımızın ve ailelerin en başından itibaren yanında olmuştur, olmaya da devam edecektir.
Öncü Kadınlarız biz!
Ruhumuz: Kurtuluş savaşına omuz vermiş Nene Hatun’ların, Kara Fatma'ların ruhudur! Cesaretimiz: Hacire Akar'ın cesaretidir!
Kararlılığımız: Kanla irfanla kurduğumuz Cumhuriyet'i sonsuza kadar yaşatma kararlılığıdır! İrademiz: İstiklâl marşımızın "Korkma" diye başlayan iradesidir!
Gücümüz: Büyük Türk milletinin başı dik kadınları olmamızdandır!
Nilüfer çiçekleriyiz biz, bulanık sularda yetişen ama yaprakları her zaman tertemiz güneşe gülümseyen...
Gelincikleriz, her türlü sert rüzgâra rağmen asla başını eğmeyen.
Gücümüzü Erkek Kadın omuz omuza kurduğumuz Cumhuriyet'in kazanımlarından alırız. Bu 8 Mart'ta mücadele bayrağımızı daha, daha yükseltiyoruz!
Güneşten ışık yontarak aydınlık yarınlara üreterek, bölüşerek yürüyeceğiz. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günümüz kutlu olsun.
Saygılarımla,
Şükran Ulusoy
Vatan Partisi Öncü Kadın İstanbul İl Başkanı
FACEBOOK YORUMLAR