Üniversitelerimizde neler oluyor?
BASIN VE KAMUOYU AÇIKLAMASI
09 Eylül 2022 - 22:52
Önümüzdeki günlerde 42. yıldönümü olan 12 Eylül askeri darbesinin en büyük yıkımı üniversitelere olmuştur.
2547 sayılı kanun, Yükseköğretim Kurulu, vakıf üniversitelerinin kurulması 12 Eylül miraslarındandır. Vakıf üniversiteleri, vakıflar kanunu ve anayasamızın ilgili maddeleri gereğince kâr amacı gütmeyen kurumlar olarak tarif ediliyor olsa da uygulamalar böyle değildir. Yıllık ücretler, üstelik dolar olarak, çok artmıştır. Burada ki asıl amaç, üniversite yönetiminin, vakıf misyonuna aykırı olarak kar odaklı çalışmalarıdır. Vakıf Üniversitesi öğrencileri ücret politikalarında ki iyileştirmeleri Yükseköğretim Kurulundan beklemektedirler. En doğru ve adil çözüm vakıf üniversitelerinin kamulaştırılması , eğitimin ücretsiz yapılması olacaktır.
Diğer sorun vakıf üniversitesi akademisyenlerinin yıllık sözleşmelerinin yenilenmemesi veya iptal edilmesidir. İnsan hakları ve akademik etik ile bağdaşmayan uygulamalarla , istifaya mecbur bırakma da söz konusudur. Bu konuda son örnek Gedik Üniversitesinde uzun bir süredir yapılan uygulamalardır. Değişik fakülte ve bölümlerde görevli akademisyenlerin sözleşmeleri iptal edilmiştir. Bu iptallerin gerekçeleri nedir? Yönetimin maaş ödemeleri için bütçe yetersizliği mi ? Yoksa kadroların adrese teslim atamalar için boşaltılması mı ? Her yıl üniversitelerimiz uluslararası eğitim sıralamasında arka sıralara düşmektedir. Liyakat, adalet, bilim , etik , eğitimin kalitesi yok edilmektedir.
Boğaziçi Üniversitesinde yapılan uygulamalar, bilim insanlarımıza layık görülen maddi-manevi travmalar, akademik araştırmalarda-tez çalışmalarında kopyacılık , yönetimin yandaşlık adına görmezlikleri, kadrolarda yabancı uyruklulara veya sonradan TC vatandaşlığına geçenlere tanınan öncelikler/ayrıcalıklar, yatay öğrenci geçişlerinde istismarlıklar, her biri kendi içinde araştırma konusu olabilecek bilimselliğe aykırı uygulamaları ne öğretim elemanlarımız ne de Türk gençliği hak etmektedir.
İlaveten rektör atamaları Cumhurbaşkanı tarafından yapıldığı gibi, vakıf üniversitelerinin mütevelli heyetlerinde AK partili milletvekilleri ve aktif görevli partililer mevcuttur. Bir vakıfın üniversite kurabilmesinin yolu da tahmin edileceği gibi partili veya yandaş olmaktan geçmektedir. Son yirmi yılda tarikat ve cemaatlerin vakıf adı altında faaliyet yürüttükleri , bir sonraki adımda üniversite kurdukları da unutulmamalıdır. Bu uygulamalar üniversitelerimizin gün geçtikçe daha çok siyasallaştırıldığının ifadeleridir ki; siyasallaşan üniversiteler karanlikta kalmaya , medrese olmaya mahkumdurlar.
Cumhuriyetimizin 100. yılına giderken , dünya sıralamasında üniversitelerimizi , eskisi gibi, ilk 100 de görmeyi arzu ediyoruz. Son söz Türkiye Cumhuriyeti kurucusu ve çağdaşlaşma önderi Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ten ;
Cumhuriyet sizden fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister.
Saygılarımızla
Prof.Dr.Lale AFRASYAP
Yönetim Kurulu a.
2547 sayılı kanun, Yükseköğretim Kurulu, vakıf üniversitelerinin kurulması 12 Eylül miraslarındandır. Vakıf üniversiteleri, vakıflar kanunu ve anayasamızın ilgili maddeleri gereğince kâr amacı gütmeyen kurumlar olarak tarif ediliyor olsa da uygulamalar böyle değildir. Yıllık ücretler, üstelik dolar olarak, çok artmıştır. Burada ki asıl amaç, üniversite yönetiminin, vakıf misyonuna aykırı olarak kar odaklı çalışmalarıdır. Vakıf Üniversitesi öğrencileri ücret politikalarında ki iyileştirmeleri Yükseköğretim Kurulundan beklemektedirler. En doğru ve adil çözüm vakıf üniversitelerinin kamulaştırılması , eğitimin ücretsiz yapılması olacaktır.
Diğer sorun vakıf üniversitesi akademisyenlerinin yıllık sözleşmelerinin yenilenmemesi veya iptal edilmesidir. İnsan hakları ve akademik etik ile bağdaşmayan uygulamalarla , istifaya mecbur bırakma da söz konusudur. Bu konuda son örnek Gedik Üniversitesinde uzun bir süredir yapılan uygulamalardır. Değişik fakülte ve bölümlerde görevli akademisyenlerin sözleşmeleri iptal edilmiştir. Bu iptallerin gerekçeleri nedir? Yönetimin maaş ödemeleri için bütçe yetersizliği mi ? Yoksa kadroların adrese teslim atamalar için boşaltılması mı ? Her yıl üniversitelerimiz uluslararası eğitim sıralamasında arka sıralara düşmektedir. Liyakat, adalet, bilim , etik , eğitimin kalitesi yok edilmektedir.
Boğaziçi Üniversitesinde yapılan uygulamalar, bilim insanlarımıza layık görülen maddi-manevi travmalar, akademik araştırmalarda-tez çalışmalarında kopyacılık , yönetimin yandaşlık adına görmezlikleri, kadrolarda yabancı uyruklulara veya sonradan TC vatandaşlığına geçenlere tanınan öncelikler/ayrıcalıklar, yatay öğrenci geçişlerinde istismarlıklar, her biri kendi içinde araştırma konusu olabilecek bilimselliğe aykırı uygulamaları ne öğretim elemanlarımız ne de Türk gençliği hak etmektedir.
İlaveten rektör atamaları Cumhurbaşkanı tarafından yapıldığı gibi, vakıf üniversitelerinin mütevelli heyetlerinde AK partili milletvekilleri ve aktif görevli partililer mevcuttur. Bir vakıfın üniversite kurabilmesinin yolu da tahmin edileceği gibi partili veya yandaş olmaktan geçmektedir. Son yirmi yılda tarikat ve cemaatlerin vakıf adı altında faaliyet yürüttükleri , bir sonraki adımda üniversite kurdukları da unutulmamalıdır. Bu uygulamalar üniversitelerimizin gün geçtikçe daha çok siyasallaştırıldığının ifadeleridir ki; siyasallaşan üniversiteler karanlikta kalmaya , medrese olmaya mahkumdurlar.
Cumhuriyetimizin 100. yılına giderken , dünya sıralamasında üniversitelerimizi , eskisi gibi, ilk 100 de görmeyi arzu ediyoruz. Son söz Türkiye Cumhuriyeti kurucusu ve çağdaşlaşma önderi Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ten ;
Cumhuriyet sizden fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister.
Saygılarımızla
Prof.Dr.Lale AFRASYAP
Yönetim Kurulu a.
FACEBOOK YORUMLAR