TÜRKİYE, GLOBAL TURİZM AKIŞINDA KENDİ TEHLİKELERİNİ YARATAN ÖZEL BİR ÜLKE DURUMUNDA

Küresel Turizm Şahlanırken Türk Turizminin Güncel Tehlikeleri.. Türk Turizminde Umut ve Gerçekler..

TÜRKİYE, GLOBAL TURİZM AKIŞINDA KENDİ TEHLİKELERİNİ YARATAN ÖZEL BİR ÜLKE DURUMUNDA
15 Şubat 2025 - 18:05 - Güncelleme: 15 Şubat 2025 - 20:58
Farklı ülkelerde çeşitli turizm görevlerinde bulunan, Türkiye turizminde 46 yılını
tamamlayan, merkezi Almanya’da yer alan Dünya Kardeş Kentler Turizm Birliği Genel
Sekreteri ve aynı zamanda Türk-Alman turizm uzmanı Hüseyin Baraner, yaptığı basın
açıklamasında Türk turizminin ekonomik ve jeopolitik zorluklarını değerlendirdi.

Baraner, açıklamasında Bolu Kartalkaya’da 78 kişiye mezar olan Otel yangınındaki güvenlik açığının uluslararası arenada yürütülen güvenli turizm çalışmalarındaki inandırıcılığımızı
kaybetmemize neden olduğuna, güvenli otel, güvenli gıda ve güvenli içkinin önemine
değinerek, yapılan en küçük hatanın yıl bazında küresel pazarlarda Türkiye’ye verdiği
kaybın milyar Dolar ve milyar Euro’ları bulabileceğine, artık sayın bakanım, sayın valim,
sayın başkanım devrinin bitmesi gerektiğine dikkat çekti. Küresel Turizm şahlanırken Türk
Turizmi’nin güncel tehlikelerle karşı karşıya olduğunu belirterek, Türk Turizmi’ndeki umut
ve gerçekleri paylaştı.

TURİZMDEKİ SORUNLAR YARINLARIMIZI TEHDİT EDEN SAATLİ BOMBALAR HALİNE
GELMESİN

Turizm duayeni Baraner yaptığı basın açıklamasında şu yorumlarda bulundu:

“Küresel turizm, 2025 yılına dair umut verici tahminlerle yeniden şahlanıyor. Birleşmiş
Milletler Turizm Örgütü (UN Tourism), gelecek yıl için turist sayılarında yüzde 3 ila yüzde
5 artış öngörüyor. Ancak, dikkat! Bu olumlu beklentilerin gölgesinde Türk turizminin farklı
bir hikaye ile karşı karşıya kalacağını unutmamalıyız. Bunlar “Ekonomik ve Jeopolitik
Zorluklar.” Türkiye global turizm akışında kendi tehlikelerini yaratan özel bir ülke
durumunda. Her ne kadar ekonomik ve jeopolitik zorluklarla yaşamaya alışkın olsak da,
Türk turizminin tehditleri sadece bunlarla sınırlı değil. Artan maliyetler ve çevresel
sorunlar, sektörümüzü zor duruma sokmakta. Ancak daha acil müdahale gerektiren
başka sorunlar var. Aksi takdirde, her biri yarınlarımızı tehdit eden adeta saatli bombalar
haline gelecek.”

OTEL YANGINI TÜRK TURİZMİNDE BİR DÖNÜM NOKTASIDIR
Kartalkaya’daki Otel Yangını’nı “Bir Miladın İfadesi” olarak değerlendiren Baraner konuyla
ilgili şunları söyledi:

“Para hırsı sarmış birkaç uyanık cahil otelci, sektörümüzü sırtından hançerledi ve tüm
sektörümüzün büyük acılar ile uyanmasına vesile oldu. Kartalkaya’daki Otel yangını, Türk
turizminde bir dönüm noktasıdır. Her yıl hızla büyüyen sektörümüzün altyapısının bazı
noktalarda ne denli yetersiz olduğunu görmek, biz turizmcileri derinden yaraladı ve
tedirgin etti.”

ULUSLARARASI ARENADA YÜRÜTTÜĞÜMÜZ GÜVENLİ TURİZM ÇALIŞMALARINDA
İNANDIRICILIĞIMIZI KAYBETTİK

“Dünya çapında birinci ligde oynayan Türk turizm sektöründe nasıl böyle bir otel hala
aktif olarak çalışabilir ve müşteri kabul edebilir durumda olmasını anlamak mümkün
değil. Ve en tuhafı kimsenin sorumluluk üstlenmemesi. Sorumlu kim bunu bilmek
istiyoruz? Bu güvenlik açığı, uluslararası arenada yürüttüğümüz güvenli turizm çalışmaları
bakımından da inandırıcılığımızı kaybetmemize neden oldu. Halbuki son yıllarda özellikle
güvenli turizmde ne kadar yol almıştık ve bunun PR’nı dünyada ne kadar başarılı yapıp
sadece bu sebepten dolayı milyonları Türkiye’ye çekmeye başarmışken, milyonlarca iyi
niyetli, namuslu, ahlaklı, çalışkan Türk turizm emekçilerinin şevkini de kırmış oldu.
Hayatını kaybedenler hepsi birbirinden değerli insanlarımız için derin bir üzüntü duyarak,
onlara Allah’tan rahmet dilerken bu olayın gelecek için bir dönüm noktası olmasını
umuyoruz.”

TÜRKİYE’YE KARŞI ULUSAL SEYAHAT UYARILARI YAPILMAYA BAŞLADI

Türk turizminin göz ardı edilemeyecek tehlikelerle karşı karşıya olduğuna dikkat çeken
Turizm Duayeni Baraner, sadece otel yangınlarının değil, diğer birçok tehlikenin de kapıda
olduğunu vurgulayarak, “Güvenlik endişeleri, sahte alkol vakaları ve tarım ürünlerinde
pestisit kalıntıları gibi aşırı zehirli gübreleme sorunları, dünya basınında yer almaya
başladı. İlk ulusal seyahat uyarıları yapılmaya başladı. Bu geldiğimiz durumda, artık sayın
bakanım, sayın valim, sayın başkanım devri bitmeli. Herkes işini yapmalı, raporlamalı ve
şeffaf bir şekilde kamuoyuna sunmalı.” diye konuştu.

KENDİ AYAĞINA SIKAN TEK SEKTÖR BİZ OLMAYALIM
“Global turizmin bu yoğun rekabetinde acımasız pazarlama ve satış taktiklerinin piyasa
savaşlarına dönüştüğü küresel pazarlarda kendi ayağına sıkan tek sektör biz olmayalım.”
diye sözlerine devam eden Baraner, “Unutmamalıyız ki, Türk turizmi öyle büyüdü ki
yapılan en küçük hatanın yıl bazında küresel pazarlarda Türkiye’ye verdiği kayıp bile
milyar Euro‘yu bulabiliyor! Sarsılıp kendimize gelmeliyiz! Tüm kurumlarımız, bakanlığımız,
yerel otoriteler, dernekler siyasete boyanmış durumda; herkes dostunu kolluyor. Ancak
yaşananlar bize gösteriyor ki, bugünkü dünya Konjektöründe güvenlik, sağlık ve savunma
konularında siyaseti tamamen bir kenara atıp, el ele verip çalışmazsak, her zamanki gibi
yine bütün Türkiye’mizin kaybettiğini şahit olacağız. Bunu birçok defa yaşadık ama artık
yaşamak istemiyoruz ve yüksek sesle ivedilikle haykırarak, Sektör çalışanları olarak;
GÜVENLİ OTEL, GÜVENLİ GIDA ve GÜVENLİ İÇKİ talep ediyoruz!” dedi.

İLGİLİ TÜM KURUMLAR SEKTÖRÜN GELECEĞİ VE BEKASI İÇİN ELE ELE VERMELİ
Turizm sektörünün kıdemli isimlerinden Baraner sözlerini şöyle noktaladı:

“Ulusal Bir Adım Atmalıyız! Bu konuda Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın, valiliklerin,
belediyelerin, TÜRSAB’ın, Türofed’in, TÜROB, TTYD’nin ve ilgili tüm kurumların siyaseti bir
kenara bırakarak sektörün geleceği ve bekası için yeni bir denetim otomasyonu kurması
gerekiyor. Masaya oturup teknik çalışmalar yapmalı ve birbirlerini desteklemeliler.
Maalesef yukarıda bahsedilen kurumların hiçbiri bu ‘kritik kabul etmiyor!’ Ben şahsen çok
defa yaşadım ‘tenkit edeni’ hemen dışlıyorlar ve ilişkiyi kesiyorlar. Bu anlamda, aralarında
hiçbir fark yok. Oysa hepimiz biliyoruz ki, el ele verip özellikle konaklama vergisinin
belediyelere aktarılması için siyasi çaba gösterseydik, bu durumu gerçekleştirebilirdik.
Tüm dünyada olduğu gibi konaklama vergisinin önemini artık görüyoruz. Destinasyonların
altyapı ve güvenlik yükünü, belediyelerin konaklama vergisi almadan kaldırmasının
mümkün olmadığını anlayabiliyoruz. Özellikle bu yıl, TGA’da toplanan paraların bir
kısmının sahil belediyelerindeki itfaiye ve yangın söndürme teknolojilerine yatırılması,
ileride daha sürdürülebilir bir tanıtım hizmeti sunmamıza yardımcı olacaktır.”

Dünya Kardeş Kentler Turizm Birliği Genel Sekreteri ve Türk-Alman turizm uzmanı Hüseyin Baraner



Fulya OMAÇ / İzmir

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum