"TÜRKİYE'DE GAZETECİ OLMAK, GAZETECİ ÖLMEK!" ETKİNLİĞİNİN ÜÇÜNCÜSÜ DÜZENLENDİ

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti tarafından her yıl düzenlenen,”Türkiye’de Gazeteci Olmak, Gazeteci Ölmek!” etkinliği gerçekleştirildi.

"TÜRKİYE'DE GAZETECİ OLMAK, GAZETECİ ÖLMEK!" ETKİNLİĞİNİN ÜÇÜNCÜSÜ DÜZENLENDİ
24 Ocak 2017 - 15:13

Haber : Mehmet ÜNLÜ
Fotoğraflar: Şükrü DİSANLI

Saygı duruşu ile başlayan etkinliğin açılışını yapan TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş, 6 Nisan 1909 yılında Hasan Fehmi Bey’in öldürülmesinden itibaren bugüne kadar 66 gazetecinin öldürüldüğü belirtilen etkinlikte, şu an 144 gazetecinin cezaevinde bulunduğu 2016 yılında ise 2500’den fazla gazetecinin de işsiz kaldığını vurguladı.


İki oturum halinde düzenlenen etkinliğin,” Gazeteci Olmak” konusunun ele alındığı ilk oturumunun moderatörlüğünü TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş ve Gazeteci-Yazar Yasemin Arpa yaptı.


İlk oturuma konuşmacı olarak, Milliyet Gazetesi Okur Temsilcisi Faruk Bildirici,Milliyet Gazetesi Okur Temsilcisi Belma Akçura, Apoyevmatini Gazetesi Sahibi Mihail Vasiliadis,Agos Gazetesi Yazarı Pakrat Estukyan, İnsan Hakları Vakfı Başkanı Şebnem Korur Fincancı, Çağdaş Gazeteciler Derneği İstanbul Temsilci Uğur Güç katıldı. Konuşmacılar; gazeteciliğin genel olarak durumu ve kişisel olarak yaşadıkları sorunları aktardılar.


CHP İzmir Milletvekili-Gazeteci Tuncay Özkan konuşmasında, evinde bulunan Atatürk'ün Bursa Nutku suç delili olarak sayılarak hakkında soruşturma yapıldığı belirterek şunları söyledi:


“5,5 yıllık cezaevi dönemimde 517 günü hücrede tek başıma geçirdim..Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne ilk başvuran Ergenekoncuyum. Savcılara ve yargıçlara suçum nedir diye sormakla geçti günlerim. Benim evimde Atatürk’ün posteri çıktı diye suçlandım. Savcılara soruyorum, benim suçum nedir diyorum. Ergenekoncuların bir şeması var orada senin adın yazıyor dediler. Göstermediler. Avukatımın da göremeyeceğini söylediler. Peki kim görecek diye sordum ben gördüm yeter dedi. Şemanın açılması için her hafta dilekçe verdim. 5 hafta sonra şema açıldı ve şemada benim adım yok. Faşit ayaklanma falan dediler. 20 yıl önce yayınladığım Susurluk Raporu nedeniyle de 16 yıl hapis cezası aldım. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi benim adil yargılanmadığımı kabul etti.”

 

“Gazeteci Ölmek” konulu ikinci oturumun moderatörlüğünü yapan TGC Başkanı Turgay Olcayto da, tarihten bugüne kadar 66 gazetecinin öldürüldüğüne dikkat çekerek,” Yıllar önce bir gazeteci yazısından ötürü önce mahkemede tutuksuz yargılanır, karar eğer yargıtayda onaylanırsa, ondan sonra infaz mekanizması çalışır ve gazeteci hapse girerdi. Ama şimdi öyle değil. Daha suçu sabit olmadan hemen tutuklanabiliyor” diye konuştu.


Cumhuriyet Gazetesi Yazarı Aydın Engin ise, cezaevi koşullarının eskiye göre ve üstelik gazeteciler için artık daha ağır durumda olduğunu, bazı gazeteci arkadaşlarının ise çok yakınında vurulduğuna şahit olduğunu anlattı.


Gazeteci_Yazar Altan Öymen de, basın özgürlüğünün tarihe karışmasıyla, memleketin demokrasiden uzaklaştığı gösterdiğinin kanıtı olduğuna dikkat çekti. Öymen,eskiden “faili meçhul suç vardı, şimdi artık suçu meçhul fail durumuna geldi” dedi.


Avukat Meryem Göktepe, kardeşi Metin Göktepe’nin öldürülmesi ile ilgili yaşananları ve yargılama hakkındaki görüşlerini aktardı.


Yurt Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Sibel Köklü de, eşi gazeteci Nuh Köklü’nün öldürülmesi ile ilgili yaşananları ve öldüren kişinin ifadeleri hakkındaki düşüncelerini paylaştı.


CHP İstanbul Milletvekili-Gazeteci Utku Çakırözer de gazetecilik dönemleri ile ilgili bazı anılarını ve düşüncelerini anlattı.


Etkinliğe; TGC Genel Sekreter Yardımcısı Ahmet Özdemir, Seracettin Zıddıoğlu, Perihan Çakıroğlu, Zafer Atay, Bedir Seferoğlu, Garbis Özatay ve çok sayıda basın çalışanı katıldı.


FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum