TÜMOD: "ÜNİVERSİTELERİN KAPATILMASI SİYASİ BİR KARARDIR. VAZGEÇİLMELİDİR"
Tüm Öğretim Elemanları Derneği(TÜMOD), Üniversitelerin on-line eğitim sistemine geçerek öğretimi sürdürülmesine tepki gösterdi. Dernekten yapılan açıklamada bu kararın alınmasının tamamen siyasi olduğu vurgulandı.
13 Şubat 2023 - 15:42 - Güncelleme: 19 Şubat 2023 - 11:27
Meydana gelen deprem felaketi nedeniyle, Türkiye genelinde üniversitelerin tatil edilerek, öğrenci yurtlarının depremzedelere tahsis edilmesi ile ilgili verilen karara karşı çok sayıda tepki gelmeye başladı.
Öğrenciler ve akademisyenler online yapılacak eğitim öğretimin fayda sağlamayacağı konusunda aynı düşünceleri paylaşırken, Tüm Öğretim Elemanları Derneği de(TÜMOD) bir kamuoyu açıklaması yayınladı.
TÜMOD Yönetim Kurulu adına İstanbul Şube Başkanı Prof Dr Lale AFRASYAP
imzasıyla yayınlanan yazılı açıklama şöyle:
"6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş merkezli depremin 10 ilimizde yaptığı afet
nedenli 11 Şubat 2023 tarihinde Yükseköğretim Kurulunun depremzedelerin KYK yurtlarına
yerleştirilmesi gerekçeli üniversitelerimizin tüm yurtta bahar döneminde uzaktan eğitime
geçileceği açıklaması kabul edilemez.
Türkiye genelinde bulunan üniversitelerde toplamda 8.200.000 öğrenci vardır. Bu
öğrencilerden sadece 679.000’i yurtta kalabilmektedir. On ilimizde yurtlarda kalan öğrenci
sayısı çok daha azdır. Depremzedelerin yerleştirilebileceği birçok farklı imkan varken (boş
konutlar, oteller, saraylar, yazlıklar) öğrencilerin apar-topar kapı önlerine konarak, Türkiye
genelinde tüm üniversitelerde yüz-yüze eğitimin iptal edilmesi kabul edilemez.
Pandemi ile birlikte gençlik iki yıl üniversitesinden ayrı kaldı. Bu dönemde uzaktan
eğitimin yarar değil zarar verdiği de çok net anlaşıldı. Şimdi de deprem gerekçeli
üniversitelerin kapatılması lisans eğitiminin en az yarısının uzaktan eğitim yapılması
demektir. Ön Lisans öğrencileri ise üniversiteye gitmeden, neredeyse öğretim üyeleriyle
tanışmadan mezun oldular. Vakıf Üniversitelerinde öğretim elemanları kıyımı yaşandı.
Üniversiteler sadece eğitim- öğretim değil aynı zamanda gençliğin sosyalleşme
mekanlarıdır. Bir anlamda rehabilitasyon merkezleridir. Sohbetlerin, üzüntülerin, sevinçlerin
yaşandığı, dayanışmaların sağlandığı yerlerdir.
Yükseköğretim Kurulunun bu kararı 8.200.000 öğrenciye ve vakıf üniversitesi öğretim
elemanlarına 7.7 şiddetinde eğitim depremi, maddi ve manevi mağduriyet afeti yaşatmak
demektir. Açıklanan kararın tepeden inme, düşünmeden alındığı açıktır. Oysa
akademisyenlere ve akademik demokratik kitle örgütlerine sorulması gerçekçi ve olumlu
çözümler bulunmasını kolaylaştırırdı.
Çözüm çok basittir; depremden etkilenen 10 ilimizde 15 devlet 2 vakıf üniversitesi
toplam 260.000 öğrenci vardır. Bu illerdeki üniversiteler eğitime devam edip
edemeyeceklerine senato/yönetim kurulu kararlarıyla kendileri karar verebilir. Eğitime devam edemeyecek durumda olan üniversitelerin gençleri ve öğretim elemanları uygun üniversitelere geçici olarak transfer edilebilir. Devam mecburiyetinin kaldırılması veya isteğe bağlı olarak kayıt dondurma gibi öğrencilere kolaylıklar sağlanabilir.
Yükseköğretim Kurulu öğrencilerin kaliteli eğitim-öğretim, barınma, sosyal yaşam
düzenlemelerinden ve devamlılığından 2547 sayılı kanun ilgili maddeleri gereğince
sorumludur.
Alınan karar devlet aklı ve bilim ile bağdaşmayıp, organizasyon ve koordinasyon
yetersizliğinin iktidar tarafından itirafıdır. İvedilikle gözden geçirilerek iptal edilmesi,
üniversitelerin yüz yüze eğitime devam etmesi, 81 ilimizde yükseköğretim mağduriyetinin
önlenmesi için şarttır.
Prof Dr Lale AFRASYAP
TÜMÖD- İstanbul Başkanı
Yönetim Kurulu a.
Öğrenciler ve akademisyenler online yapılacak eğitim öğretimin fayda sağlamayacağı konusunda aynı düşünceleri paylaşırken, Tüm Öğretim Elemanları Derneği de(TÜMOD) bir kamuoyu açıklaması yayınladı.
TÜMOD Yönetim Kurulu adına İstanbul Şube Başkanı Prof Dr Lale AFRASYAP
imzasıyla yayınlanan yazılı açıklama şöyle:
"6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş merkezli depremin 10 ilimizde yaptığı afet
nedenli 11 Şubat 2023 tarihinde Yükseköğretim Kurulunun depremzedelerin KYK yurtlarına
yerleştirilmesi gerekçeli üniversitelerimizin tüm yurtta bahar döneminde uzaktan eğitime
geçileceği açıklaması kabul edilemez.
Türkiye genelinde bulunan üniversitelerde toplamda 8.200.000 öğrenci vardır. Bu
öğrencilerden sadece 679.000’i yurtta kalabilmektedir. On ilimizde yurtlarda kalan öğrenci
sayısı çok daha azdır. Depremzedelerin yerleştirilebileceği birçok farklı imkan varken (boş
konutlar, oteller, saraylar, yazlıklar) öğrencilerin apar-topar kapı önlerine konarak, Türkiye
genelinde tüm üniversitelerde yüz-yüze eğitimin iptal edilmesi kabul edilemez.
Pandemi ile birlikte gençlik iki yıl üniversitesinden ayrı kaldı. Bu dönemde uzaktan
eğitimin yarar değil zarar verdiği de çok net anlaşıldı. Şimdi de deprem gerekçeli
üniversitelerin kapatılması lisans eğitiminin en az yarısının uzaktan eğitim yapılması
demektir. Ön Lisans öğrencileri ise üniversiteye gitmeden, neredeyse öğretim üyeleriyle
tanışmadan mezun oldular. Vakıf Üniversitelerinde öğretim elemanları kıyımı yaşandı.
Üniversiteler sadece eğitim- öğretim değil aynı zamanda gençliğin sosyalleşme
mekanlarıdır. Bir anlamda rehabilitasyon merkezleridir. Sohbetlerin, üzüntülerin, sevinçlerin
yaşandığı, dayanışmaların sağlandığı yerlerdir.
Yükseköğretim Kurulunun bu kararı 8.200.000 öğrenciye ve vakıf üniversitesi öğretim
elemanlarına 7.7 şiddetinde eğitim depremi, maddi ve manevi mağduriyet afeti yaşatmak
demektir. Açıklanan kararın tepeden inme, düşünmeden alındığı açıktır. Oysa
akademisyenlere ve akademik demokratik kitle örgütlerine sorulması gerçekçi ve olumlu
çözümler bulunmasını kolaylaştırırdı.
Çözüm çok basittir; depremden etkilenen 10 ilimizde 15 devlet 2 vakıf üniversitesi
toplam 260.000 öğrenci vardır. Bu illerdeki üniversiteler eğitime devam edip
edemeyeceklerine senato/yönetim kurulu kararlarıyla kendileri karar verebilir. Eğitime devam edemeyecek durumda olan üniversitelerin gençleri ve öğretim elemanları uygun üniversitelere geçici olarak transfer edilebilir. Devam mecburiyetinin kaldırılması veya isteğe bağlı olarak kayıt dondurma gibi öğrencilere kolaylıklar sağlanabilir.
Yükseköğretim Kurulu öğrencilerin kaliteli eğitim-öğretim, barınma, sosyal yaşam
düzenlemelerinden ve devamlılığından 2547 sayılı kanun ilgili maddeleri gereğince
sorumludur.
Alınan karar devlet aklı ve bilim ile bağdaşmayıp, organizasyon ve koordinasyon
yetersizliğinin iktidar tarafından itirafıdır. İvedilikle gözden geçirilerek iptal edilmesi,
üniversitelerin yüz yüze eğitime devam etmesi, 81 ilimizde yükseköğretim mağduriyetinin
önlenmesi için şarttır.
Prof Dr Lale AFRASYAP
TÜMÖD- İstanbul Başkanı
Yönetim Kurulu a.
FACEBOOK YORUMLAR