TTB "Koronavirüs Salgınına Karşı Önlemleri Sıklaştırmalı, Hazırlıkları Hızlandırmalıyız!

Yeni Koronavirüs (SARS-CoV2) enfeksiyonu ülkemizde biri Umre’den gelen olmak üzere 18 yurttaşımızda saptanmış bulunmaktadır. Hastalığın diğer ülkelerdeki yayılma hızına bakıldığında önümüzdeki 1-2 haftanın çok kritik olduğu anlaşılmaktadır. Hasta sayısının hızla artabileceğini öngörerek, planlamaları ivedilikle yapmak ve gerekli önlemleri zamanında alarak uygulamak yaşamsal önemdedir.

TTB "Koronavirüs Salgınına Karşı Önlemleri Sıklaştırmalı, Hazırlıkları Hızlandırmalıyız!
16 Mart 2020 - 21:39

Önlemleri zamanında almayan ülkelerde (örneğin İran ve İtalya’da) hastalık sağlık sisteminin taşıyamacağı boyutlara hızla ulaşmış olup her gün yüzlerce hastanın kaybına yol açmaktadır. Öte yandan hastalıkla mücadelede, hastaların zamanında saptanması ve izole edilmesi, “sosyal uzaklaşma” önlemlerinin zamanında ve etkili olarak uygulanması ve sağlık hizmetlerinin hızla örgütlenerek hastaların tedavi edilmesi sayesinde hem hastalığın yaygınlaşması önlenebilmiş, hem de ölüm oranları azaltılabilmiştir.

                Dünya deneyimlerinden öğrendiklerimiz bu salgını yönetmede yukarıdaki üç koşulun da sağlanmasının zorunlu olduğunu göstermektedir. Başka bir anlatımla (1) hastalık şüphesi taşıyanlara yeterince test yaparak hastaları ve temas ettiklerini saptayıp izole etmek, (2) yeteri kadar yapılan test sayesinde hastalığın toplum içinde yaygınlık derecesini doğru olarak belirleyerek uygun zamanlarda “sosyal mesafe”yi artıran önlemler almak suretiyle bulaş hızını azaltmak ve (3) sağlık sistemini hızla artan hasta sayılarına yanıt verecek biçimde organize edebilmek salgınla mücadelenin olmazsa olmazlarıdır.

                Türk Tabipleri Birliği henüz ülkede pozitif hasta saptanmadan önce de bu konularda hem kamuoyunu bilgilendirmiş, hem de sağlık idaresini uyarmıştı.

                Güncel durum itibarıyla sahadan elde ettiğimiz gözlemler yukarıda belirtilen koşulların hayata geçirilmesinde eksiklikler olduğu şüphesini doğurmaktadır.

                Yeterince test yaparak hastalığın yaygınlığı saptanmalı, yaygınlığın derecesine göre “sosyal mesafe” önlemleri devreye alınmalıdır:    

Öncelikle hastaların ve temas ettiklerinin saptanması ve Dünya Sağlık Örgütü’nün pandemi olarak kabul ettiği bu salgının ülkemizdeki yaygınlığının belirlenmesi için ulaşılmış olması gereken test sayısının çok gerisinde olduğunu belirtmek durumundayız. Bugüne kadar yaklaşık 7000 hastada test yapıldığını biliyoruz. Oysa salgınla mücadelede başarılı olan ülkelerin deneyimleri bu sayının çok daha üzerinde olmamız gerektiğini göstermektedir. Ayrıca tanı için gereken test kitinin üretim kapasitesinin haftada 2000 testin üzerine çıkarılması gerektiği de açıktır. Bakanlığın uygulanan test sayıları ile pozitif ve negatif çıkan test sayılarını günlük olarak kamuoyu ile paylaşmasını gerekli buluyoruz.

                Testlerin sınırlı sayıda merkezde yapılıyor olması da önemi giderek daha fazla anlaşılacak bir eksiktir. Test merkezlerinin hızla artırılması ve alt yapısı yeterli üniversite laboratuarlarının da sürece dâhil edilmesi gereklidir.

                Şu an kullanılan PCR testi dışında hızlı tanı testlerinden biri olan antijen testlerinin de kullanıma sokulmasının değerlendirilmesi gereklidir.

                Toplumun hastalıktan korunması için en önemli olan önlemlerden ikisi kişisel temizlik ve bireylerin birbiriyle daha az temas etmesinin sağlanmasıdır.

              Kişisel temizlik konusunda kamuoyu bilgilendirilmesi yapılmaktadır. Ellerin sık sık en az 20 saniye boyunca su ve sabunla yıkanması, ellerin yüz ve ağıza götürülmemesi, kamusal alanlarda da olmak üzere, sık kullanılan yüzeylerin temizliği, kapı kolları, masalar, elektrik ve asansör düğmelerinin kullanılmasındaki davranışsal değişiklikler konusunda halkın bilgilendirilmesi sürdürülmelidir.

Öte yandan kişilerin birbiriyle temasını azaltan (“sosyal mesafe”yi artıran) önlemlerin neler olacağı hastalığın toplum içinde ne kadar yaygın olduğunun bilinmesine bağlıdır. Hastalıkla mücadelede başarı kazanmış ülkeler bu sonucu yeterince test yaparak ve test sonuçlarına göre de sosyal mesafe önlemlerini zamanında alarak elde etmiştir. Sosyal mesafe önlemleri insanların birbirlerinden daha uzak durmaları (en az 1 metre mesafe, öksüren/hapşıran kişilerden en az 2 metre mesafe), enfeksiyon şüphesi olanların evde kalmaları,  hastalığın toplum içinde yaygınlaşmaya başladığı aşamada toplu bulunmayı gerektiren her türlü etkinlikten (spor müsabakaları, okullar, alışveriş mekanları, kafe ve restoranlar ) uzak durmayı içerir.

Durumun kötüleşmesi ölçüsünde sosyal mesafeyi artıran önlemlerin daha radikal olması da gerekebilir. Üretim yerlerini, ofisleri ve işyerlerini kapatarak çalışanların evden çalışmasının veya ücretli olarak dinlenmelerinin olanaklarını yaratmak, iş toplantılarını ertelemek, işçi servislerinde ve toplu ulaşımda kalabalıkları önlemek, spor müsabakalarını iptal etmek, spor salonlarını, havuzları, müze ve tiyatroları, kültür ve sosyal merkezlerini, tiyatroları ve sinemaları kapatmak, bar, kahvehane ve restoranları kapatmak, alışveriş  vb nedenlerle zorunlu gidilen mekanlarda insanlar arasında en az 1 metre mesafe olacak şekilde düzenlemeler yapmak, büyük toplantıları ertelemek, ibadetleri topludan bireysele çevirmek, hatta bu önlemler yeterli olmazsa ulaşım, eczane ve bakkallar dışında bütün ticari aktiviteleri, ofisleri, kafe ve dükkanları bir süreliğine kapatmak yoluna gidilmelidir. Elbette bu önlemlerin zamanlaması ve sırası hastalığın toplum içinde yaygınlığına bağlı olarak planlanmalıdır. Öte yandan, önlemlerin zamanında alınmaması durmunda salgının yaratacağı sağlık bilançosunun katlanarak büyüyeceği unutulmamalıdır.

Sağlık sistemi salgına hazır hale getirilmeli ve sağlık çalışanlarına yönelik koruyucu önlemler alınmalıdır:

Hekimleri ve sağlık çalışanlarını korumadan toplumu  koruyamazsınız!

                Salgının yönetilmesi için hastanelerde, ilçe, il ve ulusal düzeyde koordinasyonu sağlamaya yönelik bir işleyiş planı bir an önce hazırlanmalı ve uygulanmaya başlanmalıdır.

                Sağlık çalışanlarının salgın yönetimi sırasında yaşabilecekleri aksaklıkları iletecekleri bir yapı oluşturulmalıdır. Hastanelerde  “Hastane enfeksiyon komiteleri ile işbirliği halinde “Korona Koordinatörler” saptanmalı ve hekimler hastaya yönelik ihtiyaçları, talepleri, yaşadıkları sorun ve eksiklikleri doğrudan iletebilecekleri muhatap bulmalıdır.

                Hastalığın yayılmasını azaltmak için sadece bu hastaların izleneceği merkezler oluşturulması konusunda bir hazırlığa gereksinim vardır.

              Yurtdışından gelenler ile vaka temaslıların tümü kayıt altına alınmalı 14 gün süreyle tecrit edilmeli ve izlenmelidir. Evlerinde tecritte tutulan şüpheliler TSM’ler tarafından görevlendirilecek sağlıkçılar tarafından, her gün düzenli olarak yapılacak ev ziyaretleriyle takip edilmelidir. Bu şüphelilere tecritin önemi ve uyulması gereken kurallar konusunu da içeren eğitimler yine aynı personel tarafından verilmelidir. Şüphelilerin durumu hergün rapor edilmelidir.

             ASM’ler tarafından yerinde hizmet sunulan yaşlı ve bakıma muhtaç olanlar ve yaşlı bakımevleri, çocuk esirgeme yurtları gibi kurumlar haftada en az iki defa ziyaret edilmeli, kişilerin izlemi yapılmalı, şüpheli olgular kayıt altına alınarak, ilk aşamada tanı testi için örnek alınmalı ve tecrit edilmeli, düzenli eğitim programı uygulanmalıdır.

            Hapishane ve askeri birlikler, her ikisinde de günümüzde hizmet alanının özgünlüğünü bilen ve bunun eğitimini almış hekim ve sağlık çalışanları olmadığı için salgın riski yüksek bu yaşam alanları özel olarak izlenmelidir.

                Hastaların %20’sine varan bölümünün hastaneye yatışının gerektiği, %5’ine varan bölümünün yoğun bakım gerektirdiği bilinmektedir. Dünya deneyimleri hasta sayısı arttığında özelikle yoğun bakım yataklarının ve ventilatör gibi ileri destek sistemlerinin kısa sürede ihtiyaca yanıt veremeyecek duruma geldiğini ve bunun da ölümleri arttırdığını göstermektedir. Hastalığın olası yaygınlaşmasında ülkemizde, zaten hali hazırda sıkıntı yaşanan, yoğun bakım hizmet kapasitenin ciddi yetersizlik yaşayacağı öngörülmeli ve buna ilişkin hazırlık ve planlamalar bir an önce yapılmalıdır.

                Hastalığın tedavisinde işe yaraması olası ilaçların hastanelerde temin edilmesi konusunda gerekli planlamalar bir an önce yapılmalıdır. 

                Test yapılamayan ama klinik ve görüntüleme bulguları (akciğer bilgisayarlı tomografisi) bu enfeksiyon için tipik olan hastalar SARS-CoV-2 varsayılarak önlemler buna göre alınmalı, süreç buna göre yönetilmelidir.

Acillerdeki ve Koronayla ilgili branşlardaki hekimlerin ve sağlık çalışanlarının koşulları ve ihtiyaçları  özel bir hassasiyetle değerlendirilmelidir!

Hastane acillerindeki hekimler ve sağlık çalışanları ile ve Korona hastalığı tanı ve tedavisi sürecinde aktif rolü olan branş poliklinik, laboratuar ve radyoloji bölüm hekim ve sağlık çalışanlarının  her türlü korunma gereksiniminin sağlanması, maske vb. ihtiyaçlarının eksiksiz olarak giderilmesi, çalışma saat ve koşullarının kendileri ve yakınlarının sağlığını da dikkate alacak biçimde düzenlenmesi ve bu sürecin orta uzun vade planlamasının yapılmasında hekimlerin ve sağlık çalışanlarının da dikkate alınması zorunludur.

                Salgının yaygınlaşmasına paralel olarak hastanelerde hasta yoğunluğunun azaltılması için kamuoyu bilgilendirilmeli ve önlemler alınmalıdır. Elektif ameliyat ve işlemler ile kontrol hastalarının randevuları ertelenmelidir. Bu önlem hem koronavirüs hastalarının yeterli tedavi edilebilmesi, hem de hastalığın diğer hastalara bulaşmaması için gereklidir.

                Salgın süresince Genel Sağlık Sigortası kapsamı dışında kalanlar kapsama alınmalı, her trden katkı/katılım payı uygulamaları kaldırılmalıdır.

                Enfeksiyon kontrol komitelerinin öneri ve kararlarına uyulmalı ve bunlar çalışanlara da duyurulmalıdır.

Birinci basamak sağlık hizmetlerinde:

                Aşılama, gebe ve bebek takipleri normal muayenelerden ayrılmalıdır. Bu çerçevede aile sağlığı merkezi, göçmen sağlığı merkezi vb birinci basamak kurumlarında saat 12.00’a kadar koruyucu sağlık hizmetleri, 12.00-15.00 saatleri arasında normal muayene hizmetleri verilmelidir. Saat 15.00-17.00 arası mesainin değerlendirilmesi, raporların tutulması ve temizlik için kullanılmalıdır.

Aile hekimlerinin yaptığı yıllık öğrenci periyodik izlem ve muayene, sporcu raporu, ehliyet raporu gibi hizmetler ertelenmelidir.

Aile sağlığı merkezlerinde uzatılmış mesai uygulamasına son verilmelidir.

Kronik hastalık raporu bulunan (diyabet, KOAH, kalp hastalığı, malignite gibi) veya hamile olan sağlık çalışanlarına geçici bir süre idari izin verilmelidir.

Her aile hekiminin yanına sağlık müdürlükleri tarafından var olan kadrolara ek olarak bir ebe veya hemşire verilmeli, bu sağlık görevlilerinin koruyucu sağlık hizmetlerini önceleyecek şekilde çalışması sağlanmalıdır.

Aile sağlığı merkezlerinin temizlik işlemleri sağlık müdürlükleri tarafından ücretsiz ve günde iki kez olarak yapılmalıdır.

Aile sağlığı merkezlerinde sağlık çalışanlarının gereksinim duyduğu maske gibi kişisel koruyucular ve el dezenfektanları yeterli ve düzenli olarak temin edilmelidir. 

Aile sağlığı merkezlerine asılmak üzere halkı bilgilendirici afiş ve broşürler basılmalıdır. Kamu spotları ile Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenen 14 kural topluma benimsetilmelidir.

Filiasyon çalışmaları il ve ilçe sağlık müdürlükleri tarafından aktif olarak özel ekipler ile gerçekleştirilmelidir.

Acil hizmetleri 112 ambulans hizmetlerinden başlamalıdır. Ambulansların taşıdığı ateş, öksürük ve solunum sıkıntısı olan hastalarda ambulans çalışanları koronavirüs hastalığı var gibi hareket ederek kendilerini koruyacak önlemleri almalıdır.

Sağlık çalışanlarını koruyucu önlemler eksiksiz ve tüm çalışanları kapsayacak biçimde alınmalıdır:

Salgında en fazla risk altında olan grup sağlık çalışanlarıdır. Sağlık çalışanlarının hastalıktan korunması için gereken önlemler bir an önce alınmalıdır.

                Bu anlamda;

                Sağlık çalışanlarının sağlığı birimleri ve işyeri hekimlerinin gerekli eğitimleri alması sağlanmalıdır.

Triaj işlemleri sağlık kuruluşlarının giriş bölümlerinde düzenlenecek alanlarda ateşli hastaları veya solunum yolu enfeksiyonu belirtileri taşıyan hastaları saptamaktan başlamalı, bu hastaların ayrı mekanlarda tanı ve tedavilerinin yapılması sağlanmalıdır.

Bu bağlamda a) ateş ve öksürüğü olan her hastanın tıbbi cerrahi maske takması kurum girişlerinde sağlanmalı, b) şüpheli hastaların diğer hastalarla ve sağlık çalışanlarıyla  temasını azaltan  özel poliklinikler kurulmalı, c) yatırılması gereken hastalar için gerekli alt yapıya sahip izolasyon bölümleri oluşturulmalıdır.

Sağlık kuruluşlarında kişisel koruyucu malzeme eksikliği sahada gördüğümüz önemli sorunların başında gelmektedir. Kamusal ve özel sağlık kurumlarında sağlık çalışanları için gerekli olan uygun nitelikteki kişisel koruyucu malzemeler (cerrahi/basit maske, N95/FFP2/FFP3 türü maskeler, önlük, eldiven) yeterli düzeyde temin edilmelidir.

Hastalığın yayılımının önlenmesi için el temizliğinin önemi açıktır. Sağlık kuruluşlarında ihtiyacı karşılamaya yetecek miktarda el antiseptiği bulundurulmalıdır. Kurum girişlerinde el dezenfektanı bulundurulmalı ve her giriş yapanın kullanımı sağlanmalıdır. Hastanelerin başta aciller olmak üzere tüm birimlerinin tuvaletleri öncelikli olarak her kısımlarının temizliği ve dezenfekte işlemleri düzenli olarak ve eksiksiz yapılmalıdır.

Hastanelerde temizlik işlemleri daha sık olarak uygulanmalı ve enfeksiyon kontrol komitelerinin önerdiği usullerde yapılmalıdır.

Formaların temizlik vb. nedenlerle kurum dışına çıkarılması önlenmeli ve temizlikleri hastaneler tarafından yapılmalıdır.      

                Koronavirüs enfeksiyonlu bir hastaya temas eden herhangi bir sağlık çalışanına test yapılmalıdır.

               Hekimlerin ve Sağlık Çalışanlarının Yaşam ve Özlük Haklarına Saygı

                60 yaş üzerindeki sağlık çalışanları risk altında olduğundan çalışma koşulları onları koruyucu biçimde yeniden düzenlenmelidir ve talepleri halinde 60 yaş üzerindeki hekimler ücretli izinli sayılmalıdırlar.

           Hekimlerin ve diğer sağlık çalışanlarının sağlıklarını korumak ve nitelikli iş yapmalarını sağlamak açısından bu süreçte fazla mesai uygulamasından vazgeçilmeli, dinlenebilmeleri, kendilerine ve ailelerine  zaman ayırabilmeleri sağlanmalıdır.

          Hekimlerin salgın boyunca performans ücretlendirmesine tabii tutulmaması, en üst ücretten maaşlarını alması sağlanmalıdır. Bu uygulama hekimlerin ve halkın sağlığı açısından önemlidir.

            Özelde çalışan hekimlere uygulanan ciroya yönelik ücretlendirme sonlandırılmalı ve maddi kayba uğramadan maaşlarını almaları sağlanmalıdır. Aynı zamanda özelde çalışan hekimlerin tatil günlerinde çalışmalarına son verilmelidir.

            Tüm sağlık kurumlarında onkoloji ve organ nakli hastalarına uygulanan izin hakkı idarecilerin keyfine bırakılmadan hekim ve diğer sağlık çalışanlarına da uygulanmalıdır.

           12 yaş altında okul çağında çocukları olan hekim ve salık çalışanlarından ebeveylerinden birisine yıllık yoksa idari izin okulların kapalı olduğu süre içinde verilmelidir.

Saygılarımızla,

Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum