Sus! Konuşursan başın derde girer.
GEORGE FLOYD’a SELAM ÇAKAN FİLM!
09 Eylül 2020 - 20:48
ANTEBELLUM
Film 4 Eylül’de vizyonda. Amerikan iç savaşı öncesi dönem ve kölelik zamanının içine birden atıveriyor. Sahne sahne, örtüleri beyazlatmak için temizlik yapan, Amerikan askerlerinin her türlü isteğini yerine getirmeye hazır bekletilen siyahî kadınlar. Sadece ıslık çalınabilen sahibi yani beyaz Amerikalı sorduğunda, cevap hakkı olan siyahîler…
Uzun süren film boyunca, tarihin her sürecinde; asimile edilmeye çalışılan siyahî ırk için yapılmış, son zamanların en iyi filmi. Film sadece bunu da kapsamıyor. 2019 yılı Oscar, En İyi Film kazanan, Yeşil Rehber filminde ki en önemli sahnelerden biri, siyahî ve durumu iyi olan doktorun arabayı durdurduklarında, kafasını çevirdiğinde tarlada çalışan Afrika kökenli, kendi köklerinin ona şaşkın, bir beyaz karşısında efendi oluş sahnesiydi. Çünkü beyaz adam, onun şoförüydü. Ama bitmemişti! Film sanki o sahneden yeniden bir pamuk tarlasına bizi sokuyor ve o tarihe, yüzümüze çarpa çarpa insan olmamız gereken tüm unsurları hatırlatıyor. Joker, Sefiller, Kefernahum filmlerinden sonra en etkileyici. Artık sisteme, sistemlere “YETER!” diyen bir başkaldırı. Pamuk tarlasından ve etrafında ki tüm yaşamların içinde bir kara elmas gibi parlıyor gerçek.
WASHINGTON’ GİDEN HER YOL MÜBAH!
Robert Edward Lee(1807-1870) Amerikan İç Savaşı sırasında (1861-1865) Konfederasyon Ordusunun komutanıdır. Film de kendini yarı tanrı olarak kabul eden komutanın, günümüzde yazar olan Veronica Henley geçmişte, Eden üzerinden tüm siyahî kökenli ırklara karşı yapılan müdahale, şiddet, asimile ve insan dışı muameleleri tüm çıplaklığı ile vurguluyor. Geçmişte, Amerika’nın güneydoğusunda büyük çiftliklerin ağırlıklı olduğu ve tarıma dayanan bir ekonomi hâkimdi. Bu çiftliklerde özellikle pamuk, şeker kamışı ve tütün yetiştirilmekte ve gereken iş gücüde Afrika’dan kaçırılarak getirilen, siyahî kökenli kölelerden oluşmaktaydı. Diğer bölgelerde sanayiye evirilen hayat için kölelik devam etmez olarak tahmin edilirken, güneyde devam edecek gözükmekteydi. Abraham Lincoln(1809-1865) seçimi kazanınca güneydeki 7 eyalet ( Florida, Alabama, Güney Karolina, Teksas, Mississippi, Louisiana ve Georgia) yeni başkanın köleliği kaldıracağına kesin gözle bakarak hemen ABD’den bağımsızlığını ilan ettiler. Bu eyaletler Jefferson Davis’in başkanlığı altında Amerika Konfedere Devletleri adı altında yeni bir devlet kurdular. Kısa bir süre sonra buna 4 eyalet ( Kuzey Karolina, Arkansas, Tennessee ve Virjinya) daha katıldı. Bu toplam 11 eyalet Amerikan İç Savaşı'nda güneyli konfederasyon tarafını oluşturdular. Ülkenin geri kalan kısmı (özellikle kuzeydoğu kısmı) da kuzeyli "birlik" tarafını oluşturdular. Bir süre sonra iki devlet arasında savaş patlak verdi. Başlarda iki tarafta üstünlük sağlayamadı. 1863 yılının Temmuz ayında gerçekleşen Gettysburg Muharebesi ile Güneyden 75 bin, kuzeyden 82 bin askerin katıldığı bu kanlı savaşta, her iki taraf da askerlerinin yaklaşık üçte birini kaybettiler ama kuzeyliler tartışmasız bir üstünlük sağladı. En sonunda 9 Nisan 1865 tarihinde kuzey orduları güneyli ünlü komutan Robert Lee’nin ordularını birkaç koldan sardılar ve teslim olmaya mecbur bıraktılar. Aynı yılın Haziran ayında geri kalan bütün güney askerleri de silahlarını bırakarak teslim oldular ve Amerikan İç Savaşı kuzeyin zaferiyle sona erdi. Savaşın sonuna yaklaşırken kuzeyli başkan Lincoln bir güneylinin yaptığı suikast sonucu vurularak öldü. Savaşın bitiminde güneydeki bütün kölelere özgürlük hakları verildi. Kısa bir süre sonra da köleler oy kullanma hakkını kazandılar. ABD’nin güneyinde, köleliğe dayanan tarım ekonomisi sona erdi. ABD, bölünme tehlikesinin üstesinden gelerek tekrar tek bir ülke olarak birleşmiş oldu. Savaşın sonunda güneydeki siyahîlere birçok hak verildiyse de, bunlar kısa süre içinde güneyli beyazlar tarafından geri alındı. Ayrıca savaştan önce ABD’nin güney ve kuzey tarafları eşit zenginlikteyken, savaştan sonra güney ekonomik yıkıma uğradı ve kuzey öne geçti.
ATALARIMIZ RÜYALARIMIZ İLE GELİP GELECEKTE NEREDE OLDUKLARINA BAKARLAR
General: Bana itaat etmeyi ne zaman öğreneceksin, bunu merak ediyorum! Söyle bakalım senin adın ne?
Susmakta direnen ve sonunda işkence ile adının “Eden” olduğunu söyleyen siyahî kadın lider aslında Eden anlamına baktığımızda, o zamanlar yine yerleşim yerleri güneyde Carolina, Missisipi gibi yerlerin ismi olduğunu görüyoruz. Sonunda ismini haykırır:- Benim adım Veronica! Veronica'nın anlamı ise mavi ve beyaz renkte çiçekleri olan bitki.
25 Mayıs 2020'de Minneapolis’te görev yapan beyaz polis memuru Derek Chauvin'in George Floyd'u öldürmesi sonrası önce Minnesota’da daha sonra da ABD’nin birçok bölgesinde gerçekleştirilen protestolarda Robert Lee’nin birçok heykeli yıkılmıştır. “Nefes alamıyorum!”diyerek son nefesini veren Floyd’un, siyahî ve hala geçmişten gelen izlerle nefes alamadıklarına artık bir dur demenin sanat versiyonu ile karşımızda.
Antebellum, afişte de fark edileceği gibi “E” harfi ters yazılmış. Bu da EDEN oluyor. Yani geçmişte Eden, günümüzde ise bir kadın ve yazar kimliği ile eşitlik, adalet ve özgürlük diyen. Vurgusu, kadınların susmaması gerektiği!“Siz, beyaz Amerikalılar! Genleriniz ile konuşuyorsunuz!” ve kendisine saldıran bir kadına da “ Sen, nasıl bir kadınsın?” diyecek kadar “ Kadın, olmanın içinde daha çok merhamet ve şefkat olduğunu vurgulayan”
Kılıç ve balta.
Silah çıkıp mertlik bozulunca tıpkı geçmişte Kızılderililerin yaşamış oldukları gerçeklik gibi. Kendini inançlı sanan, aile önemli deyip her türlü ahlaksızlığı meşru kılan eylemleri, kendinden başkasına insanlık dışı muameleleri ile faşizmin en kusulmuş hali, Antebellum’da.
Geçen sene gösterimi olan İrlanda’ da ki İngiliz zulmüne karşı direnen gençlerin hikâyesini ve tarihsel süreci anlatan Kelly Çetesi filmi gibi bu filmlerde, artık egemen sistemlerin çöküşünün pimini çekiyor. Bu gün Trump, Floyd olaylarında gösterileri yasaklasa da; herkes geçmişten atalarından taşıdığı genlerle mücadeleye devam ediyor.
KAPAN ve BİZ filmlerinin yapımcı ve senaristleri olan Gerard Bush ve Christopher Renz oldukça iyi iş çıkarmışlar. Sürprizlerle örülü filmde, üzülürken gülümsemekte mümkün. Veronica Henley rolü ile Janelle Monae Robinson, oldukça başarılı. Kendisi GRAMMY Ödüllü, söz yazarı ve şarkıcı. Bazı sahnelerde, rahmetli Withney Houston (1963-2012) anımsatan başarılı oyuncuya, Kensine Eric Lange ve Jena Malone eşlik ediyor.
Geçmiş ölmez! Gelecek geçmiş ile şekillenir. PUAN 8.9
EMEL SEÇEN
Film 4 Eylül’de vizyonda. Amerikan iç savaşı öncesi dönem ve kölelik zamanının içine birden atıveriyor. Sahne sahne, örtüleri beyazlatmak için temizlik yapan, Amerikan askerlerinin her türlü isteğini yerine getirmeye hazır bekletilen siyahî kadınlar. Sadece ıslık çalınabilen sahibi yani beyaz Amerikalı sorduğunda, cevap hakkı olan siyahîler…
Uzun süren film boyunca, tarihin her sürecinde; asimile edilmeye çalışılan siyahî ırk için yapılmış, son zamanların en iyi filmi. Film sadece bunu da kapsamıyor. 2019 yılı Oscar, En İyi Film kazanan, Yeşil Rehber filminde ki en önemli sahnelerden biri, siyahî ve durumu iyi olan doktorun arabayı durdurduklarında, kafasını çevirdiğinde tarlada çalışan Afrika kökenli, kendi köklerinin ona şaşkın, bir beyaz karşısında efendi oluş sahnesiydi. Çünkü beyaz adam, onun şoförüydü. Ama bitmemişti! Film sanki o sahneden yeniden bir pamuk tarlasına bizi sokuyor ve o tarihe, yüzümüze çarpa çarpa insan olmamız gereken tüm unsurları hatırlatıyor. Joker, Sefiller, Kefernahum filmlerinden sonra en etkileyici. Artık sisteme, sistemlere “YETER!” diyen bir başkaldırı. Pamuk tarlasından ve etrafında ki tüm yaşamların içinde bir kara elmas gibi parlıyor gerçek.
WASHINGTON’ GİDEN HER YOL MÜBAH!
Robert Edward Lee(1807-1870) Amerikan İç Savaşı sırasında (1861-1865) Konfederasyon Ordusunun komutanıdır. Film de kendini yarı tanrı olarak kabul eden komutanın, günümüzde yazar olan Veronica Henley geçmişte, Eden üzerinden tüm siyahî kökenli ırklara karşı yapılan müdahale, şiddet, asimile ve insan dışı muameleleri tüm çıplaklığı ile vurguluyor. Geçmişte, Amerika’nın güneydoğusunda büyük çiftliklerin ağırlıklı olduğu ve tarıma dayanan bir ekonomi hâkimdi. Bu çiftliklerde özellikle pamuk, şeker kamışı ve tütün yetiştirilmekte ve gereken iş gücüde Afrika’dan kaçırılarak getirilen, siyahî kökenli kölelerden oluşmaktaydı. Diğer bölgelerde sanayiye evirilen hayat için kölelik devam etmez olarak tahmin edilirken, güneyde devam edecek gözükmekteydi. Abraham Lincoln(1809-1865) seçimi kazanınca güneydeki 7 eyalet ( Florida, Alabama, Güney Karolina, Teksas, Mississippi, Louisiana ve Georgia) yeni başkanın köleliği kaldıracağına kesin gözle bakarak hemen ABD’den bağımsızlığını ilan ettiler. Bu eyaletler Jefferson Davis’in başkanlığı altında Amerika Konfedere Devletleri adı altında yeni bir devlet kurdular. Kısa bir süre sonra buna 4 eyalet ( Kuzey Karolina, Arkansas, Tennessee ve Virjinya) daha katıldı. Bu toplam 11 eyalet Amerikan İç Savaşı'nda güneyli konfederasyon tarafını oluşturdular. Ülkenin geri kalan kısmı (özellikle kuzeydoğu kısmı) da kuzeyli "birlik" tarafını oluşturdular. Bir süre sonra iki devlet arasında savaş patlak verdi. Başlarda iki tarafta üstünlük sağlayamadı. 1863 yılının Temmuz ayında gerçekleşen Gettysburg Muharebesi ile Güneyden 75 bin, kuzeyden 82 bin askerin katıldığı bu kanlı savaşta, her iki taraf da askerlerinin yaklaşık üçte birini kaybettiler ama kuzeyliler tartışmasız bir üstünlük sağladı. En sonunda 9 Nisan 1865 tarihinde kuzey orduları güneyli ünlü komutan Robert Lee’nin ordularını birkaç koldan sardılar ve teslim olmaya mecbur bıraktılar. Aynı yılın Haziran ayında geri kalan bütün güney askerleri de silahlarını bırakarak teslim oldular ve Amerikan İç Savaşı kuzeyin zaferiyle sona erdi. Savaşın sonuna yaklaşırken kuzeyli başkan Lincoln bir güneylinin yaptığı suikast sonucu vurularak öldü. Savaşın bitiminde güneydeki bütün kölelere özgürlük hakları verildi. Kısa bir süre sonra da köleler oy kullanma hakkını kazandılar. ABD’nin güneyinde, köleliğe dayanan tarım ekonomisi sona erdi. ABD, bölünme tehlikesinin üstesinden gelerek tekrar tek bir ülke olarak birleşmiş oldu. Savaşın sonunda güneydeki siyahîlere birçok hak verildiyse de, bunlar kısa süre içinde güneyli beyazlar tarafından geri alındı. Ayrıca savaştan önce ABD’nin güney ve kuzey tarafları eşit zenginlikteyken, savaştan sonra güney ekonomik yıkıma uğradı ve kuzey öne geçti.
ATALARIMIZ RÜYALARIMIZ İLE GELİP GELECEKTE NEREDE OLDUKLARINA BAKARLAR
General: Bana itaat etmeyi ne zaman öğreneceksin, bunu merak ediyorum! Söyle bakalım senin adın ne?
Susmakta direnen ve sonunda işkence ile adının “Eden” olduğunu söyleyen siyahî kadın lider aslında Eden anlamına baktığımızda, o zamanlar yine yerleşim yerleri güneyde Carolina, Missisipi gibi yerlerin ismi olduğunu görüyoruz. Sonunda ismini haykırır:- Benim adım Veronica! Veronica'nın anlamı ise mavi ve beyaz renkte çiçekleri olan bitki.
25 Mayıs 2020'de Minneapolis’te görev yapan beyaz polis memuru Derek Chauvin'in George Floyd'u öldürmesi sonrası önce Minnesota’da daha sonra da ABD’nin birçok bölgesinde gerçekleştirilen protestolarda Robert Lee’nin birçok heykeli yıkılmıştır. “Nefes alamıyorum!”diyerek son nefesini veren Floyd’un, siyahî ve hala geçmişten gelen izlerle nefes alamadıklarına artık bir dur demenin sanat versiyonu ile karşımızda.
Antebellum, afişte de fark edileceği gibi “E” harfi ters yazılmış. Bu da EDEN oluyor. Yani geçmişte Eden, günümüzde ise bir kadın ve yazar kimliği ile eşitlik, adalet ve özgürlük diyen. Vurgusu, kadınların susmaması gerektiği!“Siz, beyaz Amerikalılar! Genleriniz ile konuşuyorsunuz!” ve kendisine saldıran bir kadına da “ Sen, nasıl bir kadınsın?” diyecek kadar “ Kadın, olmanın içinde daha çok merhamet ve şefkat olduğunu vurgulayan”
Kılıç ve balta.
Silah çıkıp mertlik bozulunca tıpkı geçmişte Kızılderililerin yaşamış oldukları gerçeklik gibi. Kendini inançlı sanan, aile önemli deyip her türlü ahlaksızlığı meşru kılan eylemleri, kendinden başkasına insanlık dışı muameleleri ile faşizmin en kusulmuş hali, Antebellum’da.
Geçen sene gösterimi olan İrlanda’ da ki İngiliz zulmüne karşı direnen gençlerin hikâyesini ve tarihsel süreci anlatan Kelly Çetesi filmi gibi bu filmlerde, artık egemen sistemlerin çöküşünün pimini çekiyor. Bu gün Trump, Floyd olaylarında gösterileri yasaklasa da; herkes geçmişten atalarından taşıdığı genlerle mücadeleye devam ediyor.
KAPAN ve BİZ filmlerinin yapımcı ve senaristleri olan Gerard Bush ve Christopher Renz oldukça iyi iş çıkarmışlar. Sürprizlerle örülü filmde, üzülürken gülümsemekte mümkün. Veronica Henley rolü ile Janelle Monae Robinson, oldukça başarılı. Kendisi GRAMMY Ödüllü, söz yazarı ve şarkıcı. Bazı sahnelerde, rahmetli Withney Houston (1963-2012) anımsatan başarılı oyuncuya, Kensine Eric Lange ve Jena Malone eşlik ediyor.
Geçmiş ölmez! Gelecek geçmiş ile şekillenir. PUAN 8.9
EMEL SEÇEN
FACEBOOK YORUMLAR