STK lardan "İSTANBUL SÖZLEŞMESİ YAŞATIR!" Konulu basın açıklaması...
Balkan Camiası ve Derneklerinin öncülüğünde Kadın / Çocuk Hakları savunucusu STK’larının da katılımı ve destekleri ile İSTANBUL SÖZLEŞMESİ YAŞATIR ! Konulu basın açıklaması...
12 Ağustos 2020 - 22:13
2011 Yılında İstanbul’da törenle imzaya açılan İstanbul sözleşmesi tam adı ile Kadınlara Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadele Hakkındaki Avrupa Konseyi Sözleşmesi ilk olarak Türkiye Cumhuriyeti tarafından imzalanıp 1 Ağustos 2014 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
“Toplumsal cinsiyet” kavramının tanımını yapan ilk uluslar arası belge olarak da bilinen İstanbul Sözleşmesi, kadınlar ve çocuklar başta olmak üzere ayrım göstermeksizin, göçmen ve sığınmacı kadınlar da dahil, bir insanın cinsiyeti üzerinden zulme maruz bırakılmasının önlenmesi, zulme maruz bırakılanların korunması ve bırakanların gerektiği şekilde cezalandırılması için devletlere yol haritası çizen uluslararası bir uzlaşma metnidir.
Devletler İstanbul Sözleşmesini imzalayarak özellikle kadınlar ve çocukların hayatlarını korumak için bir söz vermiş olurlar. İstanbul Sözleşmesi, imzacı devletlere tanımlayıp çerçevesini çizdiği şiddetin her çeşidine karşı yasal tedbir alma yükümlülüğünü, bu sözleşmeye ilişkin düzenlemeleri ve vakaları raporlama zorunluluğu getirmektedir. Sözleşmenin taraf ülkelerce uygulanıp uygulanmadığını denetleyen GREVIO mekanizmasının ilk başkanlığını iki dönem 2015-2019 yılları arasında Prof. Dr. Feride ACAR yapmıştır. Hala Prof. Dr. Aşkın ASAN (Ak Parti önceki dönem Ankara Milletvekili) GREVIO’ da Türkiye’nin aday gösterdiği uzman olarak görev yapmaktadır.
İstanbul Sözleşmesi,“kadına yönelik şiddet” ve “ev içi şiddet” mağdurlarını kapsamaktadır (m.3/e). “Mağdur”, 3.maddenin a ve b bentlerinde tanımı yapılan, “kadına yönelik şiddet” ve “ev içi şiddete” maruz kalan herhangi bir kimse anlamına gelir (m.3/e).Kız çocukları dahil, yalnızca kadınlar, kadınlara yönelik şiddet mağduru olabilmesine rağmen, erkekler ve oğlan çocukları da ev içi şiddet mağduru olabilirler. Dolayısıyla Sözleşme, ev içi şiddet mağduru olan yaşı ne olursa olsun (çocuk, genç, yetişkin, yaşlı) kadın ve erkek herkesi, ev dışında ise şiddet mağduru olan kadınları kapsamaktadır.
Gerek İstanbul sözleşmesi gerek sözleşmeye paralel iç hukuk düzenlemesi olan 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesi Kanunu’na karşı uzun süredir asılsız, çarpıtılmış iddialar ileri sürülmektedir. Oysa toplumların ahlaki, hukuki ve etik açıdan gerektiği gibi olmalarına yol haritası olan bu düzenlemeler devletler ve toplumlar tarafından sonuna kadar desteklenip uygulanmalıdırlar. Tüm bu düzenlemeler çarpıtıldığı gibi ‘aile yapısını bozan, nafaka yükümlülüğü getiren, ailenin dağılmasını ve boşanmaları teşvik edici, eşcinselliğe özendirici’ olmayıp tam tersi sağlıklı bir ortamda gerektiği gibi büyüyen çocuklar ve toplumda kadının bir birey olarak olması gereken şekilde eşit ve özgür bireyler olarak hayatını idame ettirmesini sağlayan ve amaçlayan düzenlemelerdir. Aileleri ve toplumları parçalayan temel olgular şiddet ve eşitsizliklerdir. Şiddetin ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin engellenmesi toplumları daha sağlıklı, daha huzurlu, daha gelişmiş ve ekonomik açıdan dahi daha güçlü hale getirir.
Maalesef ki ülkemizde 2018 yılında 440, 2019 yılında 474, 2020 yılında bugüne kadar temmuz 2020 dahil 183 kadın cinayeti ve 98 şüpheli kadın ölümü, sadece temmuz ayında 36 kadın cinayeti işlendiği tartışmasızken istatistiklere yansımayan şüpheli kadın ölümlerini de eklediğimizde neredeyse günde 3 kadın öldürülüyorken, bilindiği kadarı ile yılda 28.360 çocuk istismarı yaşanır iken sözleşmenin daha etkin şekilde uygulanmasının değil de kaldırılmasının gündemde olması devletin kadına yönelik şiddeti önleme görevini terk etmesi anlamına gelmektedir. Sözleşmeden çekilmek, sözleşmenin referans aldığı ve Türkiye’nin de taraf olduğu tüm temel insan hakları belgelerini de tartışmalı hale getirmek anlamına gelecektir.
Türkiye Devleti’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesi Anayasa’daki eşitlik ilkesinden, şiddeti önlemek ve maruz bırakılanları korumakla ilişkili diğer yasalardan vazgeçildiğinin, devlet olarak kadın erkek eşitliği ve kadına karşı şiddeti önleme politikasını terk ederek kadın ve çocukları ateşe attığını tüm dünyaya ilan etmesi anlamına gelecektir.
Gerek İktidar gerekse muhalefet partilerinin el birliği ile İstanbul Sözleşmesi’ne sahip çıkıp gereklerini yerine getirmesi gerekmektedir. Ülkemizde her gün yaşanılan bu istismar ve şiddet vakalarının artık durdurulması için önlemler alınıp uygulamalar yapılmalıdır. Daha sağlıklı, daha gelişmiş bir toplum için devletin bu kanayan yarayı artık durdurması mecburidir.
Biz Balkan Camiası, Balkan Dernekleri ve Kadın Hakları Savunucu Sivil Toplum Kuruluşları olarak annelerimizin, kız kardeşlerimizin, eşlerimizin, çocuklarımızın ve torunlarımızın şiddete ve istismara maruz kalmasına ve bu zulmü yapanların hak ettiği gibi cezalandırılmamasına göz yummayacağız. Tüm Kadınlarımızın ve çocuklarımızın hak ettikleri gibi sağlıklı hayatlar yaşamaları ve toplumda hak ettikleri yerlerde olmaları için her zaman yanlarında olup, eşit ve şiddetsiz bir toplum için direneceğiz.
KATILIMCI KURULUŞLAR
Balkan İstişare Kurulu,
Atatürkçü Düşünce Derneği İzmir Şubeleri,
Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği İzmir Şubesi,
Buca Rumeli Balkan Göçmenleri Kültür Ve Dayanışma Derneği,
Buca Rumeli Göçmenleri Eğitim Kültür Ve Dayanışma Derneği,
Bornova Balkan Türkleri Kültür Ve Dayanışma Derneği,
Bornova Selanikliler Kültür Ve Dayanışma Derneği,
Ege Balkan Rumeli Dernekleri Federasyonu,
Ege Kadın Buluşması Platformu ,
Eşitlik İçin Kadın Platformu,
Tülay Aktaş Gönüllü Kuruluşlar Güçbirliği,
İzmir Balkan Dernekleri Federasyonu,
İzmir Kadın Kuruluşları Birliği,
Ege Balkan Türkleri Federasyonu,
İzmir Makedonya Sarovalılar Kültür Ve Dayanışma Derneği,
Türkiye Bosna Hersek Kültür Dernekleri Federasyonu,
İzmir Trakyalılar Kültür ve Dayanışma Derneği,
İzmir Rumeli Sancak Kültür ve Dayanışma Derneği,
MAK-GÖÇ Makedonya Göçmenleri Kültür ve Dayanışma Derneği,
İzmir Çağdaş Balkan Kadınları Derneği,
İzmir Gültepe Makedonya Göçmenleri Kültür Ve Dayanışma Derneği,
Rumeli Vardar Kültürünü Yaşatma Derneği,
İzmir Folklor Gençlik ve Spor Kulübü Derneği,
Uçan Süpürge Vakfı,
İzmir Giritliler Derneği,
İzmir Rumeli Kadınları Derneği,
İzmir Kent Konseyi,
İzmir Meme Kanseriyle Savaşım Derneği,
Karşıyaka Balkan Kadınları Derneği,
Karşıyaka Makedonya Göçmenleri Kültür Ve Dayanışma Derneği,
Uluslar arası Kadınlar Dayanışma Derneği,
Lozan Mübadilleri Vakfı Ege Bölge Temsilciliği,
Selanik Türkleri Ve Buca Yaylacıklılar Eğitim Kültür Ve Dayanışma Derneği ,
Uluslararası Balkan Yazarları Araştırma Ve Kültür Derneği,
USAYİD (Uluslararası Stratejik Analiz Yönetişim İnovasyon Düşünce Derneği),
Vatra Arnavut Kültür Derneği İstanbul
Selçuk (Ephesus) Rumeli Göçmenleri Dayanışma Derneği,
İzmir Bosna Sancak Kültür ve Yardımlaşma Derneği,
Ege Makedonya Göçmenleri Kültür ve Dayanışma Derneği,
Türk Kültür ve Sanat Derneği
Uluslar arası Balkan ve Türk İş Dünyası Derneği,
Menemen Balkan ve Rumeli Kültür Dayanışma Derneği,
İzmir Makedonya Göçmenleri Kültürünü Yaşatma ve Dayanışma Derneği,
Cumhuriyet Kadınları Derneği Güzelbahçe Şubesi,
Torbalı Rumeli Balkan Göçmenleri Derneği,
Sasalı Sosyal Dayanışma ve Geliştirme Derneği,
Türk Anneler Derneği İzmir Şubesi,
Türk Kadınlar Birliği Ege Bölgesi Şubeleri,
Konak Kültür ve Dayanışma Platformu,
İzmir Yörükler Derneği Kadın Kolları,
İzmir Kadın Dünyası Derneği,
Dereköy Kadınları Destekleme Derneği,
Biz Varız Makedonya Göçmenleri Derneği,
Kadınca Yaşam Derneği,
Yakaköy Kalkındırma ve Tanıtma Derneği,
Buca Genç Rumeli Kanatlar ve Civar Köyleri Eğitim Kültür Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği,
Ege Pomakları Kültür ve Dayanışma Derneği,
KADER İzmir Şubesi,
Kars Ardahan Dernekleri Federasyonu,
Ege Bölgesi Karadenizli Kadınlar Derneği,
Kadın Gücü Derneği Bayraklı Şubesi,
Kadın Gücü Derneği Genel Merkezi,
Karşıya Kent Konseyi Kadın Meclisi,
Beşkardeşler Kültür ve Dayanışma Derneği,
Seydi köylülüer Kültür ve Dayanışma Derneği,
Çamerya Arnavutları Derneği,
Bornova Arnavutlar Kültür ve Dayanışma Derneği,
Yeni Kuşak Köy Enstitüleri Derneği,
Diyarbakır Türkmenleri Derneği,
Karşıyaka Kent Konseyi,
Karşıyaka Balkan Platformu,
Beydili Kültürünü Tantma ve Yaşatma Derneği,
Ahmetli Köyü Yörük Kültürü Derneği
“Toplumsal cinsiyet” kavramının tanımını yapan ilk uluslar arası belge olarak da bilinen İstanbul Sözleşmesi, kadınlar ve çocuklar başta olmak üzere ayrım göstermeksizin, göçmen ve sığınmacı kadınlar da dahil, bir insanın cinsiyeti üzerinden zulme maruz bırakılmasının önlenmesi, zulme maruz bırakılanların korunması ve bırakanların gerektiği şekilde cezalandırılması için devletlere yol haritası çizen uluslararası bir uzlaşma metnidir.
Devletler İstanbul Sözleşmesini imzalayarak özellikle kadınlar ve çocukların hayatlarını korumak için bir söz vermiş olurlar. İstanbul Sözleşmesi, imzacı devletlere tanımlayıp çerçevesini çizdiği şiddetin her çeşidine karşı yasal tedbir alma yükümlülüğünü, bu sözleşmeye ilişkin düzenlemeleri ve vakaları raporlama zorunluluğu getirmektedir. Sözleşmenin taraf ülkelerce uygulanıp uygulanmadığını denetleyen GREVIO mekanizmasının ilk başkanlığını iki dönem 2015-2019 yılları arasında Prof. Dr. Feride ACAR yapmıştır. Hala Prof. Dr. Aşkın ASAN (Ak Parti önceki dönem Ankara Milletvekili) GREVIO’ da Türkiye’nin aday gösterdiği uzman olarak görev yapmaktadır.
İstanbul Sözleşmesi,“kadına yönelik şiddet” ve “ev içi şiddet” mağdurlarını kapsamaktadır (m.3/e). “Mağdur”, 3.maddenin a ve b bentlerinde tanımı yapılan, “kadına yönelik şiddet” ve “ev içi şiddete” maruz kalan herhangi bir kimse anlamına gelir (m.3/e).Kız çocukları dahil, yalnızca kadınlar, kadınlara yönelik şiddet mağduru olabilmesine rağmen, erkekler ve oğlan çocukları da ev içi şiddet mağduru olabilirler. Dolayısıyla Sözleşme, ev içi şiddet mağduru olan yaşı ne olursa olsun (çocuk, genç, yetişkin, yaşlı) kadın ve erkek herkesi, ev dışında ise şiddet mağduru olan kadınları kapsamaktadır.
Gerek İstanbul sözleşmesi gerek sözleşmeye paralel iç hukuk düzenlemesi olan 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesi Kanunu’na karşı uzun süredir asılsız, çarpıtılmış iddialar ileri sürülmektedir. Oysa toplumların ahlaki, hukuki ve etik açıdan gerektiği gibi olmalarına yol haritası olan bu düzenlemeler devletler ve toplumlar tarafından sonuna kadar desteklenip uygulanmalıdırlar. Tüm bu düzenlemeler çarpıtıldığı gibi ‘aile yapısını bozan, nafaka yükümlülüğü getiren, ailenin dağılmasını ve boşanmaları teşvik edici, eşcinselliğe özendirici’ olmayıp tam tersi sağlıklı bir ortamda gerektiği gibi büyüyen çocuklar ve toplumda kadının bir birey olarak olması gereken şekilde eşit ve özgür bireyler olarak hayatını idame ettirmesini sağlayan ve amaçlayan düzenlemelerdir. Aileleri ve toplumları parçalayan temel olgular şiddet ve eşitsizliklerdir. Şiddetin ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin engellenmesi toplumları daha sağlıklı, daha huzurlu, daha gelişmiş ve ekonomik açıdan dahi daha güçlü hale getirir.
Maalesef ki ülkemizde 2018 yılında 440, 2019 yılında 474, 2020 yılında bugüne kadar temmuz 2020 dahil 183 kadın cinayeti ve 98 şüpheli kadın ölümü, sadece temmuz ayında 36 kadın cinayeti işlendiği tartışmasızken istatistiklere yansımayan şüpheli kadın ölümlerini de eklediğimizde neredeyse günde 3 kadın öldürülüyorken, bilindiği kadarı ile yılda 28.360 çocuk istismarı yaşanır iken sözleşmenin daha etkin şekilde uygulanmasının değil de kaldırılmasının gündemde olması devletin kadına yönelik şiddeti önleme görevini terk etmesi anlamına gelmektedir. Sözleşmeden çekilmek, sözleşmenin referans aldığı ve Türkiye’nin de taraf olduğu tüm temel insan hakları belgelerini de tartışmalı hale getirmek anlamına gelecektir.
Türkiye Devleti’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesi Anayasa’daki eşitlik ilkesinden, şiddeti önlemek ve maruz bırakılanları korumakla ilişkili diğer yasalardan vazgeçildiğinin, devlet olarak kadın erkek eşitliği ve kadına karşı şiddeti önleme politikasını terk ederek kadın ve çocukları ateşe attığını tüm dünyaya ilan etmesi anlamına gelecektir.
Gerek İktidar gerekse muhalefet partilerinin el birliği ile İstanbul Sözleşmesi’ne sahip çıkıp gereklerini yerine getirmesi gerekmektedir. Ülkemizde her gün yaşanılan bu istismar ve şiddet vakalarının artık durdurulması için önlemler alınıp uygulamalar yapılmalıdır. Daha sağlıklı, daha gelişmiş bir toplum için devletin bu kanayan yarayı artık durdurması mecburidir.
Biz Balkan Camiası, Balkan Dernekleri ve Kadın Hakları Savunucu Sivil Toplum Kuruluşları olarak annelerimizin, kız kardeşlerimizin, eşlerimizin, çocuklarımızın ve torunlarımızın şiddete ve istismara maruz kalmasına ve bu zulmü yapanların hak ettiği gibi cezalandırılmamasına göz yummayacağız. Tüm Kadınlarımızın ve çocuklarımızın hak ettikleri gibi sağlıklı hayatlar yaşamaları ve toplumda hak ettikleri yerlerde olmaları için her zaman yanlarında olup, eşit ve şiddetsiz bir toplum için direneceğiz.
KATILIMCI KURULUŞLAR
Balkan İstişare Kurulu,
Atatürkçü Düşünce Derneği İzmir Şubeleri,
Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği İzmir Şubesi,
Buca Rumeli Balkan Göçmenleri Kültür Ve Dayanışma Derneği,
Buca Rumeli Göçmenleri Eğitim Kültür Ve Dayanışma Derneği,
Bornova Balkan Türkleri Kültür Ve Dayanışma Derneği,
Bornova Selanikliler Kültür Ve Dayanışma Derneği,
Ege Balkan Rumeli Dernekleri Federasyonu,
Ege Kadın Buluşması Platformu ,
Eşitlik İçin Kadın Platformu,
Tülay Aktaş Gönüllü Kuruluşlar Güçbirliği,
İzmir Balkan Dernekleri Federasyonu,
İzmir Kadın Kuruluşları Birliği,
Ege Balkan Türkleri Federasyonu,
İzmir Makedonya Sarovalılar Kültür Ve Dayanışma Derneği,
Türkiye Bosna Hersek Kültür Dernekleri Federasyonu,
İzmir Trakyalılar Kültür ve Dayanışma Derneği,
İzmir Rumeli Sancak Kültür ve Dayanışma Derneği,
MAK-GÖÇ Makedonya Göçmenleri Kültür ve Dayanışma Derneği,
İzmir Çağdaş Balkan Kadınları Derneği,
İzmir Gültepe Makedonya Göçmenleri Kültür Ve Dayanışma Derneği,
Rumeli Vardar Kültürünü Yaşatma Derneği,
İzmir Folklor Gençlik ve Spor Kulübü Derneği,
Uçan Süpürge Vakfı,
İzmir Giritliler Derneği,
İzmir Rumeli Kadınları Derneği,
İzmir Kent Konseyi,
İzmir Meme Kanseriyle Savaşım Derneği,
Karşıyaka Balkan Kadınları Derneği,
Karşıyaka Makedonya Göçmenleri Kültür Ve Dayanışma Derneği,
Uluslar arası Kadınlar Dayanışma Derneği,
Lozan Mübadilleri Vakfı Ege Bölge Temsilciliği,
Selanik Türkleri Ve Buca Yaylacıklılar Eğitim Kültür Ve Dayanışma Derneği ,
Uluslararası Balkan Yazarları Araştırma Ve Kültür Derneği,
USAYİD (Uluslararası Stratejik Analiz Yönetişim İnovasyon Düşünce Derneği),
Vatra Arnavut Kültür Derneği İstanbul
Selçuk (Ephesus) Rumeli Göçmenleri Dayanışma Derneği,
İzmir Bosna Sancak Kültür ve Yardımlaşma Derneği,
Ege Makedonya Göçmenleri Kültür ve Dayanışma Derneği,
Türk Kültür ve Sanat Derneği
Uluslar arası Balkan ve Türk İş Dünyası Derneği,
Menemen Balkan ve Rumeli Kültür Dayanışma Derneği,
İzmir Makedonya Göçmenleri Kültürünü Yaşatma ve Dayanışma Derneği,
Cumhuriyet Kadınları Derneği Güzelbahçe Şubesi,
Torbalı Rumeli Balkan Göçmenleri Derneği,
Sasalı Sosyal Dayanışma ve Geliştirme Derneği,
Türk Anneler Derneği İzmir Şubesi,
Türk Kadınlar Birliği Ege Bölgesi Şubeleri,
Konak Kültür ve Dayanışma Platformu,
İzmir Yörükler Derneği Kadın Kolları,
İzmir Kadın Dünyası Derneği,
Dereköy Kadınları Destekleme Derneği,
Biz Varız Makedonya Göçmenleri Derneği,
Kadınca Yaşam Derneği,
Yakaköy Kalkındırma ve Tanıtma Derneği,
Buca Genç Rumeli Kanatlar ve Civar Köyleri Eğitim Kültür Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği,
Ege Pomakları Kültür ve Dayanışma Derneği,
KADER İzmir Şubesi,
Kars Ardahan Dernekleri Federasyonu,
Ege Bölgesi Karadenizli Kadınlar Derneği,
Kadın Gücü Derneği Bayraklı Şubesi,
Kadın Gücü Derneği Genel Merkezi,
Karşıya Kent Konseyi Kadın Meclisi,
Beşkardeşler Kültür ve Dayanışma Derneği,
Seydi köylülüer Kültür ve Dayanışma Derneği,
Çamerya Arnavutları Derneği,
Bornova Arnavutlar Kültür ve Dayanışma Derneği,
Yeni Kuşak Köy Enstitüleri Derneği,
Diyarbakır Türkmenleri Derneği,
Karşıyaka Kent Konseyi,
Karşıyaka Balkan Platformu,
Beydili Kültürünü Tantma ve Yaşatma Derneği,
Ahmetli Köyü Yörük Kültürü Derneği
FACEBOOK YORUMLAR