SİYASÎ İNFAZ Prof. Dr. Türk
“Bu gün TBMM Genel Kurulunda Anayasa Mahkemesi’nce verilen kararlar dikkate alınmaksızın, Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nce Hatay milletvekili Atalay hakkında hukuka aykırı biçimde yapılan bir yargılama sonunda verilmiş mahkûmiyet kararının okutularak üyeliğinin düşürülmesi Anayasa’ya aykırıdır. Anayasa’nın 84. maddesinin II. fıkrasında milletvekilliğinin düşmesi için öngörülen ‘kesin hüküm giyme’ konusunda yanlış bir uygulama yapılmıştır.”
31 Ocak 2024 - 00:40
14 Mayıs 2023 milletvekili genel seçiminde TİP adayı olarak Hatay Milletvekili seçilen Şerafettin Can Atalay hakkında daha önce Taksim Yayalaştırma Projesi’ni protesto etmek amacıyla 28 Mayıs-30 Ağustos 2013 tarihleri arasında Gezi Parkı’nda düzenlenen eylemlerin ülke çapında kitlesel şiddet olaylarına dönüşmesi nedeniyle Türk Ceza Kanunu’nun 312. maddesinde yazılı “Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs” suçuna “yardım” ettiği gerekçesiyle İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nce verilen mahkûmiyet kararının onanmasına ilişkin Yargıtay 3. Ceza Dairesi kararının bu gün TBMM Genel Kurulunun bilgisine sunulmasıyla üyelik sıfatı düşürüldü. Bu konuda eski Adalet Bakanı Prof. Dr. Hikmet Sami Türk yazılı bir değerlendirme yaptı:
“Yapılan uygulama siyasî bir infazdır. Kendisine karşı açılmış olan dava istinaftan geçerek Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nde temyiz incelemesinde iken milletvekili seçilen Şerafettin Can Atalay hakkındaki mahkûmiyet hükmü 28.9.2023 tarihinde kesinleşmiştir. Bu, 14 Mayıs 2023 milletvekili genel seçiminde milletvekili seçilen Atalay hakkındaki yargılama sürecinin Anayasa’nın 83. maddesinin II. fıkrasına aykırı olarak, yani Türkiye Büyük Millet Meclisi’nce yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına karar verilmeksizin 4.5 ay daha devam ettirilmiş, dolayısıyla bu konudaki Anayasa hükümlerinin çiğnenmiş olması demektir.
Bu konuda Anayasa Mahkemesi’nin Atalay’ın Anayasa’nın 148. maddesi uyarınca yaptığı bireysel başvurular üzerine verdiği iki kararı var. Anayasa Mahkemesi, 25.10.2023 tarihli ilk kararının gereğinin yerine getirilmemesi, temyiz mercii olan Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin ilk derece mahkemesi yerine geçerek 8.11.2023 tarihinde bu karara UYULMAMASINA oybirliği ile karar vermesi üzerine, 21.12.2023 tarihinde yeni bir karar verdi. Bu Kararın ‘VII. HÜKÜM’ fıkrasının hak ihlâllerine ve bunların ortadan kaldırılmasına ilişkin bentleri şöyledir:
‘…
B. 1. Anayasa’nın 148. maddesinde güvence altına alınan bireysel başvuru hakkının İHLÂL EDİLDİĞİNE OYBİRLİĞİYLE,
2. Anayasa’nın 67. maddesinde güvence altına alınan seçilme ve siyasî faaliyette bulunma hakkı ile Anayasa’nın 19. maddesinde güvence altına alınan kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının İHLÂL EDİLDİĞİNE … OYÇOKLUĞUYLA,
C. Kararın bir örneğinin Anayasa Mahkemesinin icra edilmemiş olan Şerafettin Can Atalay (2) kararı ile eldeki başvuruya ilişkin Şerafettin Can Atalay (3) kararında tespit edilen hak ihlâllerinin ortadan kaldırılmasına yönelik olarak İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince başvurucunun yeniden yargılanmasına başlanması, mahkûmiyet hükmünün infazının durdurulması, ceza infaz kurumundan tahliyesinin sağlanması ve yeniden yapılacak yargılamada durma kararı verilmesi şeklindeki işlemlerin yerine getirilmesi için anılan mahkemeye (E.2021/178) GÖNDERİLMESİNE OY-BİRLİĞİYLE,
…
G. Kararın bir örneğinin bilgi için ve ilgileri nedeniyle Türkiye Büyük Millet Meclisine, Adalet Bakanlığına ve Hâkimler ve Savcılar Kuruluna GÖNDERİLME-SİNE 21.12.2023 tarihinde karar verildi.’
Yargıtay 3. Ceza Dairesi, 3.1.2024 tarihinde Anayasa Mahkemesi’nin bu kararlarına UYULMASINA YER OLMADIĞINA, Şerafettin Can Atalay hakkında verilen kararın bir örneğinin gereğinin takdir ve ifası için TBMM Başkanlığına GÖNERİLMESİNE oybirliği ile karar verdi.
Oysa Anayasa’nın 153. maddesinin VI. fıkrasına göre; ‘Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlar.’
Dolayısıyla Anayasa Mahkemesi’nce Şerafettin Can Atalay hakkında verilen kararlara uymayan Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin bu konudaki kararları Anayasa’ya aykırıdır. Bu gün TBMM Genel Kurulunda Anayasa Mahkemesi’nce verilen kararlar dikkate alınmaksızın, Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nce Hatay milletvekili Atalay hakkında hukuka aykırı biçimde yapılan bir yargılama sonunda verilmiş mahkûmiyet kararının okutularak üyeliğinin düşürülmesi Anayasa’ya aykırıdır. Anayasa’nın 84. maddesinin II. fıkrasında milletvekilliğinin düşmesi için öngörülen ‘kesin hüküm giyme’ konusunda yanlış bir uygulama yapılmıştır.
Anayasa’nın 85. maddesinde ‘İptal istemi’ konusunda 84. maddenin II. fıkrasına yapılan bir yollama yok. Bu durumda hâlen tutuklu Atalay vekillerinin Anayasa Mahkemesi’ne ‘Anayasa’nın 67. maddesinde güvence altına alınan seçilme ve siyasî faaliyette bulunma haklarının ihlâl edildiğine’ ilişkin yeni bir bireysel başvuru yapması, sorunun çözümünü sağlayabilecek tek yol olarak görünüyor.”
(30.1.2024)
“Yapılan uygulama siyasî bir infazdır. Kendisine karşı açılmış olan dava istinaftan geçerek Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nde temyiz incelemesinde iken milletvekili seçilen Şerafettin Can Atalay hakkındaki mahkûmiyet hükmü 28.9.2023 tarihinde kesinleşmiştir. Bu, 14 Mayıs 2023 milletvekili genel seçiminde milletvekili seçilen Atalay hakkındaki yargılama sürecinin Anayasa’nın 83. maddesinin II. fıkrasına aykırı olarak, yani Türkiye Büyük Millet Meclisi’nce yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına karar verilmeksizin 4.5 ay daha devam ettirilmiş, dolayısıyla bu konudaki Anayasa hükümlerinin çiğnenmiş olması demektir.
Bu konuda Anayasa Mahkemesi’nin Atalay’ın Anayasa’nın 148. maddesi uyarınca yaptığı bireysel başvurular üzerine verdiği iki kararı var. Anayasa Mahkemesi, 25.10.2023 tarihli ilk kararının gereğinin yerine getirilmemesi, temyiz mercii olan Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin ilk derece mahkemesi yerine geçerek 8.11.2023 tarihinde bu karara UYULMAMASINA oybirliği ile karar vermesi üzerine, 21.12.2023 tarihinde yeni bir karar verdi. Bu Kararın ‘VII. HÜKÜM’ fıkrasının hak ihlâllerine ve bunların ortadan kaldırılmasına ilişkin bentleri şöyledir:
‘…
B. 1. Anayasa’nın 148. maddesinde güvence altına alınan bireysel başvuru hakkının İHLÂL EDİLDİĞİNE OYBİRLİĞİYLE,
2. Anayasa’nın 67. maddesinde güvence altına alınan seçilme ve siyasî faaliyette bulunma hakkı ile Anayasa’nın 19. maddesinde güvence altına alınan kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının İHLÂL EDİLDİĞİNE … OYÇOKLUĞUYLA,
C. Kararın bir örneğinin Anayasa Mahkemesinin icra edilmemiş olan Şerafettin Can Atalay (2) kararı ile eldeki başvuruya ilişkin Şerafettin Can Atalay (3) kararında tespit edilen hak ihlâllerinin ortadan kaldırılmasına yönelik olarak İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince başvurucunun yeniden yargılanmasına başlanması, mahkûmiyet hükmünün infazının durdurulması, ceza infaz kurumundan tahliyesinin sağlanması ve yeniden yapılacak yargılamada durma kararı verilmesi şeklindeki işlemlerin yerine getirilmesi için anılan mahkemeye (E.2021/178) GÖNDERİLMESİNE OY-BİRLİĞİYLE,
…
G. Kararın bir örneğinin bilgi için ve ilgileri nedeniyle Türkiye Büyük Millet Meclisine, Adalet Bakanlığına ve Hâkimler ve Savcılar Kuruluna GÖNDERİLME-SİNE 21.12.2023 tarihinde karar verildi.’
Yargıtay 3. Ceza Dairesi, 3.1.2024 tarihinde Anayasa Mahkemesi’nin bu kararlarına UYULMASINA YER OLMADIĞINA, Şerafettin Can Atalay hakkında verilen kararın bir örneğinin gereğinin takdir ve ifası için TBMM Başkanlığına GÖNERİLMESİNE oybirliği ile karar verdi.
Oysa Anayasa’nın 153. maddesinin VI. fıkrasına göre; ‘Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlar.’
Dolayısıyla Anayasa Mahkemesi’nce Şerafettin Can Atalay hakkında verilen kararlara uymayan Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin bu konudaki kararları Anayasa’ya aykırıdır. Bu gün TBMM Genel Kurulunda Anayasa Mahkemesi’nce verilen kararlar dikkate alınmaksızın, Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nce Hatay milletvekili Atalay hakkında hukuka aykırı biçimde yapılan bir yargılama sonunda verilmiş mahkûmiyet kararının okutularak üyeliğinin düşürülmesi Anayasa’ya aykırıdır. Anayasa’nın 84. maddesinin II. fıkrasında milletvekilliğinin düşmesi için öngörülen ‘kesin hüküm giyme’ konusunda yanlış bir uygulama yapılmıştır.
Anayasa’nın 85. maddesinde ‘İptal istemi’ konusunda 84. maddenin II. fıkrasına yapılan bir yollama yok. Bu durumda hâlen tutuklu Atalay vekillerinin Anayasa Mahkemesi’ne ‘Anayasa’nın 67. maddesinde güvence altına alınan seçilme ve siyasî faaliyette bulunma haklarının ihlâl edildiğine’ ilişkin yeni bir bireysel başvuru yapması, sorunun çözümünü sağlayabilecek tek yol olarak görünüyor.”
(30.1.2024)
FACEBOOK YORUMLAR