SİNEMAYI ÖĞRENMENİN YAPI TAŞLARINI OLUŞTURAN KİTAPLAR

Ayrıntı Yayınları, Sinema Dizisi kapsamında, sinemayı öğrenmenin yapı taşlarını örmeye odaklanan kitapları okurlarla buluşturuyor. Hem üniversitelerde eğitime kaynak olan hem de konunun meraklılarına teorik ve pratik yön çizebilecek bir sinema kitaplığı oluşturmayı hedefleyen Ayrıntı Yayınları, sinemaya ışık tutan kitaplarından yaz tatili için özel bir seçki oluşturdu.

SİNEMAYI ÖĞRENMENİN YAPI TAŞLARINI OLUŞTURAN KİTAPLAR
19 Temmuz 2023 - 19:33
Seçkide yer alan kitaplar
sinemada kurgudan belgesel yapım sürecine, sinema teorisinin tarihinden
Hollywood sinemasının politik yönelimlerle ilişkilerine kadar yedinci sanatla ilgili
geniş perspektifli okumalar yapma imkânı sunuyor. Ayrıntı Yayınları’nın tüm
kitapları, raflarda ve internet satış sitelerinde!

Sinemada Ritimlerin Kurgusu
Karen Pearlman
Sinemada Ritimlerin Kurgusu sinemanın en görünmez ama temel
alanlarından olan kurgu üzerine ender çalışmalardan biri.
“Kurgucu, dünyanın ritmik bilgisini biriktiren bir varlıktır” diyen yazar, film
çalışmasının kalbinde yer alan kurgu pratiğinin sırlarını anlatıyor. Bir
kurgucu olarak kendi deneyimlerini ve geniş kaynak taramalarından biriktirdiklerini
aktarırken bunu, sinema tarihinden seçtiği pek çok sahne ve sekans üzerinde yaptığı
çözümlemelerle uygulamalı bir biçimde zenginleştiriyor.

Pearlman’ın çalışması zaman, mekân, akış, hareket, birlikte salınma, cümleleme, sine-
cümle gibi kavramsal tartışmalarla birlikte yönetmenlerin, akımların, dans koreografisinin,
müzikal kompozisyonun kronolojisini de katederek farklı bir sinema tarihine de ulaşıyor.
İçerdiği tartışmanın teknik doğasının ritmini tıpkı film kurgular gibi bir sinema tarih-yazımı
metodolojisi de öneriyor.

Ritimler üzerine çalışma, yaşamın ve yaşamın kaydedilmiş görüntüsünün ritminin nasıl
alımlandığı, izleyicinin seyir sürecine hangi biçimlerde dahil olduğu üzerine koşut bir
tarihçe de sunuyor. Gilles Deleuze’ün “Sinemanın ruh ve düşünceyle ittifak oluşturması,
beden yoluyla gerçekleşir” saptamasının yardımı ile kurgucunun ön-bedene dönüşme
sürecini, bedenin ve dünyanın ritimlerinin senkronizasyonuna ulaşarak elde ettiği bir
“hikâyeyi” anlatıyor…

Sancılı bir hikâye: Kurgu masasında “kesip biçerken” aynı zamanda yönetmenin,
senaryonun, izleyicinin beklentileri ve hayalleri tarafından “kesilip biçilen” kurgucunun
bedeni… Pearlman bu bedenin, Eisenstein çizgisini izleyerek fiziksel düşünmeden,
kinestetik empatiden yola çıktığını iddia ediyor.

Sinemada Ritimlerin Kurgusu kurgunun ve onu inşa eden ritmin kavranması açısından
bir başucu kitabı.



Bir Belgeseli Gerçekleştirmek
Michael Rabiger
Bir Belgeseli Gerçekleştirmek, kendi çalışmalarınızın gelişimine katkıda
bulunacak, zaman aşırı ilkeler sunan, form üzerine kusursuz ve kapsamlı
bir çalışma. Belgesel yapmaya hevesli olanlar kadar halihazırda belgesel
yönetmenleri için de ideal olanı araştıran Bir Belgeseli Gerçekleştirmek,
teorik olduğu kadar pratik açıdan da üretimin ve yeniden-üretimin tüm
safhalarını mercek altına almakta: projeler, çekim pratikleri, fikir geliştirme süreçleri
kitabın dokusunu oluşturmakta. Belgesel yapım sürecindeki hem kurucu temelleri hem
de ileri meseleleri tartışan kitap, belgesel yapımına uygun bir fikri araştırmak ve bu fikri
parlatmak, bir ekipman geliştirmek, belgesel için gerekli olan ekibi yönetmek, çekim
sırasında kontrolü kaybetmemek gibi türlü ince ayrıntıyı da içeren muazzam bir metin…
“Bu kitabı ziyadesiyle değerli kılan şey yazarın durmaksızın kendi sanatının felsefi
temellerini araştırması ve bu esnada film yapım sürecinin teknik kısımlarını asla
yitirmemesidir…”


-Jonathan Luskin, Flying Moose Pictures, San Francisco
“Bu kitabın en kuvvetli tarafı yaratıcı bir hikâye anlatıcılığı olarak belgesel film yapımcılığı
üzerinde durması… Kitap, genç film yapımcılarına pazardaki herhangi bir başlıktan çok
daha fazla etik bir temel sunmaktadır.”

-Phil Hopper, Fordham Üniversitesi
“Zekice ve ustaca kaleme alınmış olan Bir Belgeseli Gerçekleştirmek, her belgesel
yapımcısının kitaplığında kendine önemli bir yer bulacak bir kitap…”
–Videomaker Dergisi




Sinema Teorisine Giriş
Robert Stam
Sinema Teorisine Giriş, “sinema yüzyılı” boyunca sinema teorisinin
tarihini anlatıyor. Kitap, Vachel Lindsay ve Hugo Munsterberg gibi sessiz
dönem teorisyenlerinden yola çıkıp, sinema teorisi ve kültürel
çalışmalardaki son gelişmelere (bilişsel teori, Deleuze, Queer teorisi,
postkolonyal teori, dijital teori) kadar uzanıyor. Dünya sinemasını
bütünsel olarak ele alan bu kitap, Fransa, Almanya, Rusya, İtalya, İngiltere, Amerika
Birleşik Devletleri, Meksika, Brezilya ve Arjantin gibi ülkelerdeki gelişmeleri irdelemekle
kalmıyor, bu gelişmeler arasındaki bağlantıları da açıklıyor.

Sinema teorisine heyecanlı ve kışkırtıcı bir giriş olmanın yanı sıra, birçok farklı disiplini;
ama özellikle de gerçekçilik, görüngübilim, anlatı, bakış açısı, semiyoloji, feminizm,
kolonyalizm, psikanaliz ve çokkültürlülük gibi konuları işleyen bu kitap sinema ve
edebiyat öğrencileri ve akademisyenler için de vazgeçilmez bir kaynak niteliği taşıyor.
Fikirlerini açık ve net bir şekilde ortaya koyuşuyla haklı bir şöhrete sahip olan Robert
Stam Sinema Teorisine Giriş’te ancak sinema alanında uzmanların vakıf olabileceği
geniş bir kaynak taramasını okura sunmakla kalmıyor, edebiyat eserlerinden yapılan film
uyarlamalarına da kapsamlı bir biçimde değiniyor. Ayrıca edebi eleştirisi ile film eleştirisi
arasındaki benzerlikleri ortaya koyan yazar, sinema teorisi ile tarihsel, sanatsal ve felsefi
akımlar arasındaki ilişkileri de sorguluyor.

Ele aldığı konuları derinlemesine irdeleyen ve bunu anlaşılır bir dille okura sunan Robert
Stam, Sinema Teorisine Giriş’le zengin ve renkli, bir o kadar da karmaşık bir alan olan
sinemanın kapılarını açıyor herkese. Haydi koltuklarınıza oturun, açın kitabı, film
başlıyor…

“Yirminci yüzyılda sinema teorisini şekillendirmiş olan soru ve tartışmaları anlamak
isteyen herkese tavsiye edilebilecek, fevkalade bir sentez. Stam’in çalışması baştan
sona kolay anlaşılır, yararlı ve zekice.”
-Prof. James Naremore, Indiana Üniversitesi



Politik Kamera
Michael Ryan, Douglas Kellner
Politik Kamera, altmışlı yıllardan seksenlerin ortalarına kadar, Hollywood
sinemasının, politik yönelimlerle ilişkilerine bakıyor.

Bu eleştirel bir sinema incelemesi: Karşı kültürden karşı devrime,
liberalizm, sınıf ve etnisite, cinsiyet, korku, militarizm, birey ve toplum,
temsil ve birçok kavram bu kitabın çerçevesini oluşturuyor. Sinema, politika, kültür
zemininde derinlikli bir yaklaşım sözkonusu.

Ryan ve Kellner, altmışların özgürlükçü ve eşitlikçi değerlerle örülü toplumsal
atmosferinden Reagan’ın vahşi kapitalizmine giden yolu, Hollywood sineması üzerinden
kat ediyorlar.

Onlara göre sinema ideolojik üretim açısından vazgeçilmez bir araç. Çünkü sinema
olguları temsilin süzgecinden geçirerek bize bir yapıntı sunar. Sinemada hep temsil
biçimine ilişkin bir tercih yatar. İdeoloji de temsiller üzerinde yükselir; toplumsal kurum ve
değerlerle, cinsiyet rolleriyle, kişisel varoluşumuzla ilgili yapıtaşları böylece oluşturulur.
Dolayısıyla sinema, hâkim ideolojik hegemonyanın yeniden üretimine katkıda
bulunabileceği gibi, alternatif temsiller aracılığıyla onu sarsmayı da amaçlayabilir.
Pek çok Hollywood “hikâyesinde” dayatılan toplumsal arzular, korku ve kaygılar boy
gösteriyor. Muhafazakâr Hollywood sinemasında bolca rağbet edilen metaforik
anlamlandırma biçimi, psikososyal gerilimleri yatıştırmaya yönelik bir boşalım
mekanizması oluşturuyor. Böyle olunca, örneğin, Baba’nın erkeklerini bu kadar “erkek”
yapanın ne olduğu, Şeytan’daki masum kız çocuğunun neden şeytanlaştığı, Jaws’daki
köpek-balığının aslında kime ve neden dehşet saçtığı, Havaalanı ve Yangın Kulesi gibi
filmlerde felaketle birlikte nelerin savuşturulduğu, Kıyamet’te Vietnam’la nasıl
hesaplaşıldığı, Rambo’nun neden şiddete doymadığı üzerinde yeniden düşünmek
gerekiyor.

Patolojik bir eril cinsel kimlikle, bireyci alternatiflerle, seçkin liderlere bağlanmış umutlarla
yüklü, karşılanmamış özlemlerin ve hüsran duygularının saldırgan bir şiddete dönüştüğü
babaerkil muhafazakâr toplumda, imdat çağrılarını görmek için muhafazakâr kültürel
üretimi geri şifrelemek bile çok anlamlı. Ryan ve Kellner, Hollywood’un ideolojik şifrelerini
ustalıklı bir içgörüyle çözerek, bize gerçekte ne olduğunu anlatıyorlar. Muhafazakârlık
sözlüğünde “erkek” ve “kadın” olmanın, özgürlüğün, başarının, doğanın, ailenin,
teknolojinin vb. ne anlama geldiğini merak edenlere ve karşıt, eşitlikçi alternatiflerden
umudunu kesmemiş olanlara…

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum