PROF. DR. MÜHİP KANKO: "GENÇLERİN EVLENMESİNİ İSTİYORSANIZ TOKİ EV VERSİN"
CHP Kocaeli Milletvekili Prof. Dr. Mühip Kanko, “Madem bu kadar samimisiniz, gençlerin yuva kurmasını istiyorsunuz. Gençlere TOKİ üzerinden ev verin onlar da geçim derdi olmadan yuva kursunlar” dedi.
16 Kasım 2023 - 23:01 - Güncelleme: 18 Kasım 2023 - 14:45
Ülkedeki yüksek ev fiyatları ve yüksek kiralar nedeniyle yeni evlenecek gençleri teşvik etmek amacıyla TOKİ aracılığıyla ev verilmesi gerektiğini vurgulayan CHP Kocaeli Milletvekili Prof. Dr. Mühip Kanko, TBMM’de görüşülen Aile ve Gençlik Fonu Kurulması Hakkında Kanun Teklifi üzerine Cumhuriyet Halk Partisi adına yaptığı konuşmada önemli değerlendirmelerde bulundu.
Ülkedeki işsizlik ve kötü ekonomik koşullar nedeniyle gençlerin yaklaşık %80’inin Türkiye’de kalmak istemediğini vurgulayan Kanko, Gençlerde; işsizlik, bunalım, intihara eğilimi ile uyuşturucu kullanımının oldukça arttığını belirtti.
İnsanlarımızı fakirleştiren ve yardımlara muhtaç hale getiren 22 yıllık AKP İktidarını eleştiren Kanko konuşmasında, “Gençlerde işsizliğin hat safhada olduğu, düşük maaşlarla, yüksek ev kirasının, market-pazar fiyatlarının uçtuğu bir ortamda nasıl evlensinleİnsanlar ev kirasını ödeyemiyor. Elektriğini, suyunu, doğalgazını, kredi kartını ödeyemiyor. Market-Pazar ihtiyacını karşılayamıyor! Ülkede yarattığınız kötü ekonomi yüzünden bu yüksek enflasyonda bu pahalılıkta gençler nasıl hayat kursunlar!” dedi.
Kanko TBMM Genel Kurulunda milletvekillerine hitaben yaptığı konuşmada şu ifadelere yer verdi:
“Gençlerle ilgili çalışmalar yapılırken çeşitli yaş grupları belirtilmektedir ancak ben bugün sizlere 15-30 yaş arası gençlerden bahsedeceğim. Yani büyük çoğunluğu AK parti iktidarı döneminde doğmuş gençler. Ülkemizde bugün bu yaş grubunda yaklaşık 20 Milyon genç bulunmaktadır.
Gönül isterdi ki burada İtalya, Almanya, Japonya gibi gençlere verilecek teşvikleri, kültür kartlarını, hibeleri ve destekleri konuşalım…
Onlar gençlerin daha çok spor yapması, daha fazla tiyatroya-sinemaya gitmesi, daha çok kitap okuması, enstrüman çalması, sosyal hayata daha fazla karışması için projeler üretirken biz koca bir nesli yani gençlerimizi kaybetmemek için çalışıyoruz. Çünkü bizim gençlerimizin yaşama sorunu var.
Maalesef siyasetçisinden, “gerekirse simit yeriz” diyen yandaş sanatçısına kadar yaratılan şükretme algısı toplumda yer buldu. Yaşamak deyince aklınıza yemek, işe gitmek, eve gelip uyumak geliyorsa ne ala.Zira bu mecliste kuru ekmek yiyen insanları aç saymayan vekillerin olduğunu biliyorum.
--Lakin sorun daha ilk ve ortaöğretimde başlıyor. Kimileri özel araçlarla-servislerle okula gelip, en az 2 dil öğrenirken, kimileri beslenme çantasını dolduramadan okula gidiyor.
--Cumhurbaşkanı gençlere, “Aromalı kahve için sosyalleşin” diyor ama barınma, yeme-içme, kitap parası yüzünden gençler için kahve içmek oldukça lüks.
--Devlet yurtları yetersiz olduğu için ev tutmak ya da özel yurtlarda kalmak zorunda olan gençler okuyabilmek için part-time çalışmak zorunda kalıyor.
--Hayatının en güzel ve en aktif olması gereken bu dönemde gençler iktidarın yanlış ekonomi politikaları yüzünden okurken hayat mücadelesine giriyor. Sinemaya-tiyatroya gitmek, tarihi yerleri gezmek, yurtdışına gitmek bir tarafa, tatil zamanları ailelerine gidecek yol paraları bile olmuyor.
--TÜİK Yaşam memnuniyeti araştırmasına göre 2022 yılında 18-24 yaş grubundaki genç nüfus içinde kendini mutlu hissedenlerin oranı %47,9.
İnsanlarımızı fakirleştiren ve yardımlara muhtaç hale getiren 22 yıllık iktidarınız döneminde;
Gençlerde; işsizlik, bunalım, intihara eğilim, uyuşturucu kullanımı oldukça artmıştır.
Gençlerin çoğu yaklaşık %80 i Türkiye’de kalmak istemiyor.
Farkında mısınız?
Biz gençlerimizi kaybediyoruz.
Devletin kayıtları bile gençlerimizin mutsuz olduğunu, ülkemizden kaçarcasına gittiğini gösteriyor.
Birçok ülke, Türkiye’de dışlanan, ötekileştirilen, baskı gören yetişmiş gençlerimize özgürlükler ile daha iyi bir yaşam, daha iyi iş imkânı vadediyor.
Türkiye’nin imarında, iktisadi yapılanmasında, demokrasisinde, temel hak ve özgürlüklerin gelişmesinde temel olan gençlerimize, yetişmiş meslek uzmanlarımıza sahip çıkmamız ulusal güvenliğimizin teminatıdır.
Bu işin farkına varmış dünyadaki gelişmiş Amerika’sı, Almanya’sı gibi birçok ülke gelecek planlamasını diğer ülkelerdeki beyin göçünü ve gençlerini kendi ülkelerine çekmenin hesaplarını yapmaktadır. Güçlü bir Türkiye için; bilime, insanlığa, gençliğe ve eğitime gereken önemin verilmesi, ülkedeki beyin göçünü tersine çevirmek önceliğimiz olmalıdır.
Özellikle gençlerde; iş arama süreci, toplumdaki adalet beklentisinin minimuma inmesi, eşitliğin olmaması, eğitim ve liyakatle gençlerin bir şeylere veya hak ettiği iş imkânına ulaşamaması, ile birlikte huzursuzluk ve karamsarlık, toplumu olumsuz yönde etkilemektedir. Böylece aile içi şiddet ve psikolojik sorunlar artmaktadır.
Şimdi sizlerde çıkmış; bu kadar sosyal, ekonomik ve psikolojik sorunların içine itilmiş olan gençlerimize 150 bin lira kredi vereceksiniz.
Gençlere de işsizliğin hat safhada olduğu, düşük maaşlarla, yüksek ev kirasının, market-pazar fiyatlarının uçtuğu bir ortamda evlensinler diyorsunuz!
Ülkede yarattığınız kötü ekonomi yüzünden bu yüksek enflasyonda bu pahalılıkta gençler nasıl hayat kursunlar.
İnsanlar ev kirasını ödeyemiyor. Elektriğini, suyunu, doğalgazını, kredi kartını ödeyemiyor. Market-Pazar ihtiyacını karşılayamıyor.
Madem bu kadar samimisiniz, gençlerin yuva kurmasını istiyorsunuz gençlere TOKİ üzerinden ev verin onlarda geçim derdi olmadan yuva kursunlar.
Vicdanın ve adaletin olmadığı üstüne üstlük mülakat sistemiyle adamcı lığın ve kayırmacılığın olduğu bu düzen daha ne kadar devam edecek?
Hani mülakat sistemini kaldıracaktınız? Ne oldu?
Mülakat sistemiyle, nitelikli ve liyakatli atamalar İktidarınız sayesinde yok edildi.
Artık bu haksız ve hukuksuz uygulamadan vazgeçin, milletin hakkını yemeyin…
Hani gençlere, öğrencilere istediği bilgisayar ve telefonu vergisiz verecektiniz?
O vaadinizde tam bir fiyasko çıktı! Telefon-bilgisayar ücreti 9.500 lirayı aşmayacak!
Kısaca gençlerin sorunlarının başlığı değişse de meselenin temelinde ekonomi yatmaktadır.
Burada yapılacak çalışmalar, seçim döneminde gençlere verilen vergisiz telefon ve bilgisayar vaadi gibi olmamalı yani dağ fare doğurmamalı.
-Üniversite öğrenci yurt ve barınma sorunu ortadan kaldırılmalıdır.
-Öğrencilerin beslenmesi ve kültürel faaliyetler için ayrı ayrı maddi destek sağlanmalıdır.
-İş bulmaktan umudunu kesmiş ve son dönemlerde “ev genci” olarak adlandırılan gençlerin de topluma ve iş hayatına kazandırılması için yeni iş alanlarının açılması hatta gerekirse ücretsiz psikolojik destek sağlanması lazım.
--Girişim yapmak isteyen gençlerin de önü açılmalı ve devlet tarafından desteklenmeli.
--Üniversite öğrencilerinin istediği telefon ve bilgisayarı alması için bir kereye mahsus değil her zaman vergi indirimi uygulanmalı.
-Gençler internete de daha kolay ve ucuz ulaşmalı.
-İş bulmakta en büyük sorun olan yabancı dil için de devlet maddi destek sağlamalı.
-Kardeş okul- kardeş ülke gibi projeler arttırılarak hem gençlerimizin farklı kültürlerle kaynaşması sağlanmalı hem de yabancı öğrencilerin ülkemizi tanıması sağlanmalı.” dedi.
FONLARIN İYİ DENETLENMESİ ŞART!
Kanko, “Birde fon meselesine bakalım, Bugüne kadar birçok fon kuruldu.
Bunlardan birisi olan (Fak-Fuk-Fon) ile ilgili olarak önemli bir ayrıntıdan söz etmek istiyorum.
Fakir Fukara Fonu olarak bilinen Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Fonu'nda biriken paranın bankalara yatırılarak elde edilen 7,7 milyon liralık promosyon gelirinin usulsüz harcandığı, bu kalemler arasında; temsil, ağırlama, yemek, kozmetik, kuruyemiş, kira, şoför, çiçek vs gibi gider kalemleri için kullanıldığını anımsatmak isterim.
Aile ve Gençliğe yapılacak yatırımlar son derece önemlidir. Ancak fonların kurulma amacı sadece gençlere 150 bin TL vererek evlendirmeyi hedef almamalı, yukarıda bahsettiğim tüm problemlere çözüm olacak şekilde yasal düzenleme ile yapılmalı ve bütçeden belirli bir pay aktarılarak yapılmalıdır.
Çünkü fonların ülkemizde (Örneğin işsizlik fonunda olduğu gibi farklı amaçlarla kullanılmamalı) olduğu gibi amacı dışında ve denetimden azade bir pozisyonda değerlendirildiği su götürmez bir gerçektir.
Gençlerimizi mutlu bir ülkede yaşatmazsak toplumun en temel taşı aileyi de kuramayız.
Sağlıklı bir toplum için aile, o aile için de geleceğe güvenle bakan gençlere ihtiyaç vardır” ifadelerini kulandı.
Ülkedeki işsizlik ve kötü ekonomik koşullar nedeniyle gençlerin yaklaşık %80’inin Türkiye’de kalmak istemediğini vurgulayan Kanko, Gençlerde; işsizlik, bunalım, intihara eğilimi ile uyuşturucu kullanımının oldukça arttığını belirtti.
İnsanlarımızı fakirleştiren ve yardımlara muhtaç hale getiren 22 yıllık AKP İktidarını eleştiren Kanko konuşmasında, “Gençlerde işsizliğin hat safhada olduğu, düşük maaşlarla, yüksek ev kirasının, market-pazar fiyatlarının uçtuğu bir ortamda nasıl evlensinleİnsanlar ev kirasını ödeyemiyor. Elektriğini, suyunu, doğalgazını, kredi kartını ödeyemiyor. Market-Pazar ihtiyacını karşılayamıyor! Ülkede yarattığınız kötü ekonomi yüzünden bu yüksek enflasyonda bu pahalılıkta gençler nasıl hayat kursunlar!” dedi.
Kanko TBMM Genel Kurulunda milletvekillerine hitaben yaptığı konuşmada şu ifadelere yer verdi:
“Gençlerle ilgili çalışmalar yapılırken çeşitli yaş grupları belirtilmektedir ancak ben bugün sizlere 15-30 yaş arası gençlerden bahsedeceğim. Yani büyük çoğunluğu AK parti iktidarı döneminde doğmuş gençler. Ülkemizde bugün bu yaş grubunda yaklaşık 20 Milyon genç bulunmaktadır.
Gönül isterdi ki burada İtalya, Almanya, Japonya gibi gençlere verilecek teşvikleri, kültür kartlarını, hibeleri ve destekleri konuşalım…
Onlar gençlerin daha çok spor yapması, daha fazla tiyatroya-sinemaya gitmesi, daha çok kitap okuması, enstrüman çalması, sosyal hayata daha fazla karışması için projeler üretirken biz koca bir nesli yani gençlerimizi kaybetmemek için çalışıyoruz. Çünkü bizim gençlerimizin yaşama sorunu var.
Maalesef siyasetçisinden, “gerekirse simit yeriz” diyen yandaş sanatçısına kadar yaratılan şükretme algısı toplumda yer buldu. Yaşamak deyince aklınıza yemek, işe gitmek, eve gelip uyumak geliyorsa ne ala.Zira bu mecliste kuru ekmek yiyen insanları aç saymayan vekillerin olduğunu biliyorum.
--Lakin sorun daha ilk ve ortaöğretimde başlıyor. Kimileri özel araçlarla-servislerle okula gelip, en az 2 dil öğrenirken, kimileri beslenme çantasını dolduramadan okula gidiyor.
--Cumhurbaşkanı gençlere, “Aromalı kahve için sosyalleşin” diyor ama barınma, yeme-içme, kitap parası yüzünden gençler için kahve içmek oldukça lüks.
--Devlet yurtları yetersiz olduğu için ev tutmak ya da özel yurtlarda kalmak zorunda olan gençler okuyabilmek için part-time çalışmak zorunda kalıyor.
--Hayatının en güzel ve en aktif olması gereken bu dönemde gençler iktidarın yanlış ekonomi politikaları yüzünden okurken hayat mücadelesine giriyor. Sinemaya-tiyatroya gitmek, tarihi yerleri gezmek, yurtdışına gitmek bir tarafa, tatil zamanları ailelerine gidecek yol paraları bile olmuyor.
--TÜİK Yaşam memnuniyeti araştırmasına göre 2022 yılında 18-24 yaş grubundaki genç nüfus içinde kendini mutlu hissedenlerin oranı %47,9.
İnsanlarımızı fakirleştiren ve yardımlara muhtaç hale getiren 22 yıllık iktidarınız döneminde;
Gençlerde; işsizlik, bunalım, intihara eğilim, uyuşturucu kullanımı oldukça artmıştır.
Gençlerin çoğu yaklaşık %80 i Türkiye’de kalmak istemiyor.
Farkında mısınız?
Biz gençlerimizi kaybediyoruz.
Devletin kayıtları bile gençlerimizin mutsuz olduğunu, ülkemizden kaçarcasına gittiğini gösteriyor.
Birçok ülke, Türkiye’de dışlanan, ötekileştirilen, baskı gören yetişmiş gençlerimize özgürlükler ile daha iyi bir yaşam, daha iyi iş imkânı vadediyor.
Türkiye’nin imarında, iktisadi yapılanmasında, demokrasisinde, temel hak ve özgürlüklerin gelişmesinde temel olan gençlerimize, yetişmiş meslek uzmanlarımıza sahip çıkmamız ulusal güvenliğimizin teminatıdır.
Bu işin farkına varmış dünyadaki gelişmiş Amerika’sı, Almanya’sı gibi birçok ülke gelecek planlamasını diğer ülkelerdeki beyin göçünü ve gençlerini kendi ülkelerine çekmenin hesaplarını yapmaktadır. Güçlü bir Türkiye için; bilime, insanlığa, gençliğe ve eğitime gereken önemin verilmesi, ülkedeki beyin göçünü tersine çevirmek önceliğimiz olmalıdır.
Özellikle gençlerde; iş arama süreci, toplumdaki adalet beklentisinin minimuma inmesi, eşitliğin olmaması, eğitim ve liyakatle gençlerin bir şeylere veya hak ettiği iş imkânına ulaşamaması, ile birlikte huzursuzluk ve karamsarlık, toplumu olumsuz yönde etkilemektedir. Böylece aile içi şiddet ve psikolojik sorunlar artmaktadır.
Şimdi sizlerde çıkmış; bu kadar sosyal, ekonomik ve psikolojik sorunların içine itilmiş olan gençlerimize 150 bin lira kredi vereceksiniz.
Gençlere de işsizliğin hat safhada olduğu, düşük maaşlarla, yüksek ev kirasının, market-pazar fiyatlarının uçtuğu bir ortamda evlensinler diyorsunuz!
Ülkede yarattığınız kötü ekonomi yüzünden bu yüksek enflasyonda bu pahalılıkta gençler nasıl hayat kursunlar.
İnsanlar ev kirasını ödeyemiyor. Elektriğini, suyunu, doğalgazını, kredi kartını ödeyemiyor. Market-Pazar ihtiyacını karşılayamıyor.
Madem bu kadar samimisiniz, gençlerin yuva kurmasını istiyorsunuz gençlere TOKİ üzerinden ev verin onlarda geçim derdi olmadan yuva kursunlar.
Vicdanın ve adaletin olmadığı üstüne üstlük mülakat sistemiyle adamcı lığın ve kayırmacılığın olduğu bu düzen daha ne kadar devam edecek?
Hani mülakat sistemini kaldıracaktınız? Ne oldu?
Mülakat sistemiyle, nitelikli ve liyakatli atamalar İktidarınız sayesinde yok edildi.
Artık bu haksız ve hukuksuz uygulamadan vazgeçin, milletin hakkını yemeyin…
Hani gençlere, öğrencilere istediği bilgisayar ve telefonu vergisiz verecektiniz?
O vaadinizde tam bir fiyasko çıktı! Telefon-bilgisayar ücreti 9.500 lirayı aşmayacak!
Kısaca gençlerin sorunlarının başlığı değişse de meselenin temelinde ekonomi yatmaktadır.
Burada yapılacak çalışmalar, seçim döneminde gençlere verilen vergisiz telefon ve bilgisayar vaadi gibi olmamalı yani dağ fare doğurmamalı.
-Üniversite öğrenci yurt ve barınma sorunu ortadan kaldırılmalıdır.
-Öğrencilerin beslenmesi ve kültürel faaliyetler için ayrı ayrı maddi destek sağlanmalıdır.
-İş bulmaktan umudunu kesmiş ve son dönemlerde “ev genci” olarak adlandırılan gençlerin de topluma ve iş hayatına kazandırılması için yeni iş alanlarının açılması hatta gerekirse ücretsiz psikolojik destek sağlanması lazım.
--Girişim yapmak isteyen gençlerin de önü açılmalı ve devlet tarafından desteklenmeli.
--Üniversite öğrencilerinin istediği telefon ve bilgisayarı alması için bir kereye mahsus değil her zaman vergi indirimi uygulanmalı.
-Gençler internete de daha kolay ve ucuz ulaşmalı.
-İş bulmakta en büyük sorun olan yabancı dil için de devlet maddi destek sağlamalı.
-Kardeş okul- kardeş ülke gibi projeler arttırılarak hem gençlerimizin farklı kültürlerle kaynaşması sağlanmalı hem de yabancı öğrencilerin ülkemizi tanıması sağlanmalı.” dedi.
FONLARIN İYİ DENETLENMESİ ŞART!
Kanko, “Birde fon meselesine bakalım, Bugüne kadar birçok fon kuruldu.
Bunlardan birisi olan (Fak-Fuk-Fon) ile ilgili olarak önemli bir ayrıntıdan söz etmek istiyorum.
Fakir Fukara Fonu olarak bilinen Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Fonu'nda biriken paranın bankalara yatırılarak elde edilen 7,7 milyon liralık promosyon gelirinin usulsüz harcandığı, bu kalemler arasında; temsil, ağırlama, yemek, kozmetik, kuruyemiş, kira, şoför, çiçek vs gibi gider kalemleri için kullanıldığını anımsatmak isterim.
Aile ve Gençliğe yapılacak yatırımlar son derece önemlidir. Ancak fonların kurulma amacı sadece gençlere 150 bin TL vererek evlendirmeyi hedef almamalı, yukarıda bahsettiğim tüm problemlere çözüm olacak şekilde yasal düzenleme ile yapılmalı ve bütçeden belirli bir pay aktarılarak yapılmalıdır.
Çünkü fonların ülkemizde (Örneğin işsizlik fonunda olduğu gibi farklı amaçlarla kullanılmamalı) olduğu gibi amacı dışında ve denetimden azade bir pozisyonda değerlendirildiği su götürmez bir gerçektir.
Gençlerimizi mutlu bir ülkede yaşatmazsak toplumun en temel taşı aileyi de kuramayız.
Sağlıklı bir toplum için aile, o aile için de geleceğe güvenle bakan gençlere ihtiyaç vardır” ifadelerini kulandı.
FACEBOOK YORUMLAR