Prof. Dr. Cengiz. Canpolat ile çocukluk çağı kanserleri konuştuk

İstanbul flaş gazetesi takipçileri merhaba, bu gün değerli bilim insanımız Prof. Dr. Cengiz. Canpolat ile çocukluk çağı kanserleri konuştuk.

Prof. Dr. Cengiz. Canpolat ile çocukluk çağı kanserleri konuştuk
28 Şubat 2021 - 17:21

Hocam, İstanbul Flaş Gazetesi takipçilerine kendinizi tanıtır mısınız?

Ben Profesör Doktor Cengiz Canpolat, Türk Pediatrik Onkoloji Grubu Derneği Başkanıyım, Türk Pediatrik Onkoloji Derneği ve Türk Pediatrik Patoloji Derneği üyesiyim şuan Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalında Çocuk Hematoloji Onkoloji Bilim Dalı Başkanlığını yürütmekteyim ve Acıbadem Altunizade Hastanesi'nde Çocuk Hematoloji Onkoloji dalında hizmet vermekteyim.

Türkiye'de görülen çocuk kanser hastalıkları çeşitleri nelerdir?

Türkiye'de ve dünyada en sık görülen çocukluk çağı kanseri akut lösemidir. İkinci sırada Türkiye gelen lenfomalar, dünyada ise merkezi sinir sistemi tümörleri görülmektedir. Daha sonra Türkiye'de beyin tümörleri, dünyada ise lenfomalar. Üçüncü sırada yer almaktadır. Yani Türkiye de bir yerde değiştirme durumu söz konusudur. Bu da coğrafi ve genetik özelliklerimize bağlanmaktadır. Daha sonra her türlü solid tümör yine dünyada olduğu gibi Türkiye'de de görmektedir. Böbrek üstü bezi kanserleri, yumuşak doku tümörleri, kemik tümörleri, karaciğer tümörleri ve nadir görülen diğer organ tümörleri olmak üzere Türkiye'de çeşitli çocukluk çağı kanserleri görülmekte ve başarı ile tedavi edilmektedir. Tedavi yüzdelerimiz gelişmiş batı ülkelerinden çok farklı değildir.

Hastalarınıza rahatsızlığını nasıl açıklıyorsunuz?

Bizim mesleğimizin en zor yanlarından biri hastalarımıza kötü haber vermektir. Tabii birçok hasta bize çoğu zaman başka yerde yapılan tahlillerin gösterdiği bazı şüpheli bulgular nedeniyle gelmektedirler ve zaten geldiklerindeoldukça endişeli durumdadırlar. Hastayı tanısından emin olduktan sonra yani incelemelerimizi tamamladıktan sonra sakin bir ortama yani bizim için en önemlisi poliklinik ortamında sakin bir ortamda karşımıza alıp tane tane hastalığın ne olduğunu, nasıl tanı koyduğumuzu ve nasıl tedavi edeceğimize anlatıyoruz. Tabi anlatırken kanserin natürü gereği ve herkesin kanser hakkında gerek kendisinde gerek ailesinde veya gerek çevresinde yakın arkadaşlarında bazı olumsuz öyküleri deneyimleri olması nedeniyle moraller oldukça bozuk oluyor ve kanser dendiği zaman da eninde sonunda öldüren bir hastalık olarak algılanıyor toplumda. Halbuki çocukluk çağı kanserlerinde genel olarak tüm dünyada ve bizde tamamından kurtulma, sağ kalma oranı yüzde 70 ve üstündedir. Erişkin kanserlerinde bu oran çok daha düşüktür. O yüzden sakin bir ortamdahastayı karşımıza alıp bütün bunları açıkladıktan sonra mevcut literatür eşliğinde ve bizim deneyimlerimize göre en kendi hasta gruplarımızdan da örnek vererek hastalığın iyileşme şansının ne olduğunu hastaya anlatıyoruz.

Daha sonra nasıl tedavi edeceğimizi, tedavinin hangi aşamalardan geçeceğini, ve ne kadar süreceğini de hastaya açıklamamız gerekiyor. Bütün bunları yaptıktan sonra hastanın güvenini kazanmışsak o zaman hastadan yatış onamı alıp hastayı yatırıyoruz ve başlangıç incelemelerine daha sonra da tedaviye başlıyoruz.
Kanserlerin tedavisini iki sonraki soruda açıklayacağım.

Pandemi döneminde tedavi aksamaları oluyor mu?

Evet, Türkiye genelinde, pandemi döneminde bazı aksamalar olduğunu biliyoruz. Ancak yapılan genel Türkiye kapsamlı bir çalışmada çocuklarımızın diğer yurtdışında yayınlanan yazılarla kıyaslanıldığında tedavilerinde çok anlamlı bir gerilik olmadığını görüyoruz.
Biz çocuk onkologları fedakar çalışan insanlarız ve hastalarımıza çok iyi bakmakla meşhuruz. Gerçekten Türkiye de çocuk onkoloji özel bir alan ve çok da gelişmiş bir alan.
O yüzden onkolojik hastalıkları olupta üzerine covid geçirerek kaybettiğimiz hiçbir hastamız olmadı. Benim şahsi deneyimim de bu yönde. İki hastamızda Covid oldu. Birisi lösemi, diğeri beyin tümörü idi. Ve ikisini de başarı ile hem kanseri hem de Covid tedavilerini yürüttük.  Zaten çok ağır bir tabloyla da karşılaşmadık. Ancak biliniyor ki  çocuklarda covid ten sonra bazı komplikasyonlu seyredebilen durumlar meydana gelebiliyor. Bir hastamızda bu oldu ama onu da başarı ile tedavi ettik.

Tedavi süreci nedir? Bize anlatabilir misiniz?

Bu soruya yanıtım da şöyle, önce kanserin gerçekten doğru tanısının konması lazım.Tabii tanının tercihen erken konması lazım. Çünkü tüm kanserlerde olduğu gibi, çocuklarda da kanser ileri evrede tedavi edilmesi daha zor bir hastalıktır. Bu nedenle erken tanı koymak ve doğru tanı koymakönemlidir. Tanıyı koyduktan sonra hastalığın evresini saptamamız lazım. Yani vücutta nerelere yayıldığını veya bir diğer değişle yayılıp yayılmadığını anlamamız gerekiyor. Onun için girişimsel ve görüntüsel incelemelere başvuruyoruz. Ardından çoğu çocukluk kanserinin tedavisi sistemik yoldan ve klasik kemoterapi ilaçları ile yapıldığı için hastaya bir santral venöz damar yolu açtırtıyoruz. Bunu genelde cerrahi ile işbirliği ile yapıyoruz ve bütün kemoterapisini bu santral venöz yoldan uyguluyoruz. Bütün kan örneklerini veya destek tedavilerimizi de bu yoldan veriyoruz. Böylelikle çocuğun periferik damarları harap olmamış oluyor. Bu da bir cerrahi girişimle takılıyor santral venöz yol. Daha sonra, hastalığın tanısına göre çeşitli uluslar arası protokollere katılmışlığımız var ve bu protokollerle hastanın tedavisine başlıyoruz. Lösemi tedavisi kızlarda ve erkeklerde ortalama 2 yıl kadar sürüyor. Bazı beyin tümörleri bir yıl bazıları 6 ay bazıları 9 ay sürüyor bazıları bir yıldan fazla sürüyor yumuşak dokulu tümörleri kas tümörleri hastalığın evresine göre 9 ayda bir yıl arası devam ediyor. Yani bizim çocuğu tedavi altına aldığımız andan itibaren tedavisine başladığımız andan itibaren O artık Bizim ailemizin bir parçası oluyor ve ailesiyle de neredeyse çok içli dışlı ve akraba gibi oluyoruz. Uzun bir süreç, sadece tedavisini tamamlarken diyebilir kendine ondan sonra da tedavisi bittikten sonra da yıllarca hastayı klinikte takip ettiğimizden, hasta ile olan iletişimimiz, ilişkimiz çok önemli. Tedaviler giderek klasik  konvansiyonelkemoterapi ajanlarından yavaş yavaş daha akıllı daha hedefe yönelik moleküler tedavilere doğru kaymakta, belki 10 sene 20 sene sonra daha az toksit ama tümörün içindeki anormal mutasyonu hedefleyen tedavilerle kemoterapimizi tamamlıyor olacağız.
 Kanser araştırmaları önemli mesafeler kat ettiğini ve burada Bunu da belirtmem lazım.

Aileler hangi belirtilerle geliyorlar?

Vallahi solid tümörler genelde kitle ile geliyorlar. Bir karaciğer tümörü, bir böbrek tümörü, bir kas ve kemik tümörü genelde kendisine ağrılı veya ağrısız büyük kitlelerle kendini gösteriyor. Beyin tümörleri çıktığı yere göre beynin çıktığı Yerine göre bebeklerde ve büyüklerden farklı seyrederek baş ağrısı, baş dönmesi, bulantı, kusma, çift görme, denge bozukluğu, bilinç bozukluğu, havale geçirme gibi bulgularla karşımıza gelebiliyor.Lösemi hastalığı ise genelde kemik iliğini tutan bir hastalık olduğu için kemik iliğinde yapılan hücrelerin eksikliğinden doğan bulgularla ortaya çıkıyor.Mesela bağışıklık sistemi hücrelerinin yapımı azaldığı için nedeni belirlenemeyen enfeksiyonlar ortaya çıkıyor, hasta ateşlenerek geliyor. Alyuvarların yapımı azaldığı için hasta Kansızlık bulgularıyla halsizlik yorgunluk gibi bulgularla veya solukluk gibi belirtilerle karşımıza geliyor.Trombosit dediğimiz Kan pulcuklarıda Kemik iliğinde yapıldığı için ve bunlar da kan pıhtılaşmasını sağladığı için lösemide bunlarında sayısı düştüğünden kanama, pıhtılaşma problemleri vücutta morarmalarla, burun kanaması,, dişeti kanaması gibi bulgularla, çürüklerle karşımıza gelebiliyor.Genelde kanserin belirtileri böyle. Biz çoğu zaman çeşitli yayınlarla, çeşitli halkı bilgilendirici toplantılarla çocukluk çağı kanserlerinin belirti ve bulgularını halkımızın dikkatine getiriyoruz. Dünya kanser günlerinde de çeşitli etkinlikler düzenleyerek halkın ve bu çocukları tanıyabilecek doktorların, pratisyenlerin ve pediatrislerin eğitimini sağlamaya çalışıyoruz.

İstanbul flaş gazetesi takipçilerine bir şey söylemek ister misiniz?

Şöyle yanıt verebilirim. Kendilerine Sayın Su Zeynep Süer aracılığıyla benimle temas ettikleri için çok teşekkür ederim. Çocukluk çağı kanserleri ülkemizde çok önemli bir mortalite ve morbititite yeri tutan bir hastalık ve ölüm nedenleri arasında diyebileceğimiz nedenler arasında en üst sıralarda yer alan bir hastalık grubudur. Çocuklarda yapılan tedaviler son yıllarda elde edilen gelişmelerle çok büyük mesafeler kat etmiştir ve artık çocukları kanserden erişkinlere göre çok daha yüksek oranlarda kurtarabiliyoruz. Burada tabii velilere düşen, anne-babaya düşen dikkatli olmak çocuğunun sağlık muayenelerini aksatmamak, her zamanhastalandığında değil, rutin olarak ta belli aralıklarla çocuğunu doktora götürmek, birtakım yukarıda saydığım belirtileri ve bulguları gösteren çocuklarda bu şeyi atlamamak, yani bu bulguları atlamamak ve çocuğunu sağlık kuruluşlarından birine götürerek, muayene ettirmek çok önemli. Kanser giderek yüksek oranda tedavi edildiği için çocuklarımızın yaşam şansı ailelerimizin dikkatiyle daha da artmaktadır. Bana bu röportaj fırsatını verdiğin için de çok teşekkür ediyorum, çalışmalarında başarılar diliyorum.
Değerli bilim insanımız Prof. Dr. Cengiz Canpolat’a bize zaman ayırdığı ve verdiği çok değerli bilgiler için çok teşekkür ediyorum.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum