OPR. DR. BAYRAM YILMAZKAYA; ASKERİ HASTANELER DERHAL AÇILMALI!
Son dönemlerde askeri operasyonlarda artış gösteren ve art arda gelen şehit haberleriyle ilgili iddialarda bulunan CHP Gaziantep Milletvekili Opr. Dr. Bayram Yılmazkaya, “Operasyonlardaki çatışmalar ve roketli saldırlar sonucu yaralanan askerlerimizin bir kısmını şehit vermemizdeki ana unsurun, askeri cerrahi bilgisi ve tecrübesi olan askeri hekimlerin, askeri sağlık personelinin ve dolayısıyla askeri hastanelerin kaldırılmasından kaynaklandığını” söyledi.
11 Temmuz 2022 - 01:03 - Güncelleme: 11 Temmuz 2022 - 01:07
Bugüne kadar cerrahi alanında önemli tecrübelere sahip olan CHP’nin Doktor Milletvekili Yılmazkaya, son dönemlerde askeri operasyonlardaki şehit sayılarındaki artışlara dikkat çekti.
Kalp Damar Cerrahisi uzmanı olan Yılmazkaya, askeri operasyonlarda yaralanan askerlerin şehit yada ağır yaralı olmasının perde arkasıyla ilgili yaptığı değerlendirmede şu ifadelere yer verdi; “Bulunduğu coğrafya ve konumu itibariyle devamlı askeri operasyonlarda bulunan ordumuz ve askerlerimiz için askeri cerrahinin ve askeri hastanelerin önemini defalarca Milli Savunma Komisyonunda ve Meclis Genel Kurulunda dile getirmemize rağmen, Milli Savunma Bakanlığının bu konudaki uyarılarımızı dikkate almaması olası şehit sayımızı artırmaktadır” dedi.
Yılmazkaya değerlendirmesinde; “Askerî tabipliğin tanımı tamamen farklıdır. Askerî hastaneler stratejik anlamda çok önemli olduğu için savaş durumları ve askeri operasyonlar için kurulmuş önemli kurumlardır.
Askerî hastaneler Sağlık Bakanlığına bağlanarak askerî doktorların ve personelin yerine sivil doktorların ve personelin getirilmesi ile maalesef çatışmalarda ve bombalı saldırılarda yaralanan askerlerimizin belki de bir kısmında, yeterince gerekli profesyonel müdahale yapılamadığı için “kritik müdahaleler ve saniyelik dokunuşlar” şehit veya dönüşü olmayan kalıcı hasarlar olmaktadır. Buradaki en önemli nedenlerden biri askerî hastanelerin kapatılmış olup, böylece bu hastanelerden yetişen savaş cerrahisi bilen doktor ve sağlık personeli eğitim uygulamasının ortadan kaldırılmasıdır.
Bir hekim cerrah olarak bu önemli konuyu her fırsatta dile getirmekteyiz. Askerî cerrahinin önemi ve tecrübesinin yok sayılması büyük bir hatadır. Ülkemizin girdiği düzenli savaşlarda olsun, sınırlarımızın içinde veya ötesinde yapılmış olan harekâtlarda olsun askerimizin en büyük güvencesi yanı başındaki askerî doktorlar ve askerî sağlık personelleridir.
Osmanlı'dan günümüze kadar çatışma alanındaki Mehmetçiğimizin en büyük psikolojik destekçisi, askerî hastaneden eğitim almış askerî doktorlar ve personellerdir. Çünkü çatışma alanında bulunan askerler bilir ki: Şehit olmadığı takdirde hemen yanı başındaki askerî doktor ona en kısa sürede kritik müdahaleyi yapacak ve kendisini hastaneye göndererek harp cerrahisi uzmanına teslim edecektir. Askerî doktor sadece klasik tıp eğitimi alan bir insan değildir. Tıp eğitiminin yanı sıra savaş koşullarındaki tıp eğitimi, askerî psikoloji, savaş psikolojisi ve askerî yönetim konularında eğitim alarak donanımlı bir hâle gelmiştir.
Operasyonlarda ağır yaralanan askerler için saniyelerin bile önemli olduğu düşünüldüğünde yaralıya kimin nasıl ve hangi koşullarda müdahale edeceğini, hasta naklinin de nasıl yapılacağını, yolda olabilecek sıkıntılarda neler yapılabileceğini en iyi askerî doktorlar ve personel bilir. Askerî doktorlar çatışma veya savaş koşullarında gerektiğinde silah kullanma ya da gerektiğinde başka bir komutanın yerine birlikleri komuta etme yeteneğine de sahiptirler. Sivil doktorların ve sağlık personelinin; sahip olduğu tesisat, örgütlenme, eğitim ve yaşam tarzıyla, askerî doktorların sahip oldukları birbirinden çok farklıdır. Sivil doktorları bugün askerimizin yaşamakta olduğu çatışma alanlarına gönderemeyeceğimiz gibi her an başımıza açılabilecek gerilim zamanında bu sivil sağlık çalışanlarını da cepheye gönderemezsiniz. Askerî doktorun görevini sivil doktora yaptırabileceğini sananlar büyük bir yanılgı içindedirler. Askerî doktorluk, hele de savaş cerrahisi çok ayrıcalıklı bir meslektir” dedi.
YARALI ÜÇ ASKERİMİZDEN 2’SİNİ KURTARDIK!
Yılmazkaya, “Askeri hastanelerin ve savaş cerrahisinin ordumuz ve askerlerimiz için önemini pekiştirmek adına askerlik yaptığım dönemde yaralı askerlerimize yaptığımız bir müdahaledeki izlenimlerimi aktarmak istiyorum;
Diyarbakır'da kısa dönem askerlik yapmadan önce, çok önemli bir kalp cerrahi merkezinde kalp cerrahı olduğum o dönemde, fazla sayıda ameliyatlar yaptım ve birçok hastaya müdahale ettim.
Askerlerimizin görev dönüşü mühimmatını doldur boşalt sırasında oluşan bir patlamada 8-10 yaralı askerimiz olmuş. Yaralı askerler, askeri hastaneye getirileceği için acil anonsu verilmişti. Acilde beklemedeyken o yaralı askerlerimizin sivil hayatta hiç görmediğimiz şekilde acilden girişi vardı ki, o yaralı 8-10 asker geldiğinde her tarafları yanıklar, kan revan içindeydi, halen barut kokusu üstlerindeydi. Ben o kadar deneyimli bir cerrah olmama rağmen o an duraksayıp kaldım, ne yapacağımı düşünürken işte o acil ortamında, bu ağır yaralı askerlerimize müdahale edenler ise askerî doktor arkadaşlardı, askerî genel cerrahlardı, askerî anestezi doktorlarıydı, askerî personeldi. Onlar sayesinde diğerlerinin yanı sıra 3 ağır olan askerimize de müdahale ettik. 1'inin ameliyatına ben de girdim, 2 askerimizi kurtardık. Maalesef 1 evladımızı kurtaramadık. İşte o esnada askeri tıp eğitimi almış olan tecrübeli arkadaşlarımızın kritik müdahaleleri, saniyelik dokunuşları sayesinde evlatlarımızı kurtarabildik. Sadece benim gibi tamamen sivil sağlık kadroları olsaydı, o kritik müdahale ve saniyelik dokunuşlar yapılmasaydı askerlerimizi kurtaramayabilirdik” dedi.
ASKERİ HASTANELER MİLLİ SAVUNMA BAKANLIĞINA BAĞLANMALIDIR
Yılmazkaya, “Bu önemli gerekçelerden ötürü, ülkemiz, ordumuz ve askerlerimiz için hayati öneme sahip olan Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi veya eski adıyla GATA gibi askeri hastanelerin tekrardan açılarak askeri doktorlarımızın ve sağlık personellerimizin varlığının idame ettirilmesi stratejik öneme sahiptir. Bu hastaneler tekrardan Sağlık Bakanlığından alınarak Milli Savunma Bakanlığına bağlanmalıdır.
Bu askerî hastanelerin açılması, savaş cerrahlarının ve personelinin yetiştirilmesi kim tarafından ve niye engelleniyor anlamış değilim. Dünyanın hiçbir yerinde hiçbir ülke ordusunu askerî doktorundan mahrum etmemiştir.
İktidarı ve Milli Savunma Bakanlığını tekrar uyarıyorum; Son dönemlerdeki operasyonlarda birçok şehit vermekteyiz. Yaralanan askerlerimizin belki de birçoğu, tecrübeli askeri cerrahlarımızın ve askeri sağlık personelimizin basit ve kritik müdahaleleriyle kurtarılabilir. Askeri hastaneler ve askeri tabiplik Mehmetçiğimizin güvencesidir, ordumuz için çok önemlidir. Gelin ilk fırsatta bu askerî hastanelerin açılması için engelleri kaldırıp ne gerekliyse hep birlikte yapalım!” dedi.
Kalp Damar Cerrahisi uzmanı olan Yılmazkaya, askeri operasyonlarda yaralanan askerlerin şehit yada ağır yaralı olmasının perde arkasıyla ilgili yaptığı değerlendirmede şu ifadelere yer verdi; “Bulunduğu coğrafya ve konumu itibariyle devamlı askeri operasyonlarda bulunan ordumuz ve askerlerimiz için askeri cerrahinin ve askeri hastanelerin önemini defalarca Milli Savunma Komisyonunda ve Meclis Genel Kurulunda dile getirmemize rağmen, Milli Savunma Bakanlığının bu konudaki uyarılarımızı dikkate almaması olası şehit sayımızı artırmaktadır” dedi.
Yılmazkaya değerlendirmesinde; “Askerî tabipliğin tanımı tamamen farklıdır. Askerî hastaneler stratejik anlamda çok önemli olduğu için savaş durumları ve askeri operasyonlar için kurulmuş önemli kurumlardır.
Askerî hastaneler Sağlık Bakanlığına bağlanarak askerî doktorların ve personelin yerine sivil doktorların ve personelin getirilmesi ile maalesef çatışmalarda ve bombalı saldırılarda yaralanan askerlerimizin belki de bir kısmında, yeterince gerekli profesyonel müdahale yapılamadığı için “kritik müdahaleler ve saniyelik dokunuşlar” şehit veya dönüşü olmayan kalıcı hasarlar olmaktadır. Buradaki en önemli nedenlerden biri askerî hastanelerin kapatılmış olup, böylece bu hastanelerden yetişen savaş cerrahisi bilen doktor ve sağlık personeli eğitim uygulamasının ortadan kaldırılmasıdır.
Bir hekim cerrah olarak bu önemli konuyu her fırsatta dile getirmekteyiz. Askerî cerrahinin önemi ve tecrübesinin yok sayılması büyük bir hatadır. Ülkemizin girdiği düzenli savaşlarda olsun, sınırlarımızın içinde veya ötesinde yapılmış olan harekâtlarda olsun askerimizin en büyük güvencesi yanı başındaki askerî doktorlar ve askerî sağlık personelleridir.
Osmanlı'dan günümüze kadar çatışma alanındaki Mehmetçiğimizin en büyük psikolojik destekçisi, askerî hastaneden eğitim almış askerî doktorlar ve personellerdir. Çünkü çatışma alanında bulunan askerler bilir ki: Şehit olmadığı takdirde hemen yanı başındaki askerî doktor ona en kısa sürede kritik müdahaleyi yapacak ve kendisini hastaneye göndererek harp cerrahisi uzmanına teslim edecektir. Askerî doktor sadece klasik tıp eğitimi alan bir insan değildir. Tıp eğitiminin yanı sıra savaş koşullarındaki tıp eğitimi, askerî psikoloji, savaş psikolojisi ve askerî yönetim konularında eğitim alarak donanımlı bir hâle gelmiştir.
Operasyonlarda ağır yaralanan askerler için saniyelerin bile önemli olduğu düşünüldüğünde yaralıya kimin nasıl ve hangi koşullarda müdahale edeceğini, hasta naklinin de nasıl yapılacağını, yolda olabilecek sıkıntılarda neler yapılabileceğini en iyi askerî doktorlar ve personel bilir. Askerî doktorlar çatışma veya savaş koşullarında gerektiğinde silah kullanma ya da gerektiğinde başka bir komutanın yerine birlikleri komuta etme yeteneğine de sahiptirler. Sivil doktorların ve sağlık personelinin; sahip olduğu tesisat, örgütlenme, eğitim ve yaşam tarzıyla, askerî doktorların sahip oldukları birbirinden çok farklıdır. Sivil doktorları bugün askerimizin yaşamakta olduğu çatışma alanlarına gönderemeyeceğimiz gibi her an başımıza açılabilecek gerilim zamanında bu sivil sağlık çalışanlarını da cepheye gönderemezsiniz. Askerî doktorun görevini sivil doktora yaptırabileceğini sananlar büyük bir yanılgı içindedirler. Askerî doktorluk, hele de savaş cerrahisi çok ayrıcalıklı bir meslektir” dedi.
YARALI ÜÇ ASKERİMİZDEN 2’SİNİ KURTARDIK!
Yılmazkaya, “Askeri hastanelerin ve savaş cerrahisinin ordumuz ve askerlerimiz için önemini pekiştirmek adına askerlik yaptığım dönemde yaralı askerlerimize yaptığımız bir müdahaledeki izlenimlerimi aktarmak istiyorum;
Diyarbakır'da kısa dönem askerlik yapmadan önce, çok önemli bir kalp cerrahi merkezinde kalp cerrahı olduğum o dönemde, fazla sayıda ameliyatlar yaptım ve birçok hastaya müdahale ettim.
Askerlerimizin görev dönüşü mühimmatını doldur boşalt sırasında oluşan bir patlamada 8-10 yaralı askerimiz olmuş. Yaralı askerler, askeri hastaneye getirileceği için acil anonsu verilmişti. Acilde beklemedeyken o yaralı askerlerimizin sivil hayatta hiç görmediğimiz şekilde acilden girişi vardı ki, o yaralı 8-10 asker geldiğinde her tarafları yanıklar, kan revan içindeydi, halen barut kokusu üstlerindeydi. Ben o kadar deneyimli bir cerrah olmama rağmen o an duraksayıp kaldım, ne yapacağımı düşünürken işte o acil ortamında, bu ağır yaralı askerlerimize müdahale edenler ise askerî doktor arkadaşlardı, askerî genel cerrahlardı, askerî anestezi doktorlarıydı, askerî personeldi. Onlar sayesinde diğerlerinin yanı sıra 3 ağır olan askerimize de müdahale ettik. 1'inin ameliyatına ben de girdim, 2 askerimizi kurtardık. Maalesef 1 evladımızı kurtaramadık. İşte o esnada askeri tıp eğitimi almış olan tecrübeli arkadaşlarımızın kritik müdahaleleri, saniyelik dokunuşları sayesinde evlatlarımızı kurtarabildik. Sadece benim gibi tamamen sivil sağlık kadroları olsaydı, o kritik müdahale ve saniyelik dokunuşlar yapılmasaydı askerlerimizi kurtaramayabilirdik” dedi.
ASKERİ HASTANELER MİLLİ SAVUNMA BAKANLIĞINA BAĞLANMALIDIR
Yılmazkaya, “Bu önemli gerekçelerden ötürü, ülkemiz, ordumuz ve askerlerimiz için hayati öneme sahip olan Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi veya eski adıyla GATA gibi askeri hastanelerin tekrardan açılarak askeri doktorlarımızın ve sağlık personellerimizin varlığının idame ettirilmesi stratejik öneme sahiptir. Bu hastaneler tekrardan Sağlık Bakanlığından alınarak Milli Savunma Bakanlığına bağlanmalıdır.
Bu askerî hastanelerin açılması, savaş cerrahlarının ve personelinin yetiştirilmesi kim tarafından ve niye engelleniyor anlamış değilim. Dünyanın hiçbir yerinde hiçbir ülke ordusunu askerî doktorundan mahrum etmemiştir.
İktidarı ve Milli Savunma Bakanlığını tekrar uyarıyorum; Son dönemlerdeki operasyonlarda birçok şehit vermekteyiz. Yaralanan askerlerimizin belki de birçoğu, tecrübeli askeri cerrahlarımızın ve askeri sağlık personelimizin basit ve kritik müdahaleleriyle kurtarılabilir. Askeri hastaneler ve askeri tabiplik Mehmetçiğimizin güvencesidir, ordumuz için çok önemlidir. Gelin ilk fırsatta bu askerî hastanelerin açılması için engelleri kaldırıp ne gerekliyse hep birlikte yapalım!” dedi.
FACEBOOK YORUMLAR