Mustafa Kemal Paşa'nın Başkomutan Oluşu 5 Ağustos.1921
Atatürk’ü en yakından takip eden gazeteci Falih Rıfkı Atay anlatıyor:
05 Ağustos 2021 - 12:33 - Güncelleme: 06 Ağustos 2021 - 12:36
''Yetmiş bin askerden ancak otuz bin kadarı Sakarya’nın doğusuna çekilmişti. Onlar da bitkin bir halde idiler. Bereket Yunanlılar duraklamışlardı.
Vekiller heyeti ve Genel Kurmay Başkanı Fevzi Paşa (Çakmak) bir gün gizli oturum istedi. Rengi uçmuş, tıraşsız kimbilir kaç gündür uykusuz, millet vekillerine:
“Arkadaşlar, dedi, tarihî günler yaşıyoruz. Yunanlılar’ın çok üstün kuvvetlerle yaptıkları taarruza karşı askerlerimiz kahramanca dövüştüler. Ağır kayıplara uğradık. Biz şehir ve bölge harbi yapmıyoruz. Hedefimiz zaferdir. Ordumuz stratejik bakımdan en elverişli yerde harbe devam edecektir. Hükümetimiz adına Ankara’yı bu hafta içinde boşaltmaya, merkezi Kayseri’ye götürmeye karar verdik. Şimdiden hazırlığa başlanmasını rica ediyoruz.”
Bir kıyamettir koptu. Kürsüden inen çıkan belli değildi. Milletvekilleri iki noktada birleşiyorlardı:
1-Ankara’yı harbsiz bırakmamak,
2-Bozguna sebep olanları şiddetle cezalandırmak.
Fevzi Paşa bozgun sorumluluğunu üstüne almak zorunda kaldı.
Kürsüye gelerek:
-Stratejik komuta hatalarına gelince, Genel Kurmay Başkanı olarak onlardan ben sorumluyum. Vereceğiniz cezayı şimdiden kabul ediyorum, dedi ve ben ölümden korkmam, milletin uğruna seve seve şehit olmasını bilirim, diyerek yerine oturdu.
Meclis cepheye bir heyet yollamaya karar verdi. Heyet gitti, geldi. Ankara’da siperler kazılmak, cepheye asker yetiştirmek için her asker alınma bölgesine olağanüstü yetkilerle milletvekilleri gönderilmek gibi tedbirlere başvuruldu.
Bu sırada bazı milletvekillerinin hatırlarına Mustafa Kemal’i başkomutan yapmak fikri geldi. Bunlar meclise tekliflerini verdiler. Teklif üzerine bir gizli oturumda görüşmeler iki gün sürdü. Vatanın son tepesine kadar savaş kararında olan Mustafa Kemal herhangi bir çarpışmanın doğrudan doğruya sorumluluğunu üstüne almak istemiyordu. İki gün süren tartışmalardan sonra Mustafa Kemal kürsüye geldi:
-Bu tekliften maksat nedir? dedi. Eğer işin başında benim bulunmam ise, esasen işin içindeyim. Durumu yakından takip ediyorum. Genel Kurmay Başkanı ile benim karargahım Ankara’dadır. Lâzım gelen tedbirleri buradan alıyoruz. Bu teklif beni Ankara’dan uzaklaştırmaktan başka mâna taşımaz.’
Öfkeli idi. Kötü arka niyetli kimselerin maksadı onu yıpratma fırsatı aramaktı ama, teklif sahipleri Sakarya zaferinin ancak onun cephe başında bulunması ile mümkün olacağı inancında idiler. Bunun üzerine Mustafa Kemal, meclisin bütün yetkileri üç ay müddetle kendisine verilmek şartı ile, başkomutanlığı kabul edeceğini bildiren bir takrir verdi. Yeniden bir kaynaşma. Söz alan alana. İki gün de bu tartışma devam etti.
Bunun üzerine Mustafa Kemal, Sakarya’da bir bozgun olsa da durumu elinde tutabilmesine elverişli yetki ile 5 Ağustos 1921 de başkomutan oldu.''
Derleyen: Mehmet Ünlü
Vekiller heyeti ve Genel Kurmay Başkanı Fevzi Paşa (Çakmak) bir gün gizli oturum istedi. Rengi uçmuş, tıraşsız kimbilir kaç gündür uykusuz, millet vekillerine:
“Arkadaşlar, dedi, tarihî günler yaşıyoruz. Yunanlılar’ın çok üstün kuvvetlerle yaptıkları taarruza karşı askerlerimiz kahramanca dövüştüler. Ağır kayıplara uğradık. Biz şehir ve bölge harbi yapmıyoruz. Hedefimiz zaferdir. Ordumuz stratejik bakımdan en elverişli yerde harbe devam edecektir. Hükümetimiz adına Ankara’yı bu hafta içinde boşaltmaya, merkezi Kayseri’ye götürmeye karar verdik. Şimdiden hazırlığa başlanmasını rica ediyoruz.”
Bir kıyamettir koptu. Kürsüden inen çıkan belli değildi. Milletvekilleri iki noktada birleşiyorlardı:
1-Ankara’yı harbsiz bırakmamak,
2-Bozguna sebep olanları şiddetle cezalandırmak.
Fevzi Paşa bozgun sorumluluğunu üstüne almak zorunda kaldı.
Kürsüye gelerek:
-Stratejik komuta hatalarına gelince, Genel Kurmay Başkanı olarak onlardan ben sorumluyum. Vereceğiniz cezayı şimdiden kabul ediyorum, dedi ve ben ölümden korkmam, milletin uğruna seve seve şehit olmasını bilirim, diyerek yerine oturdu.
Meclis cepheye bir heyet yollamaya karar verdi. Heyet gitti, geldi. Ankara’da siperler kazılmak, cepheye asker yetiştirmek için her asker alınma bölgesine olağanüstü yetkilerle milletvekilleri gönderilmek gibi tedbirlere başvuruldu.
Bu sırada bazı milletvekillerinin hatırlarına Mustafa Kemal’i başkomutan yapmak fikri geldi. Bunlar meclise tekliflerini verdiler. Teklif üzerine bir gizli oturumda görüşmeler iki gün sürdü. Vatanın son tepesine kadar savaş kararında olan Mustafa Kemal herhangi bir çarpışmanın doğrudan doğruya sorumluluğunu üstüne almak istemiyordu. İki gün süren tartışmalardan sonra Mustafa Kemal kürsüye geldi:
-Bu tekliften maksat nedir? dedi. Eğer işin başında benim bulunmam ise, esasen işin içindeyim. Durumu yakından takip ediyorum. Genel Kurmay Başkanı ile benim karargahım Ankara’dadır. Lâzım gelen tedbirleri buradan alıyoruz. Bu teklif beni Ankara’dan uzaklaştırmaktan başka mâna taşımaz.’
Öfkeli idi. Kötü arka niyetli kimselerin maksadı onu yıpratma fırsatı aramaktı ama, teklif sahipleri Sakarya zaferinin ancak onun cephe başında bulunması ile mümkün olacağı inancında idiler. Bunun üzerine Mustafa Kemal, meclisin bütün yetkileri üç ay müddetle kendisine verilmek şartı ile, başkomutanlığı kabul edeceğini bildiren bir takrir verdi. Yeniden bir kaynaşma. Söz alan alana. İki gün de bu tartışma devam etti.
Bunun üzerine Mustafa Kemal, Sakarya’da bir bozgun olsa da durumu elinde tutabilmesine elverişli yetki ile 5 Ağustos 1921 de başkomutan oldu.''
Derleyen: Mehmet Ünlü
FACEBOOK YORUMLAR