Muğla'da halk çimento fabrikasına malzeme taşıyan kamyonu durdurdu!
Cenneti cehenneme çevirme saplantısında bugün: Muğla'da yerel halkın tüm itirazlarına rağmen açılmak istenen çimento fabrikası için bölgeye getirilen dev kazanı taşıyan kamyonların önünü kesen halk yolu kapatıp nöbete başladı.
05 Nisan 2023 - 14:48
Çimento devi bir Alman firmasıyla iş birliği içinde uygulamaya konulan çimento fabrikası, Yatağan'ın Deştin, Menteşe'nin ise Bayır mahallelerini etkileyecek. Yöre halkı fabrika için devasa kazanı taşıyan kamyonun önünü keserek nöbet tutmaya başladı.
Halka rağmen, halkın yaşam alanlarını yok etme pahasına ama "halk için" sloganıyla kalkınma olmaz. Çimento fabrikası, 95,33 dekar kapalı, 7.656 dekar da açık hammadde ocakları olmak üzere toplam 7.751 dönümlük alanı kapsıyor. Bu, bin futbol sahasından büyük bir arazi demek.
Çimento fabrikası açılmak istenen bölge, kendi kendine yeten halkın yaşamını sürdürdüğü verimli yaşam alanlarını, su kaynaklarını ve ormanları barındırıyor. Türkiye Avrupa’nın betonunu, çimentosunu, petrol zengini Arapların mermer ihtiyacını karşılamak için doğal yaşam alanlarını yok ediyor.
Yetkililer, idareciler “yatırım, istihdam ve ihracat-döviz” gibi gerekçelerle bu tür yatırımları savunuyor. Halk ise ekmeğin, suyun, zeytinin derdinde. Kısacası yaşadığı cenneti korumanın telaşında. Bölgede yaşayan insanları hiçe sayarak proje dayatmak büyük bir aymazlık.
Yüzlerce yıldır devlete yük olmadan, yaşadığı coğrafyada ekmeğini-suyunu topraktan çıkararak yaşamını sürdüren bu halka yapılan kötülüklerin asıl büyük faturası ülkeye çıkacak. Gıda ve su, önümüzdeki sürecin en kritik, en stratejik konusu. Tek bir tohumu, bir damla suyu yok etme lüksümüz yok.
(Yusuf Yavuz)
Halka rağmen, halkın yaşam alanlarını yok etme pahasına ama "halk için" sloganıyla kalkınma olmaz. Çimento fabrikası, 95,33 dekar kapalı, 7.656 dekar da açık hammadde ocakları olmak üzere toplam 7.751 dönümlük alanı kapsıyor. Bu, bin futbol sahasından büyük bir arazi demek.
Çimento fabrikası açılmak istenen bölge, kendi kendine yeten halkın yaşamını sürdürdüğü verimli yaşam alanlarını, su kaynaklarını ve ormanları barındırıyor. Türkiye Avrupa’nın betonunu, çimentosunu, petrol zengini Arapların mermer ihtiyacını karşılamak için doğal yaşam alanlarını yok ediyor.
Yetkililer, idareciler “yatırım, istihdam ve ihracat-döviz” gibi gerekçelerle bu tür yatırımları savunuyor. Halk ise ekmeğin, suyun, zeytinin derdinde. Kısacası yaşadığı cenneti korumanın telaşında. Bölgede yaşayan insanları hiçe sayarak proje dayatmak büyük bir aymazlık.
Yüzlerce yıldır devlete yük olmadan, yaşadığı coğrafyada ekmeğini-suyunu topraktan çıkararak yaşamını sürdüren bu halka yapılan kötülüklerin asıl büyük faturası ülkeye çıkacak. Gıda ve su, önümüzdeki sürecin en kritik, en stratejik konusu. Tek bir tohumu, bir damla suyu yok etme lüksümüz yok.
(Yusuf Yavuz)
FACEBOOK YORUMLAR